İşte IŞİD’in “yabancı uyruklu” militanları

Ülkeler
Irak ve Suriye’de varlığını sürdüren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) içinde çok sayıda “yabancı uyruklu” militan bulunuyor.   Yabancı militanların yoğunlukla görüldüğü IŞİD terör ...
EMOJİLE

Irak ve Suriye’de varlığını sürdüren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) içinde çok sayıda “yabancı uyruklu” militan bulunuyor.  

Yabancı militanların yoğunlukla görüldüğü IŞİD terör örgütünün yönetim kadrosunda da birçok yabancı militanın olması dikkati çekiyor.

Merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde bulunan “Soufan Group” adlı stratejik araştırma merkezi, eski İngiliz diplomat ve istihbaratçı Richard Barrett imzasıyla  “Suriye’deki Yabancı Savaşçılar” adlı kapsamlı bir rapor yayınladı. Raporda, Suriye’de 3 yıldan bu yana devam eden iç savaş süresince 12 binden fazla yabancı militanın ülkeye giriş yaptığı belirtiliyor. 

Barrett, raporda, bu sayının, 10 yıllık Rus işgali ve sonrasındaki şiddet ortamında Afganistan’a girenlerin sayısından fazla olduğuna dikkati çekti. Fransa yönetimi ise 2014’ün ilk yarısına dek Fransa’dan Suriye’ye 700’ün üzerinde gencin gittiğini tahmin ediyor.

Avrupa Birliği ülkelerinden katılım yüksek

Raporda, Suriye’ye 81 ülkeden ve 5 kıtadan militanın gittiğini, en çok katılımın Arap dünyası, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden olduğu belirtiliyor. Nisan 2014’te AB Terörle Mücadele Koordinatörü Filles de Kerchove, Avrupa Birliği üyesi 28 ülkeden 2 bin kişinin Suriye’ye gittiğini tahmin ettiklerini açıklamıştı. Filles de Kerchove’nin bir yıl önceki tahmini 500’dü. Söz konusu rakamlar muhtelif silahlı gruplardaki yabancı sayısının tümünün kapsıyor.

Raporda ismi geçen ülkelerden bazılarının emniyet birimlerinden alınan bilgiye göre, vatandaşlarından IŞİD’e katılanların yaklaşık sayıları veriliyor. Bu verilere göre, Arap ülkelerinin başını 2 bin 500 kişiyle Suudi Arabistan çekerken, Tunus’dan 3 bin, Fas’dan bin 500, Cezayir’den 200 militanın IŞİD’e katıldığı belirtiliyor. Örgüt içerisinde ayrıca, Fransa’dan 700, İngiltere’den 400, Rusya Federasyonu’ndan 800, Türkiye’den 400, Avustralya’dan 150, Kosova ve Hollanda’dan 120’şer, Danimarka’dan 100, Almanya ve ABD’den 70’er, İspanya’dan 51, Norveç’den 50, Kanada, Finlandiya, İrlanda ve İsveç’ten 30’ar militanın bulunduğu iddia ediliyor. 

IŞİD’e Batı ülkelerinden katılanların bir bölümü savaşla olduğu gibi İslam ile de yeni tanıştığı belirtiliyor. Bir çoğu da 2’nci veya 3’üncü jenerasyon göçmenler. Belçika’dan katılan yaklaşık 280 militanın çoğunluğunu Fas asıllılar oluşturuyor. AB ülkelerinden gelenlerin yüzde 6’sı İslam’ı sonradan seçmiş. Raporda, “IŞİD’in radikal görüşlerinin ve marjinal dini yorumlarının İslam’ın temel kaynaklarını yeterince içselleştiremeyen gençlere cazip geldiği” belirtiliyor.

Avustralya ve İngiliz aksanlı militanlar

Suriye ve Irak’ta savaşa katılan militanların, geçen günlerde sosyal medya üzerinden paylaştıkları videolarda Avustralya ve İngiliz aksanıyla konuşması dikkati çekmişti. Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop, Suriye ve Irak’ta çatışmalara katılan Avustralyalıların sayısının yaklaşık 150 olduğunu söylemişti.

İnterpol, son bir yıl içinde sayıları üç bine yaklaşan yabancı uyruklu IŞİD üyesinin yakalanması için devreye girdi. Özellikle Kuzey Avrupa ülkeleri, hem Türkiye’den hem de Interpol’den, Suriye’deki çatışma bölgelerine giden vatandaşları konusunda bilgi talebinde bulunuyor. Bazı ülkelerin ise bu amaçla doğrudan İstihbarat Teşkilatı ve Adalet Bakanlığı’nı devreye soktukları ifade edilirken, bugüne kadar 300’e yakın yabancı uyruklunun ifadesine başvurulduğu kaydedildi.

IŞİD nasıl kurulmuştu?

Bugünkü IŞİD, Irak’ta bulunan ABD ordusuna karşı silahlı mücadele vermek için Irak El-Kaidesi Lideri Ebu Musab Zerkavi tarafından 2004’te “Irak el Kaidesi Tevhid ve Cihad Cemaati” adıyla kuruldu. Zerkavi, 2006’da tüm Iraklı Sünni silahlı grupları birleştirmek için “Mücahitler Şurası Konseyi”ni ilan etti.

Zerkavi aynı yıl ABD güçleri tarafından öldürüldü. Örgütün başına bundan sonra Mısır kökenli Ebu Hamza el-Muhacir ve Ebu Ömer el-Bağdadi geçti. Örgütün yeni yönetimi Konseyin “Irak İslam Devleti”ne dönüştüğünü açıklayarak, kendilerine biat çağrısı yapmış, çağrıya olumsuz cevap veren diğer Iraklı sünni gruplarla çatışmıştı. 2006 sonrası gelişen örgütün kendisini dayatma ve çatışma süreci “Irak İslam Devleti” örgütünün zayıflamasıyla sonuçlanmıştı. 2010’da el- Muhacir ve Ömer el-Bağdadi’nin öldürülmesinden sonra örgütün başına geçen Ebubekir el-Bağdadi de aynı çizgiyi sürdürdü. Bağdadi, “Irak İslam Devleti” örgütünden ayrılan Nusra Cephesi’nin tekrar kendisine bağlamak için, 2011’de örgütün adını Nisan 2013’te “Irak Şam İslam Devleti” (IŞİD) olarak değiştirdi.