Çürümelerini radyasyon önlüyor

Olaylar
Ukrayna’da 1986’da yaşanan ve yakın geçmişin en büyük nükleer felaketi olarak kayıtlara geçen Çernobil faciasının etkileri halen görülüyor. Reaktördeki patlamaya bağlı sızıntıdan 28 yıl so...
EMOJİLE

Ukrayna’da 1986’da yaşanan ve yakın geçmişin en büyük nükleer felaketi olarak kayıtlara geçen Çernobil faciasının etkileri halen görülüyor. Reaktördeki patlamaya bağlı sızıntıdan 28 yıl sonrasında da hissediliyor. Ukrayna’nın başkenti Kiev’deki Çernobil Nükleer Güç Reaktörü’nde 26 Nisan 1986 günü meydana gelen patlama ve sızıntı sonucunda sadece insanlar değil doğal hayat da zarar gördü. Son araştırmalarsa, nükleer felaketin bölgedeki mikroorganizmaları yok etmesi sebebiyle ağaçların çürümediğini ortaya çıkardı. 

ÖYLECE DURUYORLAR 

İngiltere’de yayımlanan “Oecologia” adlı doğa bilimi dergisinde yer verilen rapora göre, doğanın ayrıştırmasında görevli mikroorganizma, mantar ve bazı tip böcekler, nükleer patlamanın ortaya çıkardığı radyasyon alanında kendilerine yaşam alanı oluşturamıyor. Bu canlıların yokluğu, ekosistem çarkının en önemli aşamalarından biri olan ayrıştırmanın gerçekleşmemesine neden oluyor. Yaşamını tamamlamış organik maddelerin tekrar toprağa dönüşmesini sağlayan ayrıştırmanın gerçekleşmemesi sonucu da ölü ağaç ve canlılar toprağın üzerinde çürümeden olduğu gibi duruyor. 

KIZIL ORMAN FELAKETİ 

Çernobil patlamasından sonra tüm ağaçların kırmızı renge dönüşüp kısa süre içerisinde öldüğü Ukrayna’daki Kızıl Orman, radyasyonun etkisini gözler önüne seriyor. Biyologların yaptığı son araştırma, facianın üzerinden yıllar geçtikten sonra bile Kızıl Orman’daki ağaçların hiçbirinin çürümediğini ortaya çıkardı. Sonuçlarda, radyasyonun yoğun olduğu bölgeden alınan yaprak örneklerinin, radyasyonsuz doğal ortama bırakıldığında yüzde 70 ila 90 oranında çürüdüğü gözlendi. Ayrıca, nükleer kazadan sonra radyasyonun yayıldığı bölgeler ile diğer bölgeler karşılaştırıldığında, radyasyonlu bölgede kuşların daha küçük beyine sahip olduğu, ağaçların çok daha yavaş geliştiği, örümcek ve sineklerin de çok daha az bulunduğu belirtildi.