Deraa’da Kıvılcımı Kim Çaktı?

Ülkeler
İşte Yaşa’nın o yazısı…. Deraa’da Kıvılcımı Kim Çaktı? Suriye’de yaşanmakta olan halk devriminin arkasında kimilerine göre dış güçlerin parmağı var. Olayların ilk olarak Deraa&...
EMOJİLE

İşte Yaşa’nın o yazısı….

Deraa’da Kıvılcımı Kim Çaktı?

Suriye’de yaşanmakta olan halk devriminin arkasında kimilerine göre dış güçlerin parmağı var.

Olayların ilk olarak Deraa’da başladığı artık herkesin malumu…

Fakat ilk kıvılcımın nasıl ve kimler tarafından çakıldığını çoğu kimse bilmiyor.

Oysa gösterilerin nasıl başladığına bakarsak, devrim sürecini kimin nasıl başlattığını ve ilk kıvılcımı kimin çaktığını görebiliriz.

Şimdi hep birlikte Mübarek’in devrildiği güne dönelim.

Çünkü hikaye o gün başlıyor.

Mısır halkının kahramanca direnişi sayesinde artık cumhurbaşkanlığı koltuğunda daha fazla oturamayacağını anlayan Mübarek’in görevini bıraktığı ilan edilince Deraa’da yaşayan bir bayan doktor, yine Deraa’nın Harbetu Ğazale bölgesindeki bayan arkadaşını telefonla arayarak kutluyor.

Ardından da -telefonunun dinlendiğinden habersiz- "Darısı bizim başımıza" diye ekliyor.

Siyasi Şube polisleri derhal her iki kadını da gözaltına alıyor.

Aracıların duruma müdahalesiyle bayan doktor ertesi günü serbest bırakılırken arkadaşı birkaç saat sonra salıveriliyor.

Telefonda arkadaşına "Darısı başımıza" diyen bayan doktor ertesi gün serbest bırakılıyor bırakılmasına fakat bu süre içinde işkence görüyor.

Siyasi Şube’de saçları sıfıra kesiliyor.

Bir sürü hakarete maruz kalıyor.

Bu duruma oldukça öfkelenen bayan doktorun akrabası küçük çocuklar kentin çeşitli yerlerinde duvarlara "Halk rejimi devirmek istiyor" yazıyor.

Tabii güvenlik güçleri hepsini birer birer topluyor.

İlk başta kimse gidip çocukların akıbetini sormuyor.

Bir süre sonra serbest bırakılırlar ümidiyle bekliyorlar.

Açıkçası, gidip sormaya da çekiniyorlar.

Fakat çocukların serbest bırakılmadığını ve gözaltı süresinin uzadığını görünce kentin ileri gelenlerinden bir heyet Deraa Siyasi Şube Müdürü Atıf Necib’e çocukların akıbetini sormaya gidiyor.

Müdürün cevabı karşısında deliye dönüyorlar.

Çünkü Necib heyete, "Bugün çocuklarınızı aldık, bir daha sormaya gelirseniz karılarınızı alacağız" diyor.

Bu kez, belki yardımcı olur düşüncesiyle Deraa Valisi Faysal Kelsüm’e çıkıyorlar.

Faysal Kelsüm, Hama katliamı sırasındaki üstün başarıları nedeniyle baba Hafız Esed tarafından "Baas’ın şerefi" tabancasıyla ödüllendirilenlerden…

Faysal Kelsüm de Deraa’nın önde gelenlerinden oluşan heyeti aşağılıyor ve makamından kovuyor.

Hakarete uğrayan öfkeli halk valiyi Cuma namazının ardından darp ediyor.

Bunun üzerine valinin korumaları halkın üzerine ateş açıyor ve iki kişi olay yerinde, ağır yaralanan iki kişi de hastanede hayatını kaybediyor.

Daha sonra halk El-Ömeri Camii’ne sığınıyor.

Camiyi basan güvenlik güçleri katliam yapıyor.

Böylece protesto gösterileri ve katliamlar dalga dalga Suriye’nin her yanına yayılıyor.

Tüm bu ayrıntıları gazeteci-yazar Yasir Ebu Hilale’nin makalesinden aktardım.

Deraa’da yaşanan aslında Suriye’nin tümünde yıllardır görülen bir olay…

Atıf Necib’in veya Faysal Kelsüm’ün kişisel yanlışı değil..

Baas rejiminin kırk yılı aşkın süredir Suriye halkına reva gördüğü zulmün küçük bir parçası…

Ama bardağı taşıran damla oluyor.

Özgürlük ve insanlık onuru talebiyle ayağa kalkan Suriye halkının şanlı devriminin ardında dış güçlerin parmağı olduğunu ileri sürenler ellerini vicdanlarına koyup bir kez daha düşünsünler.

Ve bize söylesinler:

Deraa’da devrim kıvılcımının yanmasına neden olan bu olayda dış güçlerin parmağını mı görüyorlar, yoksa kanlı rejimin kirli parmağını mı?

nebeonline / İsmail YAŞA