Erdoğan, dershaneler için tarih verdi

Eğitim Güncel
Afyonkarahisar’daki patlama sonrası yapılan tartışmaları linç kampanyası olarak niteleyen Başbakan Erdoğan "Beyefendiler; televizyonlarının karşısında, çerezlerini alkollü içkileri ile yudu...
EMOJİLE

Afyonkarahisar’daki patlama sonrası yapılan tartışmaları linç kampanyası olarak niteleyen Başbakan Erdoğan "Beyefendiler; televizyonlarının karşısında, çerezlerini alkollü içkileri ile yudumlarken, orada vali, kaymakam, asker, polis, korucu, istihbaratçı canını ortaya koyuyor" dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan’dan Afyonkarahisar’daki patlamayla ilgili askere yönelik eleştirilere "Sorgulama boyutunu aşıp topyekün linç kampanyasına dönüştü" diyerek tepki gösterdi. "Mesele patlama olmaktan çıkıp çok farklı boyut kazanıyor. Önce sosyal medyada bir linç atmosferi oluşuyor. Ardından medyada hedefler aşılıyor. Muhalefetin de siyasi rant fırsatçılığıyla topyekün bir karalama ve linç kampanyasına dönüşüyor" diyen Erdoğan, eleştiriden bulunanlara "Beyefendiler; televizyonlarının karşısında, çerezlerini alkollü içkileri ile yudumlarken, orada vali, kaymakam, asker, polis, korucu, istihbaratçı canını ortaya koyuyor" sözleriyle yüklendi. Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde genişletilmiş il başkanları toplantısında şu mesajları verdi:

SENİN EHLİYETİN NE?
-Hepimizin acısı büyük. Demokrasilerde hiç kimse ve hiçbir kurum layüsel değildir, hiç kimse şüphesiz ki eleştiriden azade değildir. Elbette siyaset kurumu, sivil toplum örgütleri medya son derece haklı olarak gerekli soruları sormakta ve bunlara cevap aramaktadır, ancak demokrasinin standartları yükselirken, toplum daha açık daha şeffaf bir noktaya ilerlerken yani Türkiye bir değişim sürecini yaşarken bizdeki artık bu doğru bilgilenme anlayışının da yeniden ele alınması gerekiyor. Olayı aydınlatma, olayla ilgili doğru soruları sorma boyutunu aşıyor, tam anlamıyla bir linç kampanyasına dönüşüyor.
-Bu toplu linç kampanyası sadece bir kurum, birkaç kurum için de yapılmıyor. Bir kişinin hatası o grubun tamamını bağlamaz dedik. Muhalefet, medya tarafından kurum içinde yapılan hata anında tüm kurumu hedef alan bir kampanyaya dönüştürülüyor. Kurumlara yönelik, kurum personelinin motivasyonunu kırmaya yönelik, milleti galeyana getirmeye yönelik bu girişimler en hafif tabiriyle sorumsuzluktur, alçaklıktır.
 -Bu beyefendiler; Boğaz’a karşı keyif çatarken, televizyonlarının karşısında, çerezlerini alkollü içkileri ile yudumlarken, orada vali, kaymakam, asker, polis, korucu, istihbaratçı canını ortaya koyuyor. Kan kusuyorlar ve ‘kızılcık şerbeti içtim’ diyor. Ama burada beyefendiler, büyük bir konfor içerisinde, boğaza nazır villalarında, her türlü saltanatları ile beraber köşelerinde ahkam kesiyorlar.
-Bakıyorsun birisi çıkıyor, ne düşüklüktür ya, Genelkurmay Başkanımızı ehliyetsizlikle suçluyor. Bakıyorsunuz ÖSYM Başkanı’nı ehliyetsizlikle suçluyor. Ya senin ehliyetin ne? Yani köşelerinizden veya televizyon ekranlarınızda yaptığınız saldırılarla size verilen ehliyet mi var bir yerlerde? Yani 40-45 yılını bu ordunun değişik kademelerinde hizmet ederek geçirecek, ondan sonra da gelip Genelkurmay Başkanı olacak bir insana, sen kalkacaksın utanmadan, sıkılmadan ‘hükümete yalakalık yapıyor’ diyeceksin. Böyle terbiyesizlik olmaz. ÖSYM’nin başındaki arkadaşımız değerli bir bilim adamı, eksiklikleri hataları olabilir, doğrudur. Ama iktidara yalakalık yapıyor gibi terbiyesiz bir yaklaşıma girme hakkını sana kimse vermez.
-(CHP ve Sosyalist Enternasyonal) Durum şu, 32 Başkan Yardımcısı’ndan biri oldu. Onu bilmenizde fayda var. Çünkü başkan yardımcısı orada bayağı bol. CHP Genel Başkanı, bizdeki terör meselesini başka ülkelerdeki işgale karşı yürütülen direniş mücadeleleriyle aynı kefeye koyan bir bildiriye imza atmıştır. Yani şu anda PKK terör örgütünün bu mücadelesini bir direniş mücadelesi olarak görüyor. Ve bunun altına da imzasını koyuyor. Yazıklar olsun sana. Nasıl bu metni düzeltmezsin? Bu çok büyük bir skandaldır. Bu CHP Genel Başkanı için çark etmenin zirvesidir. Ama bakın bundan da çark edebilir ha! ‘Ben böyle bir şey söylemedim’ diyebilir.

‘Parlamento yolgeçen hanı değildir’
Başbakan Tayyip Erdoğan, PKK’lılarla kucaklaşan BDP milletvekilleri ile BDP Başkanı Selahattin Demirtaş’a da şöyle yüklendi:
-Bugün yine terörist başlarından bir tanesi tehdit sallıyor, ‘AK Partili milletvekilleri bölgeye giremeyebilirler.’ AK Parti’nin yöneticileri de milletvekilleri de bu tür kuru tehditlere evvelallah pabuç bırakmayacak ve yola öyle devam edeceklerdir. Yalnız bu yaptıklarınız hayra alamet değil. Şu anda Eyüp sabrındayız. Bir yere kadar sabrederiz ondan sonra şapkaları farklı olarak değişmeye de başlarız. Bunu da çok açık net şekilde söylüyorum.
-Bize kimse farklı nasihatte bulunmasın, bizden güvenlik güçlerimizin ‘Yok efendim artık silahlar susturulmalı, şöyle yapılmalı, böyle yapılmalı’ hiç bir zaman bizim güvenlik güçlerimiz operasyonlarını terör örgütü bu yolda bu şekilde devam ettikçe durdurmayacaktır, durduramaz.
 Terör örgütü ve uzantısı iki tercih yapacak. Ya Kandil ya TBMM. TBMM’de kalmayı düşünüyorlarsa saygı görürler, karşılık görürler. Ama ‘hayır’ diyorsa o zaman onlar için tek bir yer var Kandil. Yargı inanıyorum ki gereğini yapacaktır. Ondan sonra Parlamento’ya düşen bir görev varsa biz de Parlamento olarak gereğini yapacağız. Çünkü bu Parlamento yolgeçen hanı değildir. Demokrasi, özgürlük mücadelesi verenlerin, samimi olarak bu millete hizmet etmek isteyenlerin yeridir.
-Çıkmışlar bizi sineyi milletle tehdit ediyorlar. Eğer silahlı efendilerinizin hizmetkarı olmaya devam edecekseniz hiç kusura bakmayın gitmek istediğiniz yere kadar yolunuz var. Biz bu tehditlere boyu eğmeyiz. Siz olsanız da olamasanız da devam ederiz edeceğiz. Er ya da geç bu ülkede halk ve Hakk kazanacaktır.

Uzaya kaç kişi yolladınız?
22 Eylül tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde HAS Parti’nin kendini feshederek AK Parti’ye katılacağını belirten Erdoğan, CHP’nin ortaöğretimdeki siyer dersleriyle ilgili "millet uzaya adam gönderiyor biz bu eğitim sistemiyle ancak amele yetiştiririz" şeklindeki eleştirisine, "Şimdiye kadar Siyer-i Nebi dersi yoktu, kaç kişiyi aya gönderdiniz?" diyerek yanıt verdi.

‘Dershaneler kalkacak’
"Dershanecilik olayını kaldıracağız. Bundan kim gücenirse gücensin. Kusura bakmasınlar. Bu benim halkımın, vatandaşımın ortak talebidir. Gelin dershaneciler… Eğitim öğretime hizmet verecekseniz, okullaşın, okullar kurun. Biz de sizden hizmet alımı yapalım ve sizin sınıflarınızı öğrencilerimizle biz dolduralım. Bedeli neyse biz verelim. Sizi açıkta bırakacak değiliz. Biz yatırımdan kurtulmuş oluruz, siz de hizmetinize aynen devam edersiniz. Bakıyorsunuz bu güzel bir teklif demiyorlar. Niye? Öbür taraf çok daha tatlı da onun için. Orada adeta merdiven altı hizmet var, diğerinde ciddi bir kurumsallaşma olacak da onun için. Bunun adımını atacağız ve er geç 2013-2014’e de biz o sistemle birlikte girmiş olacağız."

Sabah