Alevilik Ayrı Bir Din Değildir!

Eğitim Güncel
Son olarak, Başkent’te, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği üyelerince, ”zorunlu din dersinin kaldırılması amacıyla” gerçekleştirilen oturma eylemi ardından tartışmalar devam ediyor. Din...
EMOJİLE

Son olarak, Başkent’te, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği üyelerince, ”zorunlu din dersinin kaldırılması amacıyla” gerçekleştirilen oturma eylemi ardından tartışmalar devam ediyor. Din dersi kalkmalı mı yoksa seçmeli mi olmalı?

Bu sorunun yanıtını Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun ve Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar’a sorduk.

Fermani Altun, devlet inançlara müdahale etmemeli derken Mehmet Bayraktutar ise din dersinin devlet kontrolü altında verilmesi gerektiğini söyledi.

Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar


ALEVİLİK MEZHEBİNİ SÜNNİLERDE ÖĞRENSİN

Öncelikle zorunlu din dersi demeyelim. Bu ülkede her dindar ailenin çocuğunun din dersi alması gerekir. Şu an Türkiye’deki konjonktür gereği de devlet eliyle, okullarda ilkokuldan üniversite son sınıfa kadar verilmesi taraftarıyım. Özellikle anayasanın 24. maddesinde de her anne baba çocuğuna inancını, dinini istediği gibi öğretme hakkına sahiptir. Bu bir anayasal haktır. Şimdi neden zorluyorlar, niçin zorluyorlar kaldıralım diye? Maksat ülkenin gündemini karıştırmak, ülkenin gündemini değiştirmek… Kesinlikle din dersi olması lazım… Devlet kontrolü altında verilmesi lazım… Her din mensubuna da, Alevisi falan yok… Alevilik İslam içerisinde bir mezheptir, bir görüştür… Yani bunu almak mecburiyetindedir. Alevilik ayrı bir din değildir. Tasavvufi bir akımdır, bir ekoldür. Aleviler din dersine girsin, ya da girmesin dediğimiz zaman sanki Alevilik gibi yeni bir din ihdas etmiş oluyoruz. Ben Alevi kardeşlerime şunu söylemek istiyorum. Onlar, Hz. Muhammed’in ümmetidir ve Müslüman’dır. Alevilik bir mezheptir. Ayrı bir din değildir. Kendi mezhepleri veyahut da Tasavvufi görüşlerini öğrenmek istiyorlarsa şunu diyelim. Din dersleri içerisine bunu da koyalım. Bunu hem Sünni diye adlandırılanlar hem de onlar öğrensin. Bu duruma karşı değilim…

ALEVİ KARDEŞLERİME SESLENİYORUM
Şunu da belirtmekte yarar var. Okullar da mezhep eğitimi verilmiyor. Zaten sorun da buradan kaynaklanıyor. İslam’ın genel ahlaki kuralları veriliyor. Bunda da korkulacak bir durum yok… Ancak müfredatı yetersiz bulduğumu da söyleyebilirim. Daha da geliştirilmesi lazım… Özellikle Alevi vatandaşlarımızın mezhepleri ile ilgili bilgilerin ortaya konması lazım. Ve Türkiye’de yaşayan gayrimüslim, Hıristiyan, Musevi hangi din mensubu olursa olsun okulda kendi dini ile ilgili dersi alması lazım. Ama Türkiye’de bir oyun oynanmak isteniyor. Bunu özellikle söylüyorum. Sizin aracılığınızla Alevi kardeşlerime sesleniyorum: Sanki Alevilik diye bir din varmış gibi hareket ediliyor ama böyle bir şey olmadığını ve kesinlikle İslam Dairesi içerisinde olduklarını belirtiyorum. Diyanet-Sen olarak biz daha önce rahmetli genel başkanımız zamanında da bir öneri de bulunduk… O da Alevi kardeşlerimize Diyanet Başkanlığı içerisinde bir temsilcilik verilmesiydi.

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun


HERKES KENDİ DİNİNİ ÖĞRENSİN
Din dersi ya inanç kurumlarına katılmalı veyahut devam edecekse herkes kendi inancı ile ilgili ders okumalı… Çözüm bu… Mesela bir Hıristiyan kendi dinini öğrensin, ilaveten de diğer dinleri de bilgi olarak okusun. Alevi bir vatandaşta kendi inanç ve ibadetleriyle ilgili ders okusun, diğerlerini de bilgi amacıyla okusun. İnsanlar kendi inançlarını ve ibadet şekillerini, hizmetlerini öğrenmeli ama diğer dinler ve medeniyetler farklılıklarını da bilgi olarak öğrenmesi gerekiyor. Yani insanlar kendi inancı ve ibadetini bilmesinin yanında diğer dinleri de beşeri bir bilgi olarak öğrenmesi gerekiyor.

DEVLET İNANÇLARA MÜDAHALE ETMEMELİ
En önemlisi de devletin inançlardan, inançlarla ilgili hizmetlerden, inançlar arası ayrımdan elini çekmesi şart… Burada en önemli sorun devletin inançlara yönelik müdahalesi, devletin inançlarla ilgili yönlendirmesi, bence sıkıntı buradan doğuyor. Çünkü bugün Diyanet tek taraflı bir mezhep temeli üzerinden hizmet vermektedir. Dolayısıyla diğer inanç kesimleri haksızlığa uğramış oluyor. Yani eşit vatandaşlık hakkı ihlal edilmiş oluyor. Yeniden bir düzenlemenin yapılması gerekiyor. Diyanet ile ilgili bir düzenlemenin yapılması, devletin inançlarla ilgili pozisyonunu yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. 85 yıldan beri hiçbir reform yapılmadı bu alanda… Her alanda Türkiye’de çeşitli değişiklikler, reformlar yapılıyor ama inançlarla ilgili sorunlar ve Diyanet’in yeniden yapılanma ile ilgili hiçbir reform yapılmadı. Bütün sıkıntı buradan doğuyor.