ABD seçim rehberi

Olaylar
Peki, dünyanın tek süper gücünde başkanlık seçimi nasıl yapılıyor, hangi ince hesaplar devrede? İşte ABD seçimlerini ve başkanlık sistemini anlamak için hazırladığımız rehber:  BAŞKAN: 4 yıllığın...
EMOJİLE

Peki, dünyanın tek süper gücünde başkanlık seçimi nasıl yapılıyor, hangi ince hesaplar devrede?

İşte ABD seçimlerini ve başkanlık sistemini anlamak için hazırladığımız rehber: 

BAŞKAN: 4 yıllığına yardımcısıyla birlikte seçilir. Sadece iki dönem üst üste. Hükümet üyelerini atar. Kongre’nin kabul ettiği yasaları veto edebilir. Büyükelçiler ve Yüksek Mahkeme yargıçlarını gibi yüksek düzeyde bürokratları atar, Senato onayına ihtiyaç duyar. Başkomutandır. Dış politika kararlarını alır…Yabancı devletlerle anlaşmaların yürürlüğe girmesi için Senato’nun üçte ikisinin desteğine ihtiyacı vardır.

KONGRE:
Temsilciler Meclisi: 438 üyesi var. Üyeleri iki yılda bir yenilenir

Senato:100 üyeli. Senato üyeleri 6 yıl için seçilir. Üçte bir’lik bölümü değişik zamanlarda seçildiği için sirkülasyon olur.

Kongre yasa yapma gücünü elinde tutar ama bir yasanın başkanın önüne gelmesi için hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’da onaylanması gerekir. Bütçe gibi mali yasaların yapılması tamamen Kongre’ye aitttir. Kongre gerekli mali olanakları sağlamayarak Başkan’a engel olabilir.

BAŞKANIN SEÇİMİ
Halk doğrudan seçmez, başkanı belirleyecek seçiciler kurulunu yani electoral college’ı seçer. Halkoyu başkan seçilmeye yetmez.

Seçimler 50 eyalette ve özel statüdeki başkent Washington’da yapılır. Amerikan toprağı sayılan ama eyalet niteliği olmayan Puerto Rico gibi bölgeler oy kullanamaz.

Her eyaletin nüfusuna göre delege sayısı ayrılır. En büyük eyalet California’nın 55, Teksas’ın 34, en küçük sekiz eyaletin ise 3’er delegesi var.

ADAY BELİRLEME

* Partilerin yaptığı önseçimlerde, ulusal kurultayda eyaleti temsil edecek delegeler seçiliyor. Bunların çoğunu alan kişi partinin başkan adayı oluyor. Kurultay delegelerinin büyük çoğunluğu önseçimlerde belirlenir. Delegelerin bir kısmı parti mitinglerinde belirlenir, parti yöneticileri önemli vekil ve senatörler ise süper delege olarak Kurultay’a katılırlar. Bunlar önseçimle gelmiyor, kim oldukları önceden bellidir.

* Önseçim, parti üst düzey yöneticilerinin delegeleri belirlediği Merkez Kararı (Old Machine System) Yöntemi’nden ya da seçmenlerin delegelerle toplantılar yoluyla tanışıp seçtiği Koza-Konferans Yöntemi’nden (Caucus System) daha demokratik ve pratik olarak seçmenlerin daha fazla katılımını
sağlar.

SEÇİMİM ÖZELLİKLERİ

* Amerikan Anayasası 1787’de yazıldığında ülkeyi oluşturan 13 eyaletin tümü haklarını savunmakta ısrar etmişti. Küçük eyaletler büyüklerin etkisi altına girmekten kaygılıydı. Bu dönemde başkanın doğrudan halk tarafından seçilmesi fikrine ilgi azaldı, bu görev Seçiciler Kurul’na verildi. Yani aslında Seçiciler Kurulu sistemi, 18. yüzyılda taviz sisteminin gereği olarak doğdu.

* Önce Seçiciler Kurulu’na gönderilecek delegeleri seçme hakkı eyalet meclisine verildi. Zamanla bu hak, siyasi partilere devredildi. Seçimlerin ardından Washington’da toplanan delegeler başkanı seçiyor. Hiçbir aday Seçici Kurul’da çoğunluğu sağlayamazsa başkanı Temsilciler Meclisi seçiyor.

* Başkanlık seçimi dört yılda bir kasım ayının ilk pazartesi gününü takip eden Salı günü düzenleniyor.

* Seçmenler oy pusulasında başkan ve yardımcısı için değil, adayları temsil eden parti üyesi aktif siyasilerden oluşan *Seçiciler Kurulu* için oy kullanırlar. Bu sistem dar bölge seçim sisteminin eyaletler bazında uygulanan versiyonu. Farkı, Seçici Kurul vasıtasıyla dolaylı bir sistem olması. Sistemin en büyük avantajı küçük partilerin oyları bölmesini önleyerek güçlü hükümetler ve Kongre’nin oluşumunu sağlaması.

* Her eyaletin Temsilciler Meclisi ve Senato’daki temsilcilerin toplamı kadar olan ‘Seçici Oyu’ yani electoral vote’u var. Kongre’de temsilcisi olmaya başkent Washington DC’nin üç adet Seçici Oyu var.

* Bir eyaletin seçiciler kuruluna gönderdiği delege sayısı, Temsilciler Meclisi ve Senato’ya gönderdiği parlamenterlerin toplam sayısına eşittir.

Büyüklüğü ne olursa olsun, 50 eyalet, Senato’ya ikişer üye gönderir.

* Seçiciler kurulu: *538 üyelidir. 270’i garantileyen başkan seçilir*. Kazanan hepsini alır (winer takes it all) yöntemiyle, eyaletlerde en çok oy alan delegelerin tamamını kazanır. Yani eyalet bazında fazla ‘Popüler Oy’ alan parti adayı, bütün ‘Seçici Oyları’ almış gibi hesap edilir. Popüler oy toplamı daha az olduğu halde büyük eyaletlerin oyunu alarak daha fazla seçici oy sayısına ulaşan başkanın seçildiği seçim vardır.

* Sadece Maine ve Nebraska’da alınan oya göre delege dağılımı ihtimali vardır.

* Seçici oy hesabının Temsilciler Meclisi ve Senato seçimine bir etkisi yoktur, zira her biri için ayrı oy kullanılmaktadır.

* Başkanlık seçiminde aynı zamanda Temsilciler Meclisi ve Senato üyelerinin üçte biri (33 üye) için de oy kullanılır.

* Seçici kurul sistemi anormallikler de üretebiliyor. 2000 seçiminde Al Gor’un George W. Bush karşısında halk oyunun çoğunu almasına rağmen başkanlığı yitirmesi gibi.

* Adaylar her biri 269 seçici delegede kalabilir. O vakit sonucu Temsilciler Meclisi belirliyor. Başkan yardımcısını ise Senato.. Bu seçimde böyle olursa Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerin elinde olduğundan Romney’nin başkanlığı anlamına gelir. Senato’da Demokratlar çoğunlukta
oldukalrından Joe Biden da ikinci dönem başkan yardımcısı olur.

* Her eyaletinin Seçici delegeleri 17 Aralık’ta kendi eyaletlerinde toplanıp oylarını kullanacak ve sembolik olarak başkanı ve yardımcısını seçecekler. Kongre 6 Ocak’ta toplanacak.

DELEGE HESAPLARI

OBAMA:

* 41 eyalette ve başkentin bulunduğu District of Columbia’da sonuçlar öngörülebilir. Seçimin kaderini aslında 50 eyaletten sadece dokuzunda çok az sayıda kararsız seçmen grubu belirleyecek.

* Obama’nın 237 delegeyi kazanması yüksek ihtimal. 196 delege cepte görünüyor. California 55, New York 29, Illinois 20, New Jersey 14, Washington 12, Massachusetts 11, Minnesota 10, Maryland 10, Connecticut 7, Oregon 7, Maine 4, Rhode Island 4, Hawaii 4, Vermont 3, Delaware 3, Washington DC 3.

* Obama’ya meyleden toplamda 41 delegeye sahip eyaletler Pennslyvania 20, Michigen 16, New Mexico 5.

** OBAMA’NIN İHTİYACI OLAN DELEGE SAYISI 33

ROMNEY

* Romney’nin kazanacağı tahmin edilen delege sayısı 191. Almasına kesin gözüyle bakılan 159 delegenin eyaletlere göre dağılımı: Teksas 38, Georgia 16, Tennessee 11, South Carolina 9, Alabama 9, Kentucky 8, Louisiana 8, Oklahoma 7, Arkansas 6, Mississippi 6, Utah 6, Kansas 6, West Virginia 5, Nebraska 5, Idaho 4, Montana 3, Alaska 3, North Dakota 3, South Dakota 3,
Wyoming 3.

* Romney’nin alma olasılığı bulunan toplam delege sayısı 32 olan eyaletler şöyle: Arizona 11, Missouri 10, Indiana 11.

* Alması beklenen eyalet sayısı 23 ama bu eyaletlerin nüfus yoğunlukları düşük, o yüzden fazla da delege kazandırmıyor.

*ROMNEY’NİN İHTİYACI OLAN DELEGE SAYISI 79

SALINCAK EYALETLER

* Seçimin kaderini rengini belli etmeyen 110 delegeye sahip 9 eyalet elinde tutuyor. Bunlara ‘salıncak eyaletler’ deniliyor. Florida 29, Ohio 18, North Carolina 15, Virginia 13, Wisconsin 10, Colorado 9, Nevada 6, Iowa 6, New Hampshire 4.

* Romney için iki eyalet olmazsa olmaz: Ohio ve Florida. ABD siyasi tarihinde Ohio’yu almadan başkanlık koltuğuna oturabilmiş bir Cumhuriyetçi aday henüz yok.

* 1964’ten bu yana Ohio eyaletini alan aday başkanlığı da kazandı. Ohio’nun 2008 seçiminde 20 seçici delegesi vardı. Nüfus sayımı sonrası seçim bölgeleri yeniden şekillenirken, delege sayısı da 18’e düştü.

* Romney’nin delege sayısı yüksek olan Florida’yı kazanamazsa, bütün salıncak eyaletleri kazanması gerekiyor.

* Obama diğer salıncak eyaletler bir yana bu iki eyaleti kazanırsa seçimi
alır. Ama Florida ve Ohio’yu yitirirse başkanlığı riske girer.

EŞEK VE FİL!

Eşek: Demokratlar bu sembolü kullanır. Türkçe’de mecazi olarak ‘akılsızlık’, ‘inatçılık’ gibi karşılıkları olan eşek sözcüğü Amerikalılar tarafından iltifata çevrilmiş. Bu kelime ilkin 1828 yılındaki seçim
kampanyasında kullanılır. Britanyalılara karşı büyük başarılar kazanmış eski bir komutan olan ve Birleşik Devletler’in kuruluşunda Kongre üyeliği yapan Andrew Jackson 1824’te ısrarlar üzerine "Ben o işi yapamam, askerleri yönetirim ama devleti yönetmek için yeterli değilim. Başkanlık bana fazla gelir" dese de aday olmuş; ancak diğer üç adaydan daha fazla oy alsa da seçim sistemi nedeniyle seçilememişti.

1828’de ikinci kez aday olduğunda, kendisine muhalefet edenler bilgi ve görgüsünün yetersizliğini vurgulamak için ‘eşek’ kelimesini kullandı. Jackson ise bu söze karşı çıkmak bir yana,
olumlu vasıflarını kullanarak sahiplendi. "Eşeğe inatçı denilir, ama bu onun irade sahibi olmasındandır. Dürüst olmasındandır. Ayrıca eşek çalışkandır. Dayanıklıdır. En ağır yükleri kaldırabilir." Ve henüz oluşum halindeki Demokratlar’ın simgesi olarak eşek resimli propaganda posteri
yaptırdı. Seçimi büyük farkla kazandı. Demokratlar o gün bugündür ‘eşek’
olarak tanımlanıyor.

Fil: 1874 yılında Cumhuriyetçi Parti’nin sembolü haline geliyor. Harper Weekly dergisinin ünlü karikatüristi Thomas Nast bir hayvanat bahçesi karikatürü çizer. Karikatürde Demokratik Parti’yi temsil eden eşek aslan postuna bürünmüştür. Hayvanat bahçesindeki bütün hayvanları korkutup
kaçırmaktadır. Fil hariç… Fil bütün heybetiyle yerli yeinde durmaktadır.

Karikatürde kullanılan etikette de, ‘Cumhuriyetçi Parti oyları’ yazmaktadır. Bundan memnun kalan Cumhuriyetçi Parti yandaşları, ‘cesaret’, ‘güç’, ‘büyüklük’, ‘saygınlık’ vurgularıyla sembolü sahiplenir.

Habertürk