Sanal alemin gerçek sahipleri!

İnternet
Ergen diye aşağılanan, sosyal mecralarda yazdıkları, yaptıkları eleştirilip alay edilen nesil, sanal alemin gerçek sahipleridir. Bilgiyi de eğlenceyi de teknolojiyi de onlar yönlendiriyor. İnternetin ...
EMOJİLE

Ergen diye aşağılanan, sosyal mecralarda yazdıkları, yaptıkları eleştirilip alay edilen nesil, sanal alemin gerçek sahipleridir. Bilgiyi de eğlenceyi de teknolojiyi de onlar yönlendiriyor. İnternetin nimetlerini en çok onlar kullanıyor, üretilen her şey onların keyfine göre üretiliyor.

İnternetin getirdiği olanakları ürünlere dönüştürenlerin yaşı 30’dan büyük. İnternet sayesinde kullandığımız ve hayatımızı dönüştüren ürünlere ilk adapte olanlar yine aynı yaştaki insanlar. Hatta şu anda interneti en etkili biçimde kullananlar da onlar.

Kimi internet ürünlerinin henüz var olmadığı, keşfedilip hayatımızın ortasına oturduğu zamanları da yaşayan 20-30 yaş arası kayıp kuşağı saymazsak, internet dünyasının asıl yerlileri gözünü internet dünyasına açmış, doğar doğmaz e-posta ile akıllı telefonla tanışmış, kendini bildiği andan itibaren sosyal medya olgusuyla karşılaşmış 20 yaş altındaki genç nesil.

Sanal alemde, yaşadıkları zihinsel ve fiziksel başkalaşma dönemi olan ‘ergenlik dönemi’nde olmalarıyla dalga geçilen, paylaşımları tu-kaka edilen bu nesil, internet aleminin asıl sahibidir. Şimdi 15 yaşında olan bir ‘ergen’ 10 yıl sonra dünyayı, hayatı nasıl algılayacak?

NE İÇİN MÜCADELE EDECEKLER?

Mesela bu nesil, bir araya gelip gerçek bir eylem yapabilecek mi 10 yıl sonra? Haberi, gerçek dünyada olup biteni; evindeki bilgisayarda, cebindeki dokunup değiştirdiği, dokunup farklı bir şeye dönüştürdüğü küçücük ekranlarda izleyen bu nesil 10 yıl sonra neye şaşırıp neyle motive olacak?

Hayatı bin bir türlü uygulamayla ‘kolaylaştırılmış’ bu nesil; 10 yıl sonra neyi elde etmek için mücadele edecek? Arkadaşlarının doğum günlerini Facebook’ta fark eden bu nesle kim nasıl sürpriz yapabilecek? İstedikleri an herkese Twitter’dan kolayca ulaşabilen bu 20 yaş altı gençlere 10 yıl sonra bilgi hiyerarşisi nasıl anlatılacak? Hangi bakkaldan gazoz alacağına bile Foursquare’e bakarak karar veren bu neslin mensupları, yollarını kaybettiklerinde birine yol sormayı unutmayacak mı? Her şeyin fiyatını internetten öğrenen bu nesle, kim pazarlık etmeyi öğretecek? Eğer bilgi namına ne varsa Google’a yazınca çıkıyorsa, kim bu neslin zihnine bir şeyi kalıcı olarak nakşetmeyi becerebilecek?

Soruları uzatmak mümkün. Şu anda, tüm dünyada internetin geleceği, bu 20 yaş altı gençlere bakılarak inşa ediliyor. Bu gençleri ikna eden ürünler piyasaya çıkarılıyor. Onların 10 yıl sonrası tasarlanıyor.

HİÇ PUL YALAMAMIŞ NESİL

Doğduklarında henüz Facebook, Google, Twitter, Iphone, e-posta, e-ticaret keşfedilmemiş olan bir önceki nesil, yeni neslin geleceğini inşa eden geliştiricilerin kobayı oldu. E-posta’yı ele alalım mesela. Önceki nesil postaneye gidip birbirlerine mektup gönderiyordu, sonra e-posta icat edildi. E-posta ile ilgili türlü çeşitli uygulama yapıldı, bir sürü teknik aksaklık yaşandı, “Outlook Express” diye 500 sayfalık bir kitap vardı bir zamanlar. “E-postalarım gitmiyor ne yapmalıyım?”, “E-postalarım gidiyor ama e-posta gelmiyor ne yapmalıyım?” “Yeni e-posta nasıl gönderilir?” gibi makaleler yayınlanıyordu.

Uğraşıldı ve tüm teknik sıkıntılar çözüldü. Sonra sanki bin yıldır böyle haberleşiyormuşuz gibi e-posta öyle doğal olarak yerleşti ki hayatımıza. İnsanlığın ortak içgüdüsüne dönüştü. İşte tam bu noktada yeni nesil geldi arkadan. Bu içgüdünün tam ortasına doğdu onlar. Hiç mektup göndermemiş, hiç pul yalamamış bir nesil. Tüm teknik sıkıntıları çözülmüş e-posta hizmeti onlara altın tepside sunuldu. Birileri kobay oldu, onlar ise esas kullanıcı…

İNTERNET DİKTATÖRLERİNİN ASKERLERİ

“Ergen” diye aşağılanan, sosyal mecralarda yazdıkları yaptıkları eleştirilip alay edilen bu nesil, sanal alemin gerçek sahipleridir. Bilgiyi de, eğlenceyi de, teknolojiyi de onlar yönlendiriyor. İnternetin nimetlerini en çok onlar kullanıyor, internet ortamında daha fazla vakit geçiriyor ve üretilen her şey, onların keyfine göre üretiliyor.

Bolca Omega 3 ve fosfor yüklenen bu nesil, önceki neslin deneyip hayatın gerçeği haline getirdiği sanal ürünlerle forma sokuluyor. Daha şimdiden bir Facebook paylaşımıyla, basit bir Youtube videosuyla galeyana getirilebilen koskoca yığınlar, 10 yıl sonra internet diktatörlerinin gönüllü askerleri olacak.

Dindar nesiller yetiştirme gayesiyle adımlar atan, eğitim sistemini kurgulayan, üniversite sistemine esaslı çözümler planlayan yüce devletimize, ergen politikası üzerine çalışmasını öneriyorum.

Ertuğrul Fındık
Star gazete