Çocuğunuza ders çalıştırmanın yolları

Eğitim Güncel
Gizem Gül’ün röportajı ‘4+4+4’ yeni eğitim sisteminin tartışmaları hala sürerken, okullar açıldı, çocukların dersleri, ödevleri çoktan başladı bile. Aslında her yıl olduğu gibi ders ...
EMOJİLE

Gizem Gül’ün röportajı

‘4+4+4’ yeni eğitim sisteminin tartışmaları hala sürerken, okullar açıldı, çocukların dersleri, ödevleri çoktan başladı bile. Aslında her yıl olduğu gibi ders zili sadece çocuklar için çalmadı, anne babalar için de ödev yaptırma, ders çalıştırma maratonu başladı. "Oğlum dersin yok mu senin?", "Hadi dersini yap", "Akşam oldu ne zaman ödevini yapacaksın?" gibi cümleler hemen hemen her ailede sıkça tekrarlanan türden. Bazı anne babaların çocuklarına ders çalıştırma ve ödev yaptırma konusunda oldukça sıkıntı çekiyor. Kimileri ödev yapmamak için türlü bahaneler buluyor, kimi ders çalışmayı sürekli erteliyor. Biz de anne babalara rehber olması için bu konuyu Uzman Pedagog Ebru Erdoğan ile konuştuk.

Çocuklarına ödev yaptırmak ya da ders çalıştırmak kimi anne babalar için kabus gibidir. Peki çocuklar neden ödev yapmak ya da ders çalışmak istemezler?

Birçok çocuk yaz dönemindeki alışkanlıklarını okula başladıklarında da sürdürme eğilimindedirler. Hepimiz biliriz ki yaz döneminde çocukların pek çoğu için sınırlar gevşemiş, yemek, uyku gibi temel konularda bile düzen aksamıştır. Bu yüzden, okul dönemiyle birlikte gündeme gelen sorumluluklarda sorunlar baş gösterir. Bunun dışında bazı çocuklarda dikkatini yoğunlaştıramama, öğrenmeye ait sorunlar v.b. görülebildiği için, ödev yapmak ve proje hazırlamak onlarda çok büyük sıkıntılar yaratabilir. Yine olumsuz okul şartlarının içine giren otoriter öğretmen tutum ve davranışları da çocuklar üzerinde öğrenme şevkini kırarak bu etkiyi yaratabilir.

Ders çalışmak istemeyen çocukların bu davranışları göstermesinde ailenin ve öğretmenlerin payı nedir?

Elbette çocuğun içinde yaşadığı ailenin tutum ve davranışları ile disiplin anlayışı bu payda öncelik taşır. Çocuklarını aşırı koruyucu tavırla büyüten ailelerde çocuk kendi başına iş yapamaz düşüncesine sahip olarak büyür. Bu da çocukta okulda verilen ödevini tek başına yapamayacağı algısını oluşturur. Bir başka olumsuz anne baba tutumu da otoriter yaklaşımdır. Bu tarz ailelerde çocuğun söz söyleme, kendini ve duygularını ifade etme, isteklerini belirtme gibi hakları yoktur. Bu ailelerde çocuk için her türlü kararı ebeveynler verir. Bu tip ailede yetişen çocuklar ödevlerini hazırlarken kendinden emin olmayan, şüpheci ve hep bir yetişkinin varlığına ihtiyaç duyan tavır sergilerler.

Öğretmen otoriter tavır koymak yerine, otorite olmalı

Öğretmenlere gelince, çocukların anne ve babalarından sonra ilk özdeşim kurdukları ve otorite kabul ettikleri kişiler öğretmenlerdir. Sınıf içinde otoriter tavır göstermek yerine otorite olmayı becerebilen öğretmenler hiçbir zaman öğrencileriyle ciddi sorunlar yaşamazlar.

Anne ve babaların çocuklarına sürekli ders çalışmaları gerektiğini hatırlatması doğru bir davranış mıdır?

Elbette ki bu soruya ‘hayır’ olarak cevap verebiliriz. Ancak çocuğa sorumluluğunu hatırlatmak ile sürekli şekilde ‘Dersine ne zaman geçeceksin?’, ‘Ödevlerini hazırla’ tarzı cümleler çocuklarda bir süre sonra radyodan gelen bir ses gibi gelmektedir ve cevap bile vermeye gerek görmemeye yol açmaktadır.

Ebeveynlerin çocukların ödevlerinde katkısı ne düzeyde ve nasıl olmalı?

Bu çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine göre farklılık gösterebilmektedir. Eğer ki çocuğumuzun özel bir durumu varsa ( dikkat eksikliği- hiperaktivite sendromu, dislexi, ağır ve yavaş öğrenme, yaygın gelişimsel bozukluklar  v.b.) burada destek olmamak sorun teşkil eder. Ancak çocuğumuz bu tip sorunlara sahip değilse, birtakım sorumlulukları artık taşıyabiliyorsa ( çantasını hazırlamak, yemeğini tek başına yemek, oyuncaklarını toplamak, basit ev işlerine yardım etmek v.b.) ödevlerini tek başına yapması ve yalnızca anlayamadığı, kavrayamadığı yerler için ailenin çocuğa yol göstermesi ( asla çözümünü değil) önemlidir. Çocuğumuzun masanın başına geçince ödeviyle ilgili yönergeden ne anladığı ve ne yapması gerektiğini bilmesi çok önemlidir. Eğer bu bilinçte değilse elbette yardımcı olunması ve işe nasıl başlayacağı ile yol gösterilmesi gerekmektedir.

Başarı yerine süreç önemli

Bazı aileler çocukları başarılı oldukça daha fazla başarı beklentisi içine girerek, çocuğu zorlama eğilimi gösterebiliyorlar. Bu durumu nasıl değerlendirirsiniz?

Başarının tanımı aslında çok esnektir ve kişiden kişiye başarı konumu da değişir. Örneğin, downsendromlu bir çocuk için iki tekerlekli bisiklete binebilmek büyük bir başarı iken, aynı yaştaki yaşıtı için bir kıstas konusu belki de değildir. Ailelerin öncelikle başarıdan ne anladıklarını sorgulamaları burada önemli. Gerçekte başarı yerine bir uzman olarak sürece önem vermelerinin daha kıymetli olduğunu söylemek isterim.

İki çocuğu ele alalım; Türkçe sınavlarına hazırlandıklarını düşünelim. Biri uzun bir süredir ders tekrarı yapıyor ve hazırlığını tamamlıyor. Diğeri ise sınavdan 2-3 gün önce şöyle bir bakarak sınava giriyor. Ayrıca sınav sırasında bir şeklide fırsatını bularak kopya bile çekebiliyor. Sonuçlar açıklandığında, uzun süredir hazırlanan çocuğun 78, diğerinin ise 89 aldığını farz edelim. Salt puanlara bakarak başarılı olanı söylemek biraz adaletsiz oldu değil mi?

Olumlu motivasyon başarıyı getirir

İşte, süreç bu açıdan önemli bir değerlendirme kıstasıdır. Çocuğumuzun yeterince bir işe kafa yorduğunu görmek, az puan da alsa bizi tatmin etmelidir. Aileler olarak bizlerin çocuklarımızı motive etmekle yükümlü olduğumuzu ayrıca da düşünüyorum. Olumlu motivasyon ile çocuklarımız öğrenmeye ilgi duyacaklar ve daha çok araştırmaya, sorgulamaya başlayacaklardır.

Nasıl etkin ve verimli ders çalışılır? Bu konuda hem anne babalara hem de öğrencilere neler tavsiye edersiniz?

Hayata hazırlanmak amacıyla daha okula ilk adım atıldığı andan itibaren aileler ve öğretmenler, başarılı olabilmek için çok çalışmak gerektiğini söylerler. Kişi de çeşitli deneme ve yanılmalarla kendine özgü bir çalışma yöntemi geliştirir. Ancak bu yöntem/yöntemler, onu her zaman başarıya götüren; en üst düzeyde öğrenmesini sağlayan ve en uygun olan yöntem midir? Çok çalışıp başarılı olmayan, bir başka deyişle boşa çalıştığı için yeterince öğrenemeyen öğrenciler yok mudur?

Öğrenmenin ne düzeyde geliştiğini kontrol etmek amacı ile okullarda çeşitli sınavlar uygulanır. Türü ne olursa olsun, sınavda ölçülmeye çalışılan şey bilgidir ve bu da notla değerlendirilir.

Ders çalışmak çok genel bir kavram

Etkin ve verimli çalışmanın yapılıp yapılmadığı ders çalışma davranışının analizi yapılarak anlaşılır. Çalışılan herhangi bir dersin amaçları saptanmadan ve çalışma süresi içinde neler yapıldığı görülmeden tam anlamıyla açıklığa kavuşmaz. Sınavdan bir gün önce aralıksız üç saat okudum cevabını verebilir. ders çalışmak oldukça genel bir kavramdır. Bu açıdan çalışılan dersin amaçlarını saptamak ve çalışma süresini maksimum verimli geçirmek gerekir.

Çocuğunuzu plan yapmaya yönlendirin

Çocuğumuza çalışmasında bir plan yapması gerektiğini söyleyebiliriz. Planını yaparken birkaç etmeni düzenlemek gerektiğini hatırlatabiliriz. Bunlar:

1-Zamanın planlanması
2-Çalışılacak konuların planlanması
3-Hafta sonundaki genel tekrarın planlanması gibi dikkat edilmesi gereken durumlardır. Hafta sonu genel tekrarlar, çocuklarda sınavlardan önceki güvensizlik duygusunun atılmasında faydalı olur. Her bireyin konuları anlama, algılama ve hafızada tutabilmesi farklılık göstereceğinden, konuların planlanması kişiden kişiye değişir. Hangi ders ne kadar okunacak, ne kadar tekrar edilecek, ekstra çalışma gerektirip gerektirmeyeceği, her çocuğun durumuna göre değişir. Asıl önemli olan planın, zamana, mekâna, konuya ve hedefe göre yapılmasıdır. Çünkü sorun bilgi yokluğu değil, bilgiye nasıl ulaşılacağı ve nasıl kullanılacağıdır.Burada çocuğun kendini planlaması, planını yürütmesi ve sonuçlandırması söz konusudur. Sorumluluk çocuğun kendinde olmalıdır.

Her çocuğun kendine özgü bir çalışma tarzı vardır

Çalışma sırasında, ortamdan her çocuk farklı farklı etkilenir.( sıcaklık, ses, ışık v.s.) Bazı çocuk kalabalık, gürültülü yerde çalışabilirken bir diğeri sinek vızıltısından bile etkilenir. Bu nedenle çocuğunuzun çalışma tarzını incelerseniz, çalışma ortamını da daha kolay ayarlayabilirsiniz. Bu, çalışmanın yine daha verimli ve kalıcı olmasını sağlayacaktır.

Not tutun

Not tutmakta çalışmada kolaylık sağlayan bir yöntemdir. Ayrıca sınavlar öncesinde tutulan notlar hızlıca gözden geçirilebilinir.

Çalışmalar arasında mola verilmesi de iş yoğunluğuna göre ayarlanmalıdır. Eğer mola sık sık veriliyorsa süre kısa olmalıdır.( 10 dakika) Ancak uzun bir çalışma sonrasında veriliyorsa mola daha uzun verilebilinir. (20- 30 dakika )

Çocuğunuza zaman ayırın

Ders başarısını arttırmada ailenin tutumunu bakarsak; çocuk eve geldiğinde öncelikle bir sıkıntısı varsa bunun üstüne gidilip bu çözümlendikten sonra derslerine yoğunlaşmak gerektiğini unutmayalım. Anne babanın ilgili, çocuklarına özel sohbet zamanı ayıran kişiler olması yalnızca dersler konusunda değil günlük yaşantıya ait duygu paylaşımları yapan ebeveynler olması çocukların başarılarını destekler.

On5yirmi5