Almanya’daki “Genç İslam Konferansı” adlı oluşum, başta gençler olmak üzere Müslümanların sorunlarına ışık tutmayı hedefliyor. Almanya’da 2011’den beri düzenlenen Genç İslam Konferansı’nda bu yıl Humboldt Üniversitesi’nin “Gençlerde din, kimlik ve toplum algısı” konulu araştırması masaya yatırıldı. Gençlerin Müslümanlarla ilişkilerinin yetişkinlere oranla yüzde 80 daha iyi olduğuna işaret eden araştırma, aynı zamanda gençlerin yüzde 70’inin öğretmenlere başörtüsü yasağı getirilmesine de karşı olduğunu ortaya koydu. Araştırma göçmen kökenli olan ve olmayan 8 bin kişi arasında yapıldı.
‘Kökeni değil, tutumu vurgulamak’
“Genç İslam Konferansı”nın yöneticisi Esra Küçük, Humboldt Üniversitesi’nin araştırmasından çıkan sonuçlara dikkat çekerek gençlerin “Kim Almanya’ya ait? İslam Almanya’nın bir parçası mı?” gibi tartışmaların dışında kaldığını ve Almanya’nın artık sadece sözde değil, özde de bir göç ülkesi olduğunu savundu. “Araştırmadaki en ilginç tespit, çeşitliliğin gençler arasında son derece normal algılanması. Yani gençler, yetişkinlere göre meseleye daha açık ve pragmatik yaklaşıyor. Bu da bana umut veriyor.”diyen Küçük sözlerini şöyle sürdürdü: ” Modern bir göç ülkesine dönüşmemiz elbette zaman alacak ama iyi bir başlangıç yaptığımıza inanıyorum. Onun için sloganımız, kökeni değil tutumu vurgulamaktır.”
‘Gençlerin yüzde 70’i başörtüsü yasağına karşı’
“Gençlerde din, kimlik ve toplum algısı” adlı araştırmanın yapılmasına öncülük eden Berlin Humboldt Üniversitesi’nden sosyal bilimci Dr. Naika Foroutan toplumdaki bazı farklılıkların zaman zaman medya ve siyaset tarafından malzeme edildiğini belirtti. Uzman buna karşılık, toplumun artık farklılıkları özümseyerek, çeşitliliği içselleştirdiğini kaydetti. Araştırmanın da bunu desteklediğini söyleyen Foroutan, özellikle Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde öğretmenlerle ilgili başörtüsü yasağının kaldırılmasının araştırmadaki tespitlerle paralellik gösterdiğini aktardı.
Federal Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının, toplumdaki genel kanaatle örtüşür nitelikte olduğunu belirten Foroutan, yürüttüğü ampirik araştırmalarda da gençlerin yüzde 70’inin Müslüman öğretmenlerin derste başörtüsü takma hakkına sahip olması gerektiğine inandığını ifade etti. Uzman,” araştırmaya katılan bin yüz öğrenci bu konuda önemli ipuçları veriyor. Ayrıca aynı soruyu yönelttiğimiz her iki yetişkinden biri de başörtüsü yasağına karşı olduğunu ifade etti. Bu demektir ki; başörtüsü toplumun büyük bir kesimi tarafından yabancı ve tehditkâr bir işaret olarak değil, bireysel bir hak olarak algılanıyor”dedi.
‘Karar dinlere eşit yaklaşımın göstergesi’
Araştırmada başörtüsü ile ilgili çalışmalarıyla yer alan Humbolt Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Steffen Beigang da Federal Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karardan memnuniyet duyduğunu belirtti. Beigang, gerek toplumda gerek hukuk sisteminde dinlere eşit yaklaşım prensibinin bu kararla birlikte hayat bulduğunu ifade etti.”Mahkemenin kararı açık bir şekilde dinlere eşit yaklaşılması gerektiğini gösterdi”diyen Beigang düşüncelerini şu sözlerle aktardı:” Bir dine ya da dinlere tanınan ayrıcalıklar reddedildi. Mesela rahibeler nasıl dini kıyafetleri ile derslere katılabiliyorsa Müslüman öğretmenler de başörtüsü ile derslere katılabilecek. Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde alınan bu kararın, başörtüsü yasağının geçerli olduğu sekiz eyalet için de bir emsal teşkil edeceğini düşünüyorum. Çünkü devlet bu konudaki tarafsızlığını ilgili kararla ortaya koydu. Ayrıca İslam Almanya’nın bir parçası mı? sorusuna da hukuk yoluyla ete kemiğe bürünmüş bir cevap verildi.”