Fatma Alyiç:”Oğlumun başsız bedenini gördüm”

Olaylar
Yenişafak’ın haberine göre Avrupa’da, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa’daki soykırımın 20. yılında toprağa verilec...
EMOJİLE

Yenişafak’ın haberine göre Avrupa’da, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa’daki soykırımın 20. yılında toprağa verilecek 136 kurbandan biri öldürüldüğünde henüz 17 yaşında olan Cemal Alyiç. Sırp askerlerin Srebrenitsa’yı ele geçirmesinin ardından şehri terk eden diğer erkeklerle birlikte “Ölüm Yolu” olarak da bilinen orman yoldan Tuzla’ya giden iki oğlunu ve eşini evinin camından izlediğini aktaran Fatima Alyiç, “Herkes kaçıyordu. O günlerde Srebrenitsa’da olanları kelimelerle ifade etmek zor. Potoçari’deki sokaklar sanki insanlardan oluşan bir nehir gibiydi. Erkekler ailelerinden ayrılıyordu. Onlardan ayrılırken sadece Cemal’e sarılma imkanım oldu. Hiç kimse hiçbir şey konuşmuyordu. Onları bir daha göremedim. Kravitsa’da öldürüldüler. Cemal de diğer oğlum Şeval da bekârdı. Bana onları hatırlatacak torunum bile yok” ifadesini kullandı.

FARKLI MEZARLARDAN ÇIKTI

Srebrenitsa’da ayrıldığı iki oğlunu ve eşini Tuzla’da yeniden göreceğini umut eden Alyiç’in hayalli kısa süre içinde son buldu. 11 Temmuz’da toprağa vereceği Cemal’in kimlik tespitinin 2008 yılında yapıldığını ve eşi ile oğullarının kemiklerinin farklı toplu mezarlardan çıktığını belirten Srebrenitsalı anne, “Oğullarımdan birinin başsız bedenini gördüm. Diğer oğlum ve eşim ise elleri enselerinde bir yere götürülüyordu. Tüm tanıdıklarımız yakalanmıştı. Başlarını kesmişlerdi. Oğlumu başsız gördüm. Onu üzerindeki giysiden tanıdım. Yanında başsız bir beden daha vardı. Kamyonun tentesini, biraz hava alabilmek için araladığımda gördüm her şeyi. Cemal’in başını babasının ve kardeşinin önünde kesmişlerdi. O an fenalaştım. Sonra hiçbir şey hatırlamıyorum” diye konuştu.

Fatma

Ölüm yolunda barış yürüyüşü

Srebrenitsa’daki soykırımdan kaçanların orman yolundan Tuzla şehrine ulaşmak için kullandığı ve halk arasında “ölüm yolu” olarak da bilinen güzergahta geleneksel olarak düzenlenen “Barış Yürüyüşü” (Marş Mira) binlerce kişinin katılımıyla Nezuk kasabasından başladı. Dün sabahın erken saatlerinden itibaren Nezuk kasabasında toplanmaya başlayan binlerce kişi, soykırım kurbanları için dua edip saygı duruşunda bulunduktan sonra yola çıktı. Bosna Hersek’in yanı sıra Türkiye dahil birçok ülkeden yürüyüşe katılmak üzere Nezuk’a gelen yaklaşık 8 bin kişi, Srebrenitsa soykırımından kaçanların kullandığı orman yolunda buluştu. İlk yıl 300 kişinin katıldığı ve bu yıl 11. kez düzenlenen yaklaşık 100 kilometre uzunluğundaki “Barış Yürüyüşü”ne katılanlar, 10 Temmuz günü, soykırım kurbanlarının defnedildiği Potoçari Anıt Mezarlığı’na ulaşacak. Potoçari’ye ulaşmak için her gün yaklaşık 35 kilometre yol kat edecek katılımcılar, üç günü zorlu orman yolunda geçirecek.

Sırp lidere göre münferit suç!

Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuçiç, katliamın yıldönümünde hafta sonu Bosna’da yapılacak törene katılacağını açıkladı. Vuçiç, 8 bin Müslüman’ın Sırp Çetnikler tarafından sistematik bir şekilde katledilmesini ise “Sırp halkından bazı kişilerin yaptığı münferit bir suç” olarak yorumladı. Öte yandan 1995’te Srebrenitsa’nın güvenliğinden sorumlu olmasından dolayı eleştirilen Hollanda’dan ilk kez bir hükümet üyesi törene katılacak. Hollanda adına törene Dışişleri Bakanı Bert Koenders iştirak edecek.

Fatma

Cesetlerin arasında uyudum

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Sırp askerleri tarafından işgal edilmesinin akabinde, hayatta kalmak umuduyla “Ölüm Yolu”ndan Tuzla’ya doğru yola çıkan Muhizin Omeroviç, nasıl hayatta kaldığını anlattı. Omeroviç, Sırpların kontrolünde olmayan bölgeye ulaşmak için 62 gün boyunca ormanda nereye gittiğini bilmeden öylece dolaştığını, yönünü bulmak için üç kez Udrç Dağı’nın zirvesine çıktığını söyledi. İki ay boyunca ormanda, tarlalarda ve dere kenarlarında uyuduğunu anlatan Omeroviç, hayatta kalabilmek için ağaçların yapraklarını ve kaynattığı salyangozları yediğini belirtti. 12 Temmuz’da Kamensko tepesinde kendilerine pusu kurulduğunu aktaran Omeroviç, burada 5 dakika içerisinde binden fazla insanın öldürüldüğünü ve cesetlerin arasında uyumak zorunda kaldığını ifade etti.

Rusya’dan Srebrenitsa vetosu

Rusya, BM Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylamada, Srebrenitsa soykırımını kınayan karar tasarısını veto etti. Böylece

Srebrenitsa’da işlenen suçların, BM Güvenlik Konseyi tarafından da soykırım olarak nitelendirilmesi engellenmiş oldu.

Soykırımın 20. yılı

BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, 11 Temmuz 1995’te Sırplara teslim edildi. Otobüs ve kamyonlara bindirilen Boşnaklardan 8 bin 372’si götürüldükleri ormanlık alanlarda, fabrika ve depolarda katledildi.