Şair ve Devlet Adamı Ziya Paşa

Biyografi
 Şinasi ve Namık Kemal ile birlikte “batılılaşma” kavramını ilk defa ortaya atan Osmanlı aydınları arasında yer alır. Sultan Abdülaziz döneminde Avrupa’ya kaçarak Genç Osmanlıla...
EMOJİLE

 Şinasi ve Namık Kemal ile birlikte “batılılaşma” kavramını ilk defa ortaya atan Osmanlı aydınları arasında yer alır.

Sultan Abdülaziz döneminde Avrupa’ya kaçarak Genç Osmanlılar arasına katılmış ve gazete çıkararak devrin hükümeti ile mücade etmişti; yurda dönüşünde çeşitli valiliklerde bulunmuş ve son görev yeri olan Adana’da hayatını yitirimiştir.

"Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" ve "Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir / Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" gibi kimi beyitleri darb-ı mesel olmuştur.

1825 yılında İstanbul’da dünyaya geldi (Doğum yılını 1829 olarak gösteren kaynaklar da vardır. Babası, Galata Gümrüğü’nde kâtiplik yapan [[Erzurum}]’un İspir ilçesinden Ferideddin Efendi, annesi Itır Hanım’dır. Asıl adı "Abdülhamid Ziyaeddin’" dir.

Öğrenimine Kandilli’de başladı; Süleymaniye yakınlarındaki “Mekteb-i Ulum-i Edebiye”’de devam etti[3]. Özel derslerle Arapça ve Farsça öğrendi.

Bir süre Sadaret Mektub-i Kalemi’nde katip olarak çalıştı. Bu sırada devam ettiği Arapça ve Farsça dersler ile klasik edebiyatta ustalığını ilerletti; devrin şair ve alimlerinin bir araya geldiği Lebib Efendi Konağı’ndaki toplantılara katıldı.

Şairlikte ve Sadaret Kalemi’ndeki başarılarını takdir eden Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın aracılığıyla 1855’te sarayda Mabeyn Katipliği’ne atandı. Bu sırada Fransızca öğrendi. Molière’in Tartuffe adlı eserini “Tartüf yahut Riyanın Encamı” adı ile çevirerek Türk edebiyatının ilk manzum tercüme piyesini ortaya koydu. Louis Viardot’un “Endülüs Tarihi”, Cheruel ve Lavelle adlı yazarların “Engizisyon Tarihi” adlı eserlerini Fransızca’dan Türkçe’ye çevirdi. Bir yandan da Hersekli Arif Hikmet Bey’in Laleli’deki evinde düzenlenen Encümen-i Şuara Topluluğu toplantılarına katıldı.

1859’da Mustafa Reşit Paşa’nın vefatından sonra sadrazam olan Mehmet Emin Ali Paşa ile anlaşamadığından yeni görevlere atanarak saraydan uzaklaştırıldı. Bu sırada yazdığı “Terci-i Bend” şiiri ile ilk defa edebiyat alanında ün sağladı. 132 beyit uzunluğunda, divan tarzında bir eser olan bu şiirde kainat ve dünyayı yeni bir bakışla kavrama çabası görülür ve devrin hükümeti üstü örtük olarak eleştirilir.

Saraydan uzaklaştırıldıktan sonra önce Atina elçiliğinde görevlendirilen Ziya Paşa, 1861’de Kıbrıs Mutasarrıfı oldu ve “Paşa” ünvanını aldı; Kıbrıs’ta sıtmaya yakalandığı gibi bir çocuğunu ve babasını orada kaybetti; 1863’te Amasya, 1865’te Canik Mutasarrıfı oldu; 1866’da İstanbul’a dönebildi.

Yönetime muhalif olan İttihak-ı Hamiyet Cemiyeti’nin (sonraki adıyla Yeni Osmanlılar) üyesi olan Ziya Paşa, Diyarbakırlı Flip Efendi’nin çıkardığı Muhbir Gazetesi’ndeki hükümeti eleştiren yazılar yayımlaması yüzünden Nisan 1867’de yeniden Kıbrıs’a atandı.

Eserleri

Zafername (1868, düzyazı şiir)
Rüya (ölümünden sonra, 1910)
Veraset Mektupları (ölümünden sonra 1910)
Eş’ar-ı Ziyâ (ölümünden sonra şiir, 1880)
Şiir ve İnşa Makalesi
Defteri Amal (anı niteliğinde)
Terkibi-i bent
Harabat