Mustafa Özcan: Darbe süreci er geç çökecektir

Olaylar
Engin Dinç’in haberi  Mısır’da bugün sabah namazı sırasında ordu halkın üzerine ateş açtı ve son rakamlara göre 53 kişi hayatını kaybetti. Bu saldırıda onlarca yaralı olduğu ve durumlarının...
EMOJİLE

Engin Dinç’in haberi 

Mısır’da bugün sabah namazı sırasında ordu halkın üzerine ateş açtı ve son rakamlara göre 53 kişi hayatını kaybetti. Bu saldırıda onlarca yaralı olduğu ve durumlarının kritik olduğu da belirtiliyor. Bu saldırının dehşet veren görüntüleri ise yavaş yavaş ortaya çıkıyor ve tabi ki Mısır’da başlangıçta darbeye destek olan kesimlerin tepkisini çekiyor. Öyle ki, ordunun içinde çatlaklar olduğu ve muhalefetin de bölündüğü yönünde haberler yaygınlaşıyor. Mısır’da yaşanan bu gelişmeleri Yeni Akit Yazarı Mustafa Özcan’a sorduk. 

MISIR’DA KESKİN NİŞANCILAR HALKA BÖYLE ATEŞ ETTİ!..

Bu sabah itibariyle Mısır ordusu bir katliam yaptı. 50’nin üzerinde insan öldürüldü. Bu katliam darbenin nasıl bir sürece geldiğini gösteriyor?

İç savaşın öncesini gösteriyor. Cezayirleşme sürecine benzer bir sürecin içerisindeyiz zaten. Mısır’da Cezayirleşme olabilir mi? Bu da bir soru işareti. Şöyle ki, bu 50-55 kişinin vurulduğu Cumhuriyet Muhafızlar Sarayı’nın önündeki olayda askerlerden bir kısmı silah kullanmayı reddetti. Dolayısıyla vicdani ret olayları giderek artıyor. Hasan el Benna’nın oğlu Seyfülislam El Benna’nın dediği gibi “ordu parçalanabilir.” Sina’da ve yukarı Mısır’da orduya karşı direnç var. Dolayısıyla ordunun durumu da çok nazik. İnsanların açık göğüslerine kurşun sıkmak özellikle ordunun yapacağı iş değil. Mısır ordusunun doktrininde halkına karşı silah kullanmak yok diyor vicdani retçiler. Dolayısıyla vicdani ret olayı ordunun bölünmesi noktasına gidebilir. O yüzden her şey ters dönebilir. Olaylar bıçak sırtı gidiyor. Bugünden yarına ne olacağını kestirmek pek mümkün değil. Ama karşı taraf direniyor. Ordu, aslında baştan beri katliamlara başladı. Suriye’deki gibi halkına karşı mermi kullanmada herhangi bir mahsur görmüyor.  

İhvan’ın bundan sonraki tavrı nasıl olur? Yani bu katliamlara rağmen yine meydanlarda olur mu? 

“Muhammed Mursi’nin geri gelmesine kadar mücadelemiz sürecek” diyorlar. İhvan’ın pes edeceğini zannetmiyorum, tersini düşünenler de var. En azından beyanatlarına baktığımız zaman bunun bir hak gaspı, demokrasi gaspı olduğunu söylüyorlar. Dolayısıyla bu gaspın ortadan kalkmasına kadar mücadelelerini sürdüreceklerini gösteriyorlar. Mesela size bir şey söyleyeyim, bir milyon kişinin kefenleriyle sokağa çıktığı ifade ediliyordu. Rabiatü’l-Adeviyye meydanında kadınların ölüm üzerine, şehadet üzerine yeminleştikleri, biatlaştıkları ifade ediliyor. Yani giderek durum keskinleşiyor. 

Muhalefet arasında da bölünmeler yaşanıyor. Mesela Nur Partisi geri adım attı. Diğer partilerden de darbeye muhalif sesler çıkıyor. Bu durum acaba yaşananları nasıl etkiler?

Şöyle: Silah kullanmayı kimse doğru ve meşru görmüyor. Temerrut hareketi ya da Kurtuluş Cephesi hariç, diğer partiler halka kurşun sıkılmasını doğru bulmuyor. En önemli husus buradaki yeni atamalar. Yeni atamalar, bu darbeye destek verenleri tatmin etmiyor veya beklentilerini karşılamıyor. Dolayısıyla kendi aralarında bir çekişme veya bir anlaşmazlık var. Darbeciler arasında Baradey isminde genel ittifak olsa da Nur Partisi ona karşı çıktı. Yeni atamalara da karşı çıkıyor. Dolayısıyla siyasi süreçle ilgili faaliyetlerin askıya alındığını söylediler, böylece çekildi. Dediğim gibi darbeye destek veren gruplar arasında da çözülme, en azından ihtilaf var. Bu büyüyerek devam edecektir, sorunlar büyüdükçe bunlar da devam edecektir. Hatta Genelkurmay Başkanı Sisi’nin veya Savunma Bakanı’nın bu işten pişman olduğuna dair intibalar var. Bu da anlaşılabilir bir durumdur. Karşı tarafın ise kararlılığı ve haklılığı daha da pekişerek devam ediyor. Dolayısıyla sivillere karşı silah kullanılması, Muhammed Ali Baradey gibi atamalar gerçekten yanlış oldu. Tarafsızlığı ihlal eden atamalar… Yeni başbakan adayı da yine Baradey’le aynı kulvarda politize olmuş bir isim. Yani siz Mısır’ın birliğini savunacağınızı söylüyorsunuz, birliği temin edeceğinizi söylüyorsunuz ama kutuplaşmayı artırıyorsunuz, onun ötesinde karşı kutbu destekliyorsunuz, yanına geçiyorsunuz. Ordunun tavrı baştan beri böyle olmuştur. Muhammed Ali Baradey ismini, işte sihirli bir isim, Mısır’da hiçbir karşılığı olmayan bir adam, başbakanlık olmadı cumhurbaşkanlığı yardımcısı olsun deniyor. Zaten cumhurbaşkanı olan isim de şaibeli. Dolayısıyla bu karşı tarafı, kutuplaşmayı daha da keskinleştirecek. Ordu da bu kutuplaşma arasında çözülebilir. Çünkü alt kademelerde özellikle İslami kesimlere ilgi, alaka duyan subayların olduğu biliniyor. El Cezire baştan beri gösterdi, bugün itibariyle daha da artıyor. Özellikle yukarı Mısır’dan olan askerlerin, subayların bu şekilde ayrılabilecekleri var sayılabilir. Bu da dediğim gibi darbe sürecinin tamamen çökmesini beraberinde getirebilir. Benim kanaatim de o. Yani darbe süreci er geç çökecektir ve bu Mısır’da rejimin tamamen değişmesini, yani devrimin tamamen pekişmesini ‘hulul’ bu artçıların veya Mübarek rejimi kalıntılarının bir şekilde tasfiyeye uğrayacakları kanaatindeyim. Mısır o yöne doğru gidiyor. 

on5yirmi5.com