İşsizlik 2009’da yüzde 14 ile tarihin en yüksek seviyesine çıktı. İşsiz sayısı kriz yılında 860 bin kişilik artışla 3,5 milyonu buldu.
Tekstil ve inşaat gibi emek yoğun sektörlerle tarımdan çıkan yüz binlerce insan işsizler ordusuna dahil oluyor. Türkiye, mesleki eğitimden mahrum bu devasa işgücünü nerede ve nasıl istihdam edeceğini bulmak zorunda. Ekonomik ve sosyal boyutuyla işsizlik tablosu ne kadar korkutucu olursa olsun, doğru alana yönelenler için umut ışıkları da barındırıyor. İşkur ve özel istihdam bürolarından alınan verilere göre özellikle perakende sektöründe mağaza sorumlusu ve satış temsilcisi gibi pozisyonlarda ciddi bir hareketlilik söz konusu. Ayrıca telekom, bilişim, çağrı merkezi, özel güvenlik ve turizm şirketleri ile bankalar eleman alımında gaza bastı. İnsan kaynakları uzmanları, son dönemde istihdam artışında kriz öncesi döneme yaklaşıldığını belirtiyor.
İnsan kaynakları sitesi kariyer.net‘in en son ‘istihdam endeksi’ araştırması uyarınca eleman ilanlarında son ayların lideri bilişim ve telekom. Krizden az etkilenen sektörler arasında yer alan bilişim, geçen aralıkta son iki yılın en yüksek ilan sayısına ulaştı. Şirketin Genel Müdürü Yusuf Azoz, bilişimin yanında telekom ve tekstil sektörlerinde çok önemli hareketler gözlemlendiğini ifade ediyor. Aralık sonu itibarıyla bu sektörlerde iş ilanı sayısında kriz öncesi rakamların yakalandığını, hatta bazılarında geçildiğini vurgulayan Azoz, yapı ve turizm sektörlerinde de canlanma işaretlerinin geldiğini aktarıyor.
Kriz döneminde personel alım ilanları en çok azalan sektörler listesinin başında ise eğlence-sanat ve otomotiv geldi. Gayrimenkul, imalat, organizasyon, anket-saha araştırma, eğitim danışmanlığı, mimarlık, ürün yönetimi ve geliştirme gibi alanlar da sıkıntı yaşanan sektörler arasında yer alıyor. Geçen yıl insan kaynakları sitelerine işverenlerden gelen alım ilanları toplam yüzde 25 oranında azaldı. Bu sitelere yapılan iş talepleri ise neredeyse iki kat arttı. yenibiris.com’un Genel Müdürü Deniz Ceylan Kılıçlıoğlu, iş dünyasını mercek altına alarak istihdam bilançosu çıkardıklarını belirtiyor. Buna göre küresel ekonomik krize rağmen perakendecilik-toptancılık, sağlık-tıp ve bilişim alanındaki firmalar işe alınacak aday aramayı sürdürüyor. Şirkete gelen ilanlarda ilk beş sıra şöyle: Satış temsilcisi, müşteri temsilcisi, satış danışmanı, sekreter ve süpervizör. Adayların sektörlere göre dağılımında ise ilk sıralarda gıda, tekstil, eğitim, yapı–inşaat, turizm-otelcilik ve sağlık-tıp sektörleri yer alıyor. Bu süreçte yeni eklenen özgeçmişlerdeki pozisyonlar sıralamasında da ilk beş; satış danışmanı, öğretmen, kasiyer, sekreter ve tekniker olarak sıralanıyor.
Alpa Danışmanlık’ın Genel Müdürü A. Zühre Sarı, hemen her sektörde ve her sektörün bütün departmanlarında pazarlama, tanıtım, lansman ve müşteri ilişkilerini sıkı takip edebilecek elemanlara ihtiyaç duyulduğunu anlatıyor. Sarı, "Pazarlama, satış ve tanıtım pozisyonları ilk sırayı korumakla birlikte hemen arkasından bilişim ve yazılım konularında uzman mühendisler ve teknikerler, dış ticaret pazarlamacıları, teknik satış ve satış mühendisleri, ön muhasebeciler, hizmet sektöründe kalifiye ara elemanlar, inşaat sektöründe mühendis, tekniker ve tasarımcılar tercih edilmekte." değerlendirmesinde bulunuyor. Sağlık sektöründeki potansiyele de dikkat çeken Sarı, "Nitekim 2010 yılı istihdam planlamalarını açıklayan Acıbadem, Dünya Göz ve Alman hastaneleri gibi dev sağlık kuruluşlarının, büyük çaplı istihdama devam edeceklerini görüyoruz." diye konuşuyor. Sarı, tekstil sektöründe ise bütün daralmalara rağmen satış, pazarlama, tasarım, stilist, modelist gibi pozisyonların istihdam sürekliliğinin devam ettiğini kaydediyor. A. Zühre Sarı‘ya göre işveren artık ekonomik krizin de etkisiyle bir elemana aynı anda birçok görev verebiliyor. Bu sebeple işe yeni alınacak elemanlarda satış-pazarlamadan bilişim ve sosyal iletişime kadar geniş bir yelpazede kabiliyet beklendiğini dile getiriyor.
‘4-5 ayda yönetici olacağını düşünen yeni mezunlar dikiş tutturamıyor’
DD Değişim Dinamikleri Yönetim Merkezi‘nin Projeler Koordinatörü Ahmet Nedim Erdemir, işsizlik tablosunun içinde farklı bir noktaya temas ediyor. Genç çalışanlarla yeni mezunların çok yüksek beklentilerle iş hayatına atılıp işyerinde çok aceleci davrandıklarını ifade ediyor. Oysa iş dünyasının bu tip davranış kalıplarına uygun olmadığına işaret eden Erdemir, "Diplomasını aldıktan sonra hemen iş bulacağını ve 4-5 ayda yükselip yönetici pozisyonuna gelebileceğini düşünen yeni mezunlarımız, iş dünyasının içine girince bu beklentilerinin karşılanmadığını görüp sürekli iş değiştirmekte." diyor. İnsan kaynakları tedarikinde en önemli unsurlardan birinin de istikrarlı ve uyumlu bir birikime dayanan iş tecrübeleri olduğunu hatırlatan Erdemir, "Hayali beklentilerini törpülemesini bilen çalışanlar, işinde tutunabilecek, hem de hızla yükselebilecektir." tavsiyesinde bulunuyor.
Ahmet Nedim Erdemir, özellikle insan kaynakları yapısı tam olarak oturmamış perakende ve satış sektörlerinde çalışan sirkülâsyonunun yüksek olduğuna da vurgu yapıyor. Erdemir’e göre bunun altında yatan sebepler; yorucu tempo, iş saatleri, yüksek rekabet ve düşük ücret politikası. Bu durumun en çok firmaya zarar verdiğini bildiren Erdemir, "Firmalar çalışanlarına sunamadığı tatmin edici ücretleri, farklı yöntemler ile telafi etmeli, motivasyonu artırmalı." açıklamasını yapıyor.
‘Acil durum istihdam bakanlığı’ kurulmalı
Küreselleşen ve dünyaya ayak uyduran Türkiye’nin yeni ekonomik düzeninde kamunun iş ve işçi bulma kurumu İşkur kadar özel istihdam büroları da önem kazanmaya başladı. Bu çerçevede insan kaynakları şirketlerinin işsizliğin azaltılmasına yönelik görüşlerinin de dikkate alınması gerekiyor. Alpa Danışmanlık’ın Genel Müdürü A. Zühre Sarı, işsizlik probleminin çözümü konusunda şu önerilerde bulunuyor:
Hizmet sektörüne istihdam artırıcı teşvikler somutlaştırılmalı
Üretim sektörünün ivedilikle tabana yayılması ve istihdam yükünün azaltılmasını sağlayacak teşviklerin güncellenmesi şart.
Üniversitelerin 4 yıllık lisans bölümlerinin son yılı, 5 veya 6 yıllık olanlarının da son 2 yılı tamamen mecburi uygulama ve staj şeklinde düzenlenebilir.
Yüksek, öğretim kurumlarının Ar-Ge çalışmaları güçlendirilmeli, teknopark sayıları artırılmalı.
İş dünyası, üniversite, iş dünyası, İşkur ve KOSGEB arasındaki ilişkileri tek elden yürütecek bir acil durum istihdam bakanlığı ihdas edilmeli.
Milli Eğitim Bakanlığı, mesleki eğitimi acilen her türlü politik yaklaşımlardan uzak şekilde daha geniş bir alana yaysın.
İşkur ile irtibatlı çalışan 273 özel istihdam bürosunun yetki, mali durum ve koordinasyonlarını daha da hızlandırıcı düzenlemeler hayata geçirilmeli.
Sağlıkçı, iş konusunda avukattan daha şanslı
Sektörel bazda bakıldığında sağlıkçılar ile özel güvenlik görevlilerinin kolay iş bulduğu görülüyor. Türkiye’de en düşük işsizlik, yüzde 4 ile sağlıkçılar arasında. 2009 yılında sağlık alanında eğitim alan 373 bin kişiden yalnızca 15 bini işsiz kaldı. Geçen yıl hukuk mezunları arasında işsizlik oranı ise yüzde 4,3 oldu. Güvenlik eğitimi alanlar da yüzde 16 ile işsizliğin az olduğu bir başka kesim. Buna karşın sosyal hizmetlerle ilgili eğitim alanlar arasında işsizlik oranı yüzde 31,3. Bunu yüzde 24 ile sanat eğitimi alanlar, yüzde 21 ile ulaştırma takip ediyor. İşsizlik, bilgisayar eğitimi alanlarda yüzde 20, gazetecilik eğitimi alanlarda ise yüzde 19. Türkiye‘de halen her 4 gençten biri işsiz. İşsizliğin en yüksek olduğu grup düz lise mezunları. TÜİK’in verilerine göre 2009’da düz lise mezunları arasında işsizlik oranı yüzde 18 iken, meslek lisesi, yüksekokul ve üniversite mezunları arasındaki oran yüzde 13,5. Lise altı eğitimlilerde de işsizlik giderek artıyor. Bu grupta 2007’de 10,8 olan işsizlik, 2009’da 13,9’a çıktı. Yükseköğretim mezunları arasında işsizlik ise 2007’de 9,5 iken 2009’da yüzde 12,1 oldu.
İşsizler, bilgisayar ve özel güvenlik kursuna yöneliyor
İşsizliğin artmasına paralel olarak hükümetin en etkin politikalarının başında işsizlerin meslek eğitiminden geçirilmesi geliyor. İşsizlik Fonu’ndan yıllık 500 milyon kaynak aktarılan Türkiye İş Kurumu, 81 ilde meslek eğitimine başladı. 2009’da toplam 120 bin kişiye meslek eğitimi verildi. İşsizlerin en fazla talep gösterdiği meslek kursları ise bilişim temelli kurslar. Eğitimlerin yoğunlaştığı diğer sektörler ise tekstil ve güvenlik hizmetleri. İşkur bunların yanında aşçı, kasap, resepsiyon görevlisi, hayvan yetiştirme işçisi, mantar yetiştiricisi, sahne ve stüdyo makyajcısı, radyo televizyon yapımcısı, hasta danışmanı, cilt bakımı ve güzellik elemanı, kameraman, aktör, fidan yetiştiricisi, arıcı, galoş-bone imalat işçisi, oyuncak bebek imal işçisi, kuyumcu, tornacı, iş makinesi operatörü, sekreter, kaynakçı ve sabun imal işçisi gibi sektörlerde de eğitim veriyor.
İstihdamda en büyük yarayı sanayi sektörü aldı
Kriz döneminde en fazla istihdam daralması sanayi sektöründe yaşandı. İmalat sanayiinin istihdamı 2009 yılında yüzde 6,8 küçülürken 286 bin kişi işini kaybetti. Sanayi sektöründeki istihdam daralması ise 311 bin kişiyi buldu. Sanayinin toplam istihdamdaki payı 1,5 puan azaldı. Tarımda 238 bin kişi, hizmetler sektöründe de 149 bin kişilik artış yaşandı. Öte yandan TÜİK‘in verilerine göre toplam istihdamın yüzde 50’si hizmet sektöründe. Bunu yüzde 24 ile tarım, yüzde 19 ile sanayi izliyor. Türkiye’de işsizlik rekor kırarken dünya genelinde de benzer bir tablo söz konusu. Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) raporuna göre 2009 yılında 27 milyon kişi işsiz kaldı. Kuzey Amerika, Japonya ve Batı Avrupa’da 12 milyon kişi işini kaybederken, Asya, Afrika ve Ortadoğu’da işsizlik durağan bir seyir izledi. ILO, bu yıl da işsizliğin yüksek seyretmesini bekliyor. Buna göre gelişmiş ülkelerde 3 milyon kişi daha ya işini kaybedecek ya da iş bulamayacak.