Tatili hangi faaliyetlerle güzelleştirsem?

Çocuk Eğitimi
Berrin Göncü Işıkoğlu’nun haberi Yaz tatili geldiğinde bazı aileler değişik yerlere giderken bazı aileler ise yıl içinde bulundukları mekânda tatillerini geçirmek zorunda kalıyorlar. Peki ...
EMOJİLE

Berrin Göncü Işıkoğlu’nun haberi

Yaz tatili geldiğinde bazı aileler değişik yerlere giderken bazı aileler ise yıl içinde bulundukları mekânda tatillerini geçirmek zorunda kalıyorlar. Peki bu tatilde değişik faaliyetler yapmak için bir engel mi? Tabii ki hayır! İşte tatilde çocuklarımızla birlikte yapabileceğimiz ve onların farklı yönlerini geliştirecek faaliyetler…

Yaz tatili geldi. Bazı aileler tatil beldelerine ya da aile büyüklerinin bulunduğu memlekete giderek ortam değiştirecekken; bir grup aile de herhangi bir tatile çıkamayacak. Yahut çok kısa bir zaman mekân değişikliği söz konusu olacak. Peki, koca bir yaz tatili, yaşanılan muhitte, ev merkezli ve amacına uygun şekilde nasıl geçecek? Mümkün mü?  

Tatil sözcüğü atalet kökeninden türemiştir. Atalet ise tembellik, işsiz kalmak ve işlemez hale gelme manalarını kapsar. Biz tatil derken atıl olma halini kastetmiyoruz. Hayatın, sorumlulukların ve öğrenmenin dondurulduğu bir dönem değildir tatil. Tatilden kasıt, okulların kapanmasıyla birlikte çocuğun iradesi dışındaki bir müfredattan çıkıp kendi iradesiyle hazırlayacağı plana tabi olmasıdır. Çocuğun meşguliyetlerini değiştirmesidir. Ailenin duygusal paylaşımlarını arttıran ve aidiyet hissini güçlendiren taze kan ve yenilenme dönemidir. Yani bir nevi ailenin hacamatıdır.

İlk adım: Plan

İlk adım ailece yapılacak olan genel tatil planıdır. Bu planın dahilinde her yeni güne çocukla plan yaparak başlayalım. Genel planı oluştururken tüm aile fertlerinin görüşlerine başvuralım. Aynı evde yaşadığı halde birbirini, isteklerini ve beklentilerini bilmeyen öyle çok aile var ki… Çocuklarımızın nasıl bir hayali var, ne istiyorlar? Sadece çocuklar değil, anne ve baba da tatil döneminin verimli geçmesi için kendi kanaatlerini paylaşır. Çocuklarından, eşinden neler beklediğini belirtir. Ardından orta yolu bulmak için gayret sarf edilir. Bu oluşturulan orta yol seçeneğinden tüm aile fertleri asgari düzeyde hoşnut olmalıdır. Takribi 15 günde bir ise ortak plana göre nasıl yol alındığı değerlendirilir. Aile üyeleri birbirlerine geribildirim verir.

Tebdil-i mekânda ferahlık vardır, denir ya! Mekân değişikliği ruha inşirah verir. Tatil ve mekân değişimi deyince günümüz çocuklarının aklına ağırlıklı olarak deniz kenarındaki beldelerde yapılan tatiller gelmektedir. Bunda medyanın ve arkadaş ortamının etkisi yadsınamaz. Televizyonda, gazetede; boy boy kaydıraklı havuzları, denizi, kumu ve birçok eğlenceli aktiviteyi barındıran otellerin tanıtımlarını gördükçe özenmeme ve talep etmeme ihtimali çok düşük! Dolayısıyla bütçe müsaitse aile fertlerinin de talebi varsa, bir tatil beldesinde ailenin inancına, geleneklerine ve değerlerine zarar vermeden kısa süreli bir tatil yapılabilir. Bu, evin hanımefendisi için de yemek, bulaşık, çamaşır gibi evin rutin işleriyle uğraşmayacağı bir değişiklik anlamına gelir.

Ailede böyle bir tatil talebi gündeme geldiği halde, gidilemeyecekse bu çocuklara baba tarafından gerekçeleriyle izah edilmelidir. Zamana ve maddi gelire uygun alternatif programlar hazırlanabilir. Çocukların sosyal, duygusal ve manevî yönünü, farklı türdeki zekâlarını besleyen faaliyetler organize edilirse çocukların kişilik ve karakter gelişimi açısından çok ciddi mesafe alınabilir. Ancak her çocuk birbirinden çok farklı ve özel olması hasebiyle çocuğun yapısı, cinsiyeti, kabiliyeti, ilgileri ve yaşı dikkate alarak planlama yapılmalıdır.

Yaz tatilinde çocuklarımızın farklı yön ve kabiliyetlerini geliştirecek faaliyetleri şöyle sıralayabiliriz:

Manevî yönü besleyen tatil aktiviteleri

Doğal bir ebeveyn olmayı başardığımız ölçüde çocuğumuz manevî gelişime açık olur. Sıcacık, içten, suni olmayan ortamlarda maneviyat gelişir. Çocuklarda manevî eğitimin özünde hissedebilen, kaygıdan, korkudan uzak duygularını coşkuyla yaşayabilmesi yatar.

Maneviyat çocuğa öğreterek değil, yaşayarak, hissederek aktarılır. İman, çocuğun kalbine, öğrettiğimiz kadar değil, hissedebildiği ölçüde yerleşir. Çünkü çocuk aklıyla birçok şeyi algılayamamaktadır, ki zaten bu yüzden mükellef değildir. Erken yaşlarda çocuğa aşırı yüklenme maneviyat hissini zehirler ve bilhassa ergenlik döneminde patlamalara yol açar.

Çocuk eğitiminde hatırdan hiç çıkarılmaması gerekli nokta şudur: Keyifle ve isteyerek yapılan her şey eğitseldir, kalıcıdır ve lezzetlidir. Öyle bir lezzet ki, çocuk tekrar tekrar tatmak ister. Zoraki yapılan faaliyetlerse aksi tesir gösterir. Dolayısıyla çocukluk dönemindeki çalışmalar oyun tadında olmalıdır.

Uzun süren tatil dönemi maneviyatın beslenmesi açısından kritiktir. 4 yaş civarında sure ve dua öğrenimine başlanabilir. Kur’an alfabesine ise 6 yaş civarında başlamak uygundur. Çocuğun dikkat ve ilgisi gözlemlenerek çalışılacak süreye karar verilmelidir. Mesela sabahleyin ya da öğleden sonra hareketli bir aktivite ardından 15 dakika çalışılabilir. Bu çalışma öncesi çocuk enerjisinin bir kısmını atıp rahatlamış olmalıdır. Bunu birebir çocuğumuzla ya da kardeşleriyle birlikte yapabileceğimiz gibi komşumuzun (arkadaşımızın) çocuğunu eve davet ederek de yapabiliriz. Çocuklar birbirleriyle etkileşim halindeyken daha kolay öğrenirler. Çalışmanın ardından çocukları parka götürebiliriz. Park dönüşünde dondurma sefasını takiben yeni öğrendiği yemek duasını okuyup, hep birlikte camide vakit namazını eda edebiliriz. Bazı masa ve kutu oyunları da bir yandan eğlenirken, bir yandan dinî bilgileri aktarır. Bunlar ailecek oynanınca çok daha keyifli olabilir.

Bu öğretim esnasında en temel şey kızmamak, korkutmamak ve bağırmamaktır. ”Üff, kaç kere anlatacağım, hâlâ öğrenemedin. Dikkatli dinlemiyorsun. Bak kardeşin nasıl da güzel öğrendi” gibi cümlelerden uzak durmalıyız. Kullanılan materyal de önem arz eder. Harflerin ve konunun sunuluşu oyun ve öykü kıvamında olmalıdır. İlgili yayınevlerinin çalışmalarını kıyasladıktan sonra çocuğunuza uygun bir başlangıç seti temin edebilirsiniz. Bunların içinde her öğretilen harfle ilgili özel olarak yazılmış öyküler, harflere ait tekerlemeler, süslü çıkartmalar, kitap sonunda eğlenceli oyunlar mevcut… Yine eğlenceli bir interaktif CD ekiyle de öğrenilenler pekişir. 

Temeli çocukluk evresinde atılan bu hissiyat üzerine ergenlikle birlikte akli temeller inşa edilir. Ergenlikte kalbi tatmin ederken aklı da tatmin edebilmek gerekir. Ergen, maneviyatla ilgili zihnindeki sorulara ve içindeki şüphelere cevap bulacağı kaynaklarla, ortamlarla ve arkadaşlarla tanıştırılmalıdır.

Sosyal, kültürel ve tarihî yönü besleyen aktiviteler

Akraba, hasta, yaşlı ziyaretleri ya da uzun zamandır görüşülemeyen dostlarla ortak zamanlar tatilin sosyal veçhesidir. Bir huzurevine küçük bir çiçekle yahut kitapla yapılacak ziyaret de önemlidir. Çocuk bir yaşlıdan dua almanın güzelliğini de yaşamalıdır.

Yalnız belirtmeliyim ki, ev ziyaretlerinde çocuklar ihmal edilebiliyor. Çocukların sıkılmasına meydan vermeden planlı hareket edilmelidir. Televizyonun karşısında atıl pozisyonda bırakılmamalıdır. Mesela giderken yanınızda çocuğunuzun meşgul olabileceği birkaç oyunu da beraberinizde götürebilirsiniz. Bu ziyaretlerde zamanın bir bölümü de çocukların annelerle ortak oynayacağı oyunlarla geçebilir.

Tatil döneminde sınıf arkadaşlarıyla bağlantı kopmamalıdır. Zaman zaman telefon görüşmeleri yapılabilir. Sevdiği arkadaşlar davet edilebilir ancak yalnız başlarına kapalı kapılar ardında bırakmamaya dikkat edin. Evde bir sürü anlamlı faaliyet yapabilirsiniz. Kağıt katlama sanatı olan origamiyle gayet hoş zaman geçirilebilir. Mesela bir kurbağa yapıp, evde onları zıplatabilirsiniz. Origami hem dikkati, hem el becerilerini geliştirir. Rekabeti körüklemez. Bilmiyorsanız, origami tekniklerini anlatan bir kitap alarak ya da internetten yapılışını öğrenerek çocuklara rehberlik edebilirsiniz.

Aynı zamanda şehir turu yapıp yeni yerler keşfedebiliriz. Müzeler, camiler, tarihî mekânlar, botanik parkı, hayvanat bahçesi, piknik alanları, mağaralar vs… Bu esnada farklı ulaşım araçları kullanılabilir; deniz otobüsü, vapur, tren gibi. Tabiat eksenli ekolojik gezilerse huzur ve dinginlik verir.  Yumurtayı, sütü, bakkaldan değil de, ana merkezinden temin etmek; eriği, kirazı manavdan değil de ağaçtan koparıp yemek şehir çocukları için çok farklı bir tecrübe olacaktır. Çocuğa bir fotoğraf makinesi de alınırsa bu ortamlarda çekeceği resimler arşivlenebilir

Çoklu zekâ gelişimine yönelik aktiviteler

Akademik çalışmalar: Ödev bombardımanıyla köşeye sıkıştırdığımız ve öğrenmenin hazzını yaşatamadığımız çocuklar yıl içinde öyle dolmuş oluyorlar ki, tatilde ders, kitap ve bunları çağrıştıran şeyleri duyduklarında tüyleri diken diken olabiliyor. Hele hele tam gün eğitim yapan çocuklar için durum daha vahim! Çocukları bu noktada anlamak gerektiğini düşünüyorum. Onları germeden beynin uyanık olduğu sabah ya da öğle vakti sonrası en az bir saati okuma-yazma faaliyetine ayıralım. Ataların da söylediği gibi, yazın başı pişenin kışın aşı pişermiş.

Okuyacağı kitapları çocuk kendisi belirlesin. Hassasiyet noktasında güvendiğiniz bir yayınevine ya da kitapevine gidip yeni kitaplar alabiliriz. Günlük tutma alışkanlığı kazanırsa yazma becerileri de körelmez. Çocuk merak ettiği konularda inceleme araştırma yapabilir. Yahut bir geziye çıkmadan önce gidilen yerle ilgili ön araştırma yapıp ilgili yazılar okunabilir.

Çocuk isterse dil kurslarına da katılabilir; Arapça, İngilizce, Osmanlıca gibi… Yaz okulu noktasında alternatifler araştırılıp çocuğa bilgi verilebilir. Fakat son karar çocuğun olmalıdır. Daha büyükler için bir işyerinde staj yapmak ya da seveceği bir işte çalışmak hem maddi yarar sağlar, hem de mesleki yöneliminde yardımcı olur.

Sanatsal çalışmalar: Birinci sınıfa başlayacak öğrencilerin el kaslarının gelişmiş olması okulda kolaylık sağlar. Bu yüzden çocuğun sevdiği sanatsal malzemeler gizli kapaklı yerlerde değil, ulaşılabilen ve görülebilen yerlerde olmalıdır. Halısının üstünde sürekli duracak bir örtü muhtemel kazalar için önlem olabilir.

Resim, seramik, oyun hamuru, artık malzeme kullanımı, ebru kursu, vitray, ahşaptan model gemi yapmak, takı tasarlamak, dantel ve örgü, batik (ipek boyama), ahşap boyama ve süsleme, kumaş boyama, hüsn-ü hat, enstrüman kursu (flüt, gitar, ney, keman kanun vs) koro çalışmaları, kaligrafi, minyatür, diksiyon kursu, tezhip, bir konsere gitmek gibi aktiviteler de çocuğun sanat yönünü dolayısıyla duyarlılığını besler. Ayriyeten çocuklar anne-babaları için tiyatral bir gösteri hazırlayıp sunabilirler.

Sportif çalışmalar: Yüzme, futbol, voleybol, basketbol, masa tenisi, ata binme, bisiklete binme, okçuluk, golf, parka gitmek, kum oyunları, uçurtma yapıp ailece uçurmak, tenis, maç izlemeye gitmek, carting alanında yarış izlemek gibi.

Ev merkezli yapılabilecek faaliyetler

Birlikte oyuncakları düzenleyip organize ederek işe başlayabiliriz. Bunlar yaşına ve ilgisine göre oyuncakları olmalı. Yanı sıra, koleksiyon yapılabilir; kart, pul, deniz kabuğu, orijinal taşlar vs. Mutfakta zaman geçirilebilir; menüyü planlamak, dondurma yapmak, yemek yapmak vs.

Bahçeye bir şeyler ekip dikilebilir. Bahçe oyunları oynanabilir; sek sek, yedi taş, yakan top, istop, ip atlamak vs. Kutu oyunları rekabeti körüklemeden oynanmalıdır. Bulmaca çözmek, adam asmaca, sessiz sinema, sos, scrubble, tabu, amiral battı, isim-şehir sevilen çocuk oyunlarındandır.

Duygusal yakınlığı sağlayan oyun nasıl oynanır?

Çocukluk döneminde her yaşta yönlendirici (non-directive) olmayan oyun çocuğun rahatlamasını sağlayacaktır. Bunun özelliği ebeveynin bütün varlığıyla oyunun içinde olması lakin müdahale etmemesidir. Ebeveyn beynindeki işlerden arınmış olarak içten ve samimi şekilde oyuna eşlik eder. Çocuk kendi olabileceği emin birinin yanında olduğunu hisseder. Çocuğa buyruklar verilmez. Önerilerde bulunulmaz. Oynayacağı şeyi çocuk seçer, harita onun elindedir. Oyun hızlandırılmaz. Normal yaşamda zaten fazlasıyla hızlandırdığımız alelacele paket yaptığımız çocuk bu oyunu istediği şekilde ve tempoda oynar. Engellemişlik hissini aşan çocuk zamanla iç gerginliklerinden uzaklaşır, dürtülerini kontrol etme yeteneği kazanır. Çocuk kendini rahat ifade etmeye başlar, duygularının farkına varır ve kendini olduğu gibi kabul eder. Yani çocuk kendini bulur.

Moral Dünyası dergisi

Moral Dünyası dergisine göz atmak için tıklayın!