“Eleştirinin Amacı Eksikleri Göstermektir”

Biyografi
Röportaj: Hüseyin Güneş Taraf gazetesinde “Bir Heves Bir Kalas” köşesinde uzun bir süredir tiyatro eleştirileri yazan, yapılan her kötü eleştiriye isyan eden yönetmen ve oyunculara, eleşti...
EMOJİLE

Röportaj: Hüseyin Güneş

Taraf gazetesinde “Bir Heves Bir Kalas” köşesinde uzun bir süredir tiyatro eleştirileri yazan, yapılan her kötü eleştiriye isyan eden yönetmen ve oyunculara, eleştirinin amacının eksikleri göstermek olduğu söyleyen Ferhat Uludere’yle konuştuk.

Kaliteli eleştiri tükendi diyebileceğimiz bir zamanda Taraf gazetesinde tiyatro eleştirileri yapıyorsunuz. Taraf’taki yazılarınızı ilgili nelere söylemek istersiniz?

Bir Heves Bir Kalas hakkında yorum yapmak bana düşmez aslında, netice de ben gördüklerimi bu başlık altında yazıyorum. Lakin şöyle bir şey Bir Heves Bir Kalas benim yıllardır okumak istediğim tiyatro eleştirilerinin niteliğini yansıtıyor. Ben Taraf’ta yazmaya başlamadan önce iki tane tiyatro eleştirmeniyle çalıştık, ikisinin de tiyatro anlayışları farklıydı, ama ikisi de yazdıkları oyunları genelde beğenmiş oluyorlardı. Ama tiyatronun içinden gelen bir editör olduğum için bir yılda Türkiye’de sahnelenen oyunların yarıdan fazlasının çok kötü olduğunu zaten biliyordum… Ama bunlar bizim sayfaya pek yansımıyordu… Ben de birçok oyuncu arkadaşımın eleştiri yazsana ısrarlarını dinledim ve böylece Bir Heves Bir Kalas’ı yarattık…

Sizce eleştirinin amacının ne olmalıdır? İnsanlara eleştiri kültürü nasıl verebilir?

Eleştirinin amacı eksikleri göstermektir. Bunu önce her kötü eleştiriye isyan eden yönetmen ve oyunculara söylemek istiyorum… Bir oyun yönetirken, yazarken, oynarken, hatta sadece oyun değil bir roman ya da hikâyede, işin içinde olduğunuz için, ya da onu siz yarattığınız için eksiklerini ancak bir yere kadar görebilirsiniz. Bu eksikleri görmemek, ya da görememek bir kabahat değildir… Kimsenin sanatına ve sanatçılığına halel getirmez. Tüm bu eksikleri görmek için bir dış göze ihtiyaç vardır işte burada da eleştirmen devreye girer… Oyunun, romanın, hikâyenin eksikliğini söylediği için de hiç hak etmediği halde kötü insan olur.
Eleştiri kültürü edinmekten önce eleştirilen insan önce egolarından sıyrılmalı. Sanat egosantrik bir şeydir, ama bu kadar egosu yüksek insan sadece bu ülkede bir araya geldi sanırım… Yönetmenler ve oyuncular eleştirmenlere kızmak yerine onların söyledikleriyle yarattıkları oyunu bir daha düşünseler daha iyi bir şey yapmış olurlar emin olun bundan.

Bugün eleştiri yerine daha çok tiyatro oyunları üzerine tanıtımlar yazılıyor. İnsanlar neden böyle bir kolaycılığa kaçıyorlar?

Bu bir kolaycılık değil aslında, sadece ilişkiyi bozmamakla alakalı, altında başka bir şey aramanın bir anlamı yok. Daha çok oyuna çağrılmak, daha çok oyuncuyla, yönetmenle, yazarla vakit geçirme hakkı kazanmak ve onlar tarafından saygı görmeyi istemekle alakalı bu… Herkes her yazıdan başka bir çıkar bekliyor ve bu da işi bambaşka bir yere götürüyor. İnanın sahnedeki oyuncuyla ilişki kurmak için onun berbat oyunculuğunu alkışlayan ve ona methiyeler düzen tiyatro eleştirmenleri biliyorum ve bu insanlar hala yazı yazıyor.
Mesela pek çok arkadaşım yazdığım Macbeth eleştirisi için teşekkür etti. Ama söylenen cümleler hep şöyle başlıyordu: “Söylediğin her şeye katılıyorum, ama arkadaşlarım olduğu için ben ekibe bir şey diyemedim…”
İşte bu eleştirinin bittiği yerdir… Arkadaşın olduğu için bir şey söylemezsen eleştiri değil tanıtımlar yazmak zorunda kalırsın…   
 
Macbeth ve Kohelet oyunlarını eleştirmiştiniz. Bu eleştirilerin temeline baktığımızda sizi rahatsız eden noktalar neydi?

İki eleştiride de tiyatroları kendi içlerinde düşündüm. Macbeth, Oyun Atölyesi’nin oyunuydu ve bence o tiyatro çatısı altında oynanmış, yönetilmiş en kötü oyundu… Ama şunun altını çiziyorum, o tiyatroda oynanan en kötü oyun… Kohelet ise zaten çok kötü yazılmış bir oyundu. O oyuna o oyuncuların, bence hiçbir oyuncunun ve yönetmenin yapacağı bir şey yok. Oyuncular oyundan ve yazardan çok memnundu, ama yeni kurulan bir tiyatro grubu için çok kötü bir başlangıç oldu.

Macbeth oyunuyla ilgili yazmış olduğunuz eleştirileri yeterli görmeyen tiyatro çevreleri de oldu. Eleştirilerinizi yeterli görmeyenlerin haklılık payı var mı?

Ben yazdığım eleştiriyi elbette yeterli görüyorum, ama bazılarının yeterli görmemesini de anlayışla karşılıyorum. Çünkü ben başka bir yerden bakıyorum, onlar başka bir yerden bakıyor. Haklılık payına gelirse, hemen söyleyeyim, her eleştirinin haklılık payı vardır. Hiç kimse vermese bile oyunlar bu hakkı eleştirmene verir.

on5yirmi5.com