Usta Yazar John Fante

Biyografi
İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Ahmet Çadırcı, İsmail Akdemir, Murat Hasan Uçankale, Mustafa Cevdet Alkan, Bilal Kelten, Ali İhsan Işık, Ayhan Kara, Gökhan Acka, Doğ...
EMOJİLE

İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Ahmet Çadırcı, İsmail Akdemir, Murat Hasan Uçankale, Mustafa Cevdet Alkan, Bilal Kelten, Ali İhsan Işık, Ayhan Kara, Gökhan Acka, Doğan Güçlühan, Erkan Gürgön, Hasan Çetin, Murat Dağ, Engin Ozar, Cengiz Çavumirza, Ahmet Şengöz, Halit Şakir Togay, Hamiyet Camuşcu, Atilla Kırcelli, Yalçın Bal, Ali Emre Giritli, İbrahim Deniz ve Turhan Korkmaz ile müşteki SGK avukatı Nalan Kiraz katıldı.

Duruşmada sanıkların kimlik tespitinin ardından savunmalara geçildi.

Tutuksuz sanık Bilal Kelten, olay tarihinde Ümraniye Eğitim Hastanesinde çalıştığını, aynı zamanda özel bir hastanede görev yaptığını belirterek, ”Hastalarımı özel hastaneye yönlendirdiğim iddia edilmekteyse de benim devlet hastanesinde ameliyat yapma yetkim kaldırılmıştı, ancak özel hastanede ameliyat yapabilirdim. Hakkımdaki suçlamaları reddediyorum” dedi.

Sanık Ayhan Kara da olay tarihinde Ümraniye Devlet Hastanesinde görevli olduğunu ifade ederek, ”İddianamede belirtilen kişilerin ameliyatlarında herhangi bir suç unsuru yoktur. Onlar ileri teknolojiyle ameliyat olmuştur. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum” diye konuştu.

Sanık Ahmet Şengöz ise Samatya Hastanesinde beyin cerrahı olarak çalıştığını, ayrıca özel bir hastanede part time görevli olduğunu dile getirerek, ”Hastaların tedavisinin doğru ve yerinde olduğuna inanıyorum. Gereksiz masraf yapılmamıştı. Bu hastalar tedaviden yarar görmüş ve sağlıklarına kavuşmuşlardır” dedi.

Sanıklardan Ahmet Çadırcı da 35 yıldır beyin cerrahı olduğunu ve özel bir hastanede başhekimlik yaptığını belirterek, savunmasına şöyle devam etti:

”Murat Dağ ve Mehtap Tuğasaygın, hastane idaresinde güvendiğim iki doktordur. Bu nedenle hastanenin mali işlerinde yardım ediyorlardı. Söz konusu doktorları, özel şirketlere yapılan ödemelerde hastane aleyhine bir zarar gelmemesi için hesap ve faturaları kontrol etmek üzere görevlendirmiştim. Onların onayı ve dikkatleriyle özel medikal şirketlerinin hastanemizi zarara uğratmamasına çalışıyorduk. İddianamede rakamların geçtiği konuşmalar bu nedenle olmuş olabilir.

Bugüne kadar 10 binden fazla ameliyat yaptım. Dünyada tanınmış biriyim. Başkasının yaptığı ameliyata imza atacak değilim. Ancak bazı ameliyatlarda zora girerek meslektaşlarımdan yardım istediğim olmuştur. İddianamede adı geçen doktorlar daha genç oldukları için onlardan da yardım istemiştim. Biz doktorlar hastanın istediği malzemeleri kullanmak zorundayız. Kullanılan malzemeler zaten SGK’nın listesindedirler. Malzemelerin kimden alınacağını hastane yönetim kurulu belirler. Bunda benim yetkim yoktur. Bu malzemelerden yüzdelik pay aldığım doğru değildir. Bunu alan hastanedir. İddianamede geçen söz konusu zararlar hastane ile SGK arasındadır.”

Sanık Yalçın Bal da özel bir medikal firmasının sahibi olduğunu belirterek, özel hastanelerle iskonto anlaşmaları yaptıklarını, bu nedenle de pazarlık yapıldığını söyledi.

Bal, ”Doktorlara herhangi bir rüşvet verme söz konusu değildir. Ancak hastanelere verdiğimiz yüzdeler söz konusudur. Firma olarak da kongre dönemlerinde doktorların kongrelere katılması için yardımda bulunmuşuzdur. Bu yasaldır. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

Duruşmaya katılan diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları reddetti.

Mahkeme heyeti, savunması alınamayan 10 sanığın bir sonraki celse gelmeleri için çağrı yapılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, dönemin SGK Fatura İnceleme Müdürü Karaçor ile 35 beyin cerrahı, 16 medikal firması sahibi ve çalışanından oluşan toplam 52 kişi hakkında ”rüşvet”, ”dolandırıcılık” ve ”resmi evrakta sahtecilik” suçlamalarıyla 2 ile 27 yıl arasında hapis cezası isteniyor.

AA