ESAM’dan basın açıklaması

Olaylar
Ramazan ayının ilk cuma günü Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş tarafından okunan hutbede “zinanın en büyük haramlardan olduğu”, Kur’ân-ı Kerîm’de “Lût kavminin h...
EMOJİLE

Ramazan ayının ilk cuma günü Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş tarafından
okunan hutbede “zinanın en büyük haramlardan olduğu”, Kur’ân-ı Kerîm’de “Lût
kavminin helâkına sebep olduğu bildirilen eşcinselliğin lanetlendiği” ve “zinanın HIV
virüsüne neden olduğu” ifade edilmiştir. İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları adına yapılan basın açıklamalarında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın bu ifadelerini merkeze alarak İslâm dinine ve getirdiği emir ve yasaklara saldırıldığı görülmektedir. Söz konusu baroların üyelerinin önemli bir kısmının görüşlerini yansıtmadığı açık olan bu açıklamalar baroların üyeleri olan avukatlar tarafından kınandığı gibi milletimiz tarafından da kınanmaktadır. Söz konusu açıklamaların milletimiz nazarında herhangi bir kıymet-i harbiyesi olmadığını bilmekle birlikte tarihe not düşmek üzere Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) İstanbul olarak bu açıklamayı yapma zarureti doğmuştur.

Özellikle Ankara Baro Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada yer verilen “sesi
çağlar öncesinden gelen şahıs”, “kan kokan cüret”, “sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak için insan onuruna karşı gösterdiği büyük direniş” ve “halkı ellerinde meşalelerle cadı diye kadın yakmaya davet” gibi beyanlar Türk Ceza Kanunu m. 216’da düzenlenen “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” ve “dinî değerleri aşağılama” suçlarının unsurlarını gerçekleştirdiğinden söz konusu beyanatın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilmesi mümkün değildir.

İslâmî değerlere saldıran bu zihniyetin kullandığı kavramlar kimler adına hareket
ettiklerini ele vermektedir. İslâm tarihinde ve hiçbir İslâm toplumunda “cadı avı” olmadığı bilinen bir gerçektir. Kendi toplumuna ve toplumun geçmişine düşman bu tavır, üslubuyla da kimlere hizmet ettiğini göstermektedir.

Son yıllarda mevzuatımızda yapılan eşcinselliği normalleştirmeyi amaçlayan
değişikliklerin ve İstanbul Sözleşmesinin bu tür açıklamalara zemin hazırladığını not
ederek konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.