Behiç Erkin kimdir?

Biyografi
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın kurucusu ve ilk genel müdürü (1920-1926) olan  “Demiryollarının Babası” olarak anılan Behiç Erkin kimdir? Mehmet Behiç Erkin 1876 yılında ...
EMOJİLE

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın kurucusu ve ilk genel müdürü (1920-1926) olan  “Demiryollarının Babası” olarak anılan Behiç Erkin kimdir?

Mehmet Behiç Erkin 1876 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası kaymakam Cemil Bey, annesinin adı ise Nadire Hanım’dır. Behiç Erkin, çocukluğunu halası ve onun eşi olan Hidayet Paşa’nın yanında geçirmiştir. Hidayet Paşa’nın görevi nedeniyle Bağdat, İstanbul, Basra ve Erzincan illerinde bulunmuştur. Erzincan’da bulunduğu sırada Erzincan Askeri Rüştiyesinde eğitime başlamış daha sonra Hidayet Paşa’nın Basra Valiliği döneminde eğitimine ara vermiştir. Hidayet Paşa’nın vefatından sonra ailesi ile birlikte İstanbul’a dönmüştür.

Behiç Erkin, 1894 yılında İstanbul’da Askeri Rüştiyeyi, 1895 yılında Askeri İdadiyi, 1898 yılında Harp Okulunu, 1901 yılında ise Harp Akademisini bitirdi. 1902 yılında Selanik’te 3. Ordu Komutanlığına atandı. Selanik’teki görevi sırasında tanıştığı Mustafa Kemal‘le dostlukları ömür boyu devam etti. 12 Şubat 1902 yılında Behiye Hanım ile evlendi. Bu evlilikten üç çocuk sahibi oldu.

Erkin, 1904 yılından sonra kurmay yüzbaşı olarak Selanik-İstanbul demiryolu muhafız kuvvetleri müfettişliği yaptı. II. Meşrutiyet’in ilanının ardından başlayan 31 Mart İsyanını bastırmak için İstanbul’a giden Hareket Ordusu’nda yer aldı. I. Dünya Savaşı sırasında demiryolu kuruluşu ve işletmesi konularında deneyimlerini aktardığı “Demiryollarının Askerlik Açısından Tarihi, Kullanımı ve Teşkilatı” isimli kitabını yayınladı. Behiç Erkin Osmanlı İmparatorluğunda demiryolları hakkında eser yazan ilk ve tek Müslüman Türk’tür.

I. Dünya Savaşı’nda bulunduğu görevler

Miralay Behiç Bey, Çanakkale Savaşları’nda cepheye asker ve mühimmat sevkiyatını düzenli bir şekilde yapmayı başarmıştır. Bu sebepten dolayı Çanakkale Türk Kuvvetleri Komutanı Mareşal Liman Von Sanders’in Alman İmparatoruna teklifiyle “1. Dereceden Demir Haç Madalyası” verilmiştir. Bu nişan Alman Devletinin en üst mertebedeki nişanıdır. Behiç Erkin ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk’te bu nişanın sahibidir.

1918 yılında Azerbaycan’ın ilk düzenli ordusunu kurmakla görevlendirildi. 3 Ağustos 1918 yılında Behiç Bey tarafından hazırlanan Azerbaycan Jandarma Teşkilatı Kararnamesi, hiçbir değişime uğramadan Azerbaycan hükümeti tarafından onaylandı. Behiç Erkin’in hazırladığı bu teşkilat Bakü’yü Lenin’in Kızıl İdaresi’nden kurtardı. Bakü’nün alınmasından sonra bu teşkilatta karargahını oraya taşıdı. Bakü’nün işgalden kurtarılmasında büyük rol oynayan Behiç Erkin’in bu başarısı maalesef çok bilinmemektedir. Erkin, I. Dünya Savaşı’nı bitiren Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra İstanbul’a dönmüştür.

Behiç Erkin’in Devlet Demiryolları Müdürlüğü

Damat Ferit Paşa hükümeti Behiç Erkin için idam kararı çıkarmıştı. Erkin, İngilizler tarafından arandığı sırada Milli Mücadele Hareketi’ne katılmak için Anadolu’ya geçti. 5 Temmuz 1920’de Ankara’ya vardı. Burada Mustafa Kemal’in “Ben cephelerde ne yapılacağını biliyorum, ama ordumuzun cephelere süratle nasıl sevk edileceğini bilmiyorum, bu şimendiferlerin işin ehli biri tarafından idare edilmesi ile mümkün olabilir, buna ancak siz muvaffak olabilirsiniz, siz şimendiferlerle cephelere askerleri sevk edin ki, ben de cephelerde muvaffak olabileyim” sözleri üzerine demiryollarının başına geçti. Behiç Bey, çok geçmeden Eskişehir’de bir üs kurdu. Kurtuluş Savaşı’nda trenlerle cepheye asker, cephane, malzeme nakletti. Yaptığı hizmetlerle Kurtuluş Savaşı’nın en büyük kahramanlarından biri oldu. TBMM tarafından “İstiklal Madalyası” ile onurlandırıldı.

Behiç Erkin, Türkiye’de demiryollarının kurucusu sayılır. Adı birçok kaynakta “Demiryollarının Babası”“Türk Demiryolculuğu Sektörünün Babası” olarak geçer. Devlet Demiryolları Müdürlüğünü 6 yıl sürdürdükten sonra, Bayındırlık Bakanı olarak atanır.

Behiç Erkin’in Bayındırlık Bakanlığı

Behiç Erkin, 1926-1928 yılları arasında Bayındırlık Bakanı olarak görev yapmıştır. Bu dönemde demiryolları millileştirilmiş, demiryolları işletme lisanı Fransızcadan Türkçeye çevrilmiş, Demiryolları Müzesi kurulmuştur. Daha sonra Adı İstanbul Teknik Üniversitesi olacak Mühendis Mektebi’ne özerklik vermiştir.

Behiç Erkin’in ülkenin demiryolları için yaptığı çalışmalar, 1933 yılında silah arkadaşı ve devrin cumhurbaşkanı Atatürk’ün bir jestiyle ödüllendirilmiştir. Cumhuriyetin 10. yılı kutlamaları için “Onuncu Yıl Marşı” yazılırken, Atatürk, tek bir dizeye müdahale ederek “yurdun her bir tepesinde dumanlar tütüyor” dizesi yerine “demir ağlarla ördük, anayurdu dört baştan” dizesini yazdırmış ve Behiç Bey’e hitaben “sizin emeğiniz bu mısra ile daha iyi dile getiriliyor” demiştir.

Erkin, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın da fikir babalığını yapmıştır. MİT’in kurucu kararnamesinde Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte imzası vardı.

Soyadı Kanunu yürürlüğe girdiğinde “Erkin” soyadı Behiç Bey’e 8 Şubat 1935 tarihinde Atatürk tarafından bizzat verilmiştir. Atatürk’ün silah arkadaşına uygun gördüğü Erkin kelimesi “Her şart altında kendi doğru kararını verebilen, müstakil fikirli” anlamına gelir.

Behiç Erkin’in Büyükelçilik Yılları

Erkin, 1928-1939 yılları arasında Budapeşte Büyükelçiliği yaptı. Onun büyükelçiliği döneminde Macaristan ile 5 Ocak 1929’da Tarafsızlık, Hakemlik ve Uzlaşma Anlaşması imzalandı. Budapeşte’de görev yaptığı sırada eşi Behiye Hanım 28 Ekim 1934’te İstanbul’da vefat etti.

1939 yılına gelindiğinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Avrupa’daki karışıklığı göz önüne alarak Behiç Erkin’i Fransa’nın Paris Büyükelçiliğine getirdi. 31 Ağustos 1939 tarihinde Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesiyle II. Dünya Savaşı başlamıştı. Birkaç ay sonra Almanya, Erkin’in görev yaptığı Fransa’yı da işgal etmişti. Yahudilerin işlerinden çıkartıldıkları, paralarına el konulduğu ve toplama kamplarına gönderildiği o günlerde Behiç Erkin, Almanların bir yabancıya çok ender verdikleri 1. dereceden Demir Haç madalyasının gücünü kullanarak pek çok hayat kurtarmayı başarmıştı.

Behiç Erkin’in Büyükelçilik Yılları

Behiç Erkin, mesai arkadaşları ile birlikte kendi hayatlarını tehlikeye atarak 20.000’e yakın Türk ve Türk olmayan Yahudi’ye Türk pasaportu vererek hayatlarını kurtarmıştır. Yine pek çok Yahudi için “Bu ev/işyeri bir Türk’e aittir” şeklinde belge hazırlatarak toplama kamplarına gitmesinin önüne geçmiştir.

Yahudi asıllı Fransa eski Başbakanı Léon Blum da Almanlar tarafından toplama kampına atılan oğlu için Behiç Erkin’e başvurmuştur. Erkin, Léon Blum’un oğlunu, arkadaşları ile beraber temerküz kampından kurtarılmasını sağlamıştır. Fransa eski Başbakanı Léon Blum’un Behiç Erkin’e teşekkür mektubunun orijinali, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi içindeki İnkılap Tarihi Müzesi’nde saklanmaktadır. Ayrıca Behiç Erkin’in yardım ettiği insanların toplanarak bütün içtenlikleri ile 1942 senesinde yazdıkları ve bütün aileye “hayır duası” ettikleri mektubun orijinali 1958 senesinde Behiç Erkin tarafından İnkılap Tarihi Enstitüsü Müzesi’ne bağışlanmıştır.

6.000.000 Yahudi soykırıma uğramak üzere bilmedikleri bir istikamette raylar üzerinde trenlerle Auschwitz’e doğru yol alırken, Behiç Erkin üzerlerine ay-yıldız astırttığı, “Büyükelçi’nin vagonları” diye anılan trenlere bindirdiği 20.000’e yakın Yahudi’yi aynı rayların ters istikametinde, hem de Almanya toprakları üzerinden yaşama, yani Türkiye’ye göndermeyi başarmıştı.

1943 yılında emekli olan 31 Temmuz 1943 tarihinde devlet memuriyetine ve diplomasi hayatına veda eden Behiç Erkin’e Fransa’dan ayrılmadan önce 23 Temmuz 1943’te bizzat Fransa Devlet Başkanı Mareşal Petain tarafından Légion d’honneur nişanı verilmiştir.

Fransa’dan Türkiye’ye 26 Ağustos 1943 tarihinde dönen Behiç Erkin, I. Umum Müfettişliğine tayin edilen Çankırı Milletvekili Avni Doğan’ın yerine İsmet İnönü’nün isteğiyle 2 Eylül 1943 tarihinde Çankırı Milletvekili seçildi. Bu görevi 5 Ağustos 1946’da sona erdi.

Behiç Erkin, 11 Kasım 1961 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. İlk Genel müdürlük görevini aldığı İzmir-İstanbul-Ankara hatlarının birleştiği Eskişehir (Enveriye) istasyonundaki üçgende defnedilmesini vasiyet etmiştir. Ölüm tarihinden bir süre sonra TCDD Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan anıt mezara nakledilerek vasiyeti yerine getirilmiştir.