Alman gazeteciden Merkel’e çağrı: ‘Bu son şans’

Ülkeler
Alman gazeteci Martin Lejeune, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası başta Almanya ve Fransa olmak üzere Batı ülkelerinin Türkiye ile dayanışma göstermemesine tepki gösterere...
EMOJİLE

Alman gazeteci Martin Lejeune, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası başta Almanya ve Fransa olmak üzere Batı ülkelerinin Türkiye ile dayanışma göstermemesine tepki göstererek, “Pazar günü İstanbul’da büyük bir miting olacak. Bu Almanya Başbakanı Angela Merkel için son şans. Merkel’e İstanbul’daki büyük buluşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sahneye çıkıp dayanışma göstermesi çağrısında bulunuyorum.’ dedi.

Alman medyasının tabu kabul ettiği birçok konuda cesurca konuşmasıyla tanınan ve geçen ay Müslüman olduğunu ilan eden serbest gazeteci Lejeune, 15 Temmuz’daki FETÖ darbe girişimi sonrası Batı ülkeleri ve medyasının tutumuna ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamı bir haber için geldiği Türkiye’de tesadüfen İstanbul Atatürk Havalimanı’na indiğini belirten Lejeune, pasaport kontrolü sırasında silahlı askerleri gören yolcuların korkudan kontrol noktasına gidemediklerini anlattı.

Lejeune, darbe girişiminden dolayı sabaha kadar havaalanında mahsur kaldığını ve on binlerce vatandaşın havaalanını darbeci askerlerden nasıl kurtardığına bizzat şahitlik ettiğini söyledi.

Darbeci askerlerin etrafa korku ve dehşet saçtığını anlatan Alman gazeteci, “Ben de şahsen çok korkmuştum ama insanların geldiğini görünce çok sevindim. Darbe karşıtı bu insanlar, sadece havaalanını değil, İstanbul’u ve ülkelerini de kurtarmış oldular. Özgürlük için büyük direniş gösterdiler.” diye konuştu.

Batılı ülkelerin darbe girişiminin ardından Türkiye hakkında yaptıkları olumsuz açıklamalara eleştirilerde bulunan Lejeune, Batı’nın öncelikle Türkiye’ye karşı çifte standartlı bir tutum sergilendiğine dikkati çekti. Lejeune, “Batı ülkeleri kendileri için demokrasi iddiasında bulunuyorlar. Fakat başta İslam ülkeleri olmak üzere Doğu’da demokrasi istemiyorlar çünkü bu ülkeleri kontrol etmek istiyorlar. Petrol, doğalgaz ve diğer kaynakları kendi ellerinde tutmak istiyorlar. Bundan dolayı Afganistan, Suriye, Irak ve Libya’da görüldüğü gibi askeri güç kullanmaktan dahi çekinmiyorlar, oraları işgal ediyorlar.’ değerlendirmesinde bulundu.

‘Türkiye’nin bölgesel güç olmasından korkuyorlar’

Almanya’da birçok gazete ve dergide haberleri ve makaleleri yayımlanan Lejeune, Batı ülkeleri ve medyasının Türkiye’nin bölgesel bir güç olmasından korktuğuna işaret ederek, “Türkiye, ekonomisi, siyaseti, askeri gücü ve jeopolitik kapasitesiyle çok yakında bölgesel güç haline gelecek. Muhtemelen bütün Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin tekrar güçlenmesinden korktu çünkü yeni ve güçlü bir Türkiye, artık Batılıların kontrolünde olamayacaktı. Ayrıca başta Almanya olmak üzere Avrupalılar, Türkiye’nin özellikle de ekonomik bir güç haline gelmesinden korktular. Bakıyorsunuz İstanbul’a Avrupa’nın en büyük havaalanı yapılıyor. THY, dünyanın önde gelen havayolu şirketlerinden biri haline geliyor. Bunun anlamı, Almanların ve Avrupalıların ellerindeki pazar payının uçup gitmesi demek.” ifadelerini kullandı.

Darbe girişiminin ardında bazı Batı ülkelerinin olduğu iddialarına da değinen Lejeune, “Türkiye gibi bir İslam ülkesinin bölgesel güç haline gelmesini istemedikleri için bu iddia mantıklı görülebilir. Ayrıca hiç istemedikleri AK Parti’nin de tasfiye edilmesini istemiş olabilirler. Çünkü Batılılar, İslam temelli güçlü bir bölgesel aktör yerine, radikal laik bir bölgesel güç peşindeler. Bu da sadece askeri ve dikta tarzı bir rejimle hayata geçirilebilecek bir şey. Fakat Türkler inançlarına ve dinine bağlı bir millet. Son darbe girişiminde bunu gösterdiler.” dedi.

‘Bu Merkel için son şans’

Lejeune, FETÖ darbe girişimi sonrası başta Almanya ve Fransa olmak üzere Batılı ülkelerin Türkiye ile dayanışma göstermemesine de tepki göstererek, “Türkiye, Almanya Başbakanı Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Ankara’ya ziyaret etmesine ihtiyacı olmayacak kadar güçlü bir ülke. Fakat bu bir ahlaki bütünlük meselesi, dayanışma meselesi ve ayrıca demokrasiye olan bağlılığımızı gösterme fırsatı.” diye konuştu.

Fransa’da yaşanan terör saldırısından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Paris’e giderek Fransız halkıyla dayanışma içinde olduklarını gösterdiklerini hatırlatan Lejeune, sözlerine şöyle devam etti:

“Şimdi bu pazar günü İstanbul’da büyük bir miting olacak. Bu, Merkel için son şans. Merkel’e İstanbul’daki büyük buluşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sahneye çıkıp dayanışma göstermesi çağrısında bulunuyorum. Diğer Avrupalı liderlerin de pazar günü İstanbul’a gelmesini umuyorum. Biraz geç olacak ama şehitlere hürmet göstererek ve darbeye karşı direnerek Türkiye’de demokrasiyi kurtaran Türk milletini takdir etmek için çok geç değil.”

‘Türkiye aleyhtarı yayınlarından utanç duyuyorum’

Lejeune, bir Alman olarak Alman medyasının darbe girişimi sonrası yaptığı Türkiye aleyhtarı yayınlarından utanç duyduğunu belirterek, “Elbette Türkiye’yi sevmek zorunda değilsiniz, Türk hükümetini sevmek zorunda değilsiniz. Fakat gerçekleri yazmalısınız. Doğruları yazdıktan sonra kendi görüşünüzü paylaşabilirsiniz. Öncelikle gazetecilik standartlarına göre gerçekleri yazmalısınız, temel gerçekler hakkında yalan söyleme hakkına sahip değilsiniz. Söz konusu yayınlar gerçekten Alman gazeteciliği için büyük bir başarısızlıktır.” diye konuştu.

Alman medyası ile diğer Batılı medya organlarının Türkiye aleyhtarı yayınlar yaptıklarına dikkati çeken Lejeune, elinde herhangi bir delil olmamasına karşın Batı medyasının, bir üst akıl tarafından özellikle yönlendirildiğini düşündüğünü kaydetti.

Lejeune, Alman medyasına da yalan haber yapmak yerine Türkiye’ye gelerek gerçek hayatı görmeleri, her düşünceden siyasetçiyle görüşmeleri ve özellikle de İngilizce yayın yapan medya organlarını takip etmeleri çağrısında bulundu.

‘Türkiye, kendi demokrasisini ve kurumlarını korumak için mantıklı hareket ediyor”

Lejeune, FETÖ darbe girişimi sonrasında kamudaki terör örgütü mensuplarının tespit edilerek uzaklaştırılmasının Batı medyasınca ağır şekilde eleştirildiği hatırlatıldığında, Federal Almanya Cumhuriyeti ile Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin 25 yıl önce birleşmesinin hukuki temelini oluşturan Birleşme Anlaşması (Eingungsvertrag) çerçevesinde de demokratik sistemin muhafazası için olağanüstü kararlar alındığını ve çok sayıda kişinin işten çıkarıldığını anımsattı.

Anlaşmanın ilgili hükümlerine dayanarak 1990’ın ekim ayından itibaren sadece birkaç ay içinde Doğu Almanya’da aralarında generaller, polisler, akademisyenler ve öğretmenlerin de bulunduğu 500 bin kamu çalışanının işten çıkarıldıklarını ya da görevlerinden uzaklaştırıldıklarını aktaran Lejeune, sözlerini şöyle sürdürdü

“Bu, neredeyse Türkiye’dekinin 10 katı daha fazla bir sayı. Türkiye’de 50 bin kamu görevlisinin uzaklaştırıldığını ve 3 bininin de işten atıldığını duydum. Almanya’da tamamen barış ortamında ve iki ülkenin birleşme sürecinde bu oldu. Olağanüstü hal yoktu, saldırı ve bombardıman yoktu. Bir kişi dahi ölmedi. Fakat Türkiye, acımasız ve kanlı bir darbe girişimine maruz kaldı. Bana göre, bu şartlar altında Türkiye, kendi demokrasisini ve kurumlarını korumak için mantıklı hareket ediyor.”

‘Almanya bu politikasını acilen değiştirmelidir’

Lejeune, Almanya’nın mevcut dış politikasını acilen değiştirmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Elbette Türkiye’nin kendi demokrasisini koruma hakkı vardır, korumak zorundadır çünkü kaybettiğinizde bunu size kimse geri vermeyecek. Fakat bakıyorsunuz Batılı ülkeler, tıpkı Mısır’da olduğu gibi kontrol edecekleri bir cunta yönetimi istiyorlar. Merkel’in Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’yi Almanya’ya davet ederek ağırlaması utanç vericiydi. Almanya, darbeci Sisi’yi kabul ediyor, ama adil bir seçimle devletin başına gelen Erdoğan’ı kabul etmiyor. Bu çok garip bir durum ve yanlış yola sapmaktır. Eksinin artı, artının eksi olması, yazın kış, kışın yaz olması, gecenin gündüz, gündüzün gece olması gibi. Almanya, bu politikasını acilen değiştirmelidir aksi halde Alman demokrasisi, tehlike altına girecektir.’

‘Almanya hala ABD’nin işgali altındadır’

Lejeune, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in Türkiye’deki darbe girişiminin bir numaralı planlayıcısı olduğunu ve ABD tarafından korunduğunu bildiğini vurgulayarak, Gülen’in Türkiye’ye teslim edilmesi gerektiğini söyledi.

ABD’nin terör elebaşı Gülen’i teslim etmemesi halinde insanların, darbe girişiminin ardında söz konusu ülkenin olduğuna dair düşüncelerinin pekişeceği uyarısında bulunan Lejeune, “Almanya’da bu tür düşünceleri dile getirmek bile yasak. Almanya, hala ABD’nin işgali altındadır. Ülkemizde yarım milyona yakın ABD askeri var. Her ne kadar bir nebze de olsa konuşma özgürlüğü olsa da Almanya’da bu konularda konuşamazsınız.’ dedi.

Martin Lejeune, Avrupa’da yaşayan Türklerin geçen hafta Köln’de düzenledikleri darbe karşıtı mitingine katıldığını, pazar günü İstanbul’da Yenikapı Miting Alanı’nda düzenlenecek ‘Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ne katılacağını da sözlerine ekledi.