Modem ADSL şifrelerinde aman DİKKAT!

İnternet
Bazı insanlar vardır daha hayatın ağır yükünü küçük yaşlarda omuzlarında taşımaya başlarlar. Korkmadan, yorulmadan, bıkmadan ve büyük bir hırsla başarı ağacına bir ip dolayıp tutunmaya çalışırlar. Yaş...
EMOJİLE

Bazı insanlar vardır daha hayatın ağır yükünü küçük yaşlarda omuzlarında taşımaya başlarlar. Korkmadan, yorulmadan, bıkmadan ve büyük bir hırsla başarı ağacına bir ip dolayıp tutunmaya çalışırlar. Yaşanılan zorluklar ve maruz bırakılan olumsuzluklarla buluşmak onları daha da bir aşkla bağlar başarı zincirlerine ve her zaman yeni halkalar eklerler. Sonunda onların isteği olur ve tabir-i caizse ‘tuttuğunu kopartır’ sözünü hak ederek, toplumda söz sahibi olurlar.

İşte bu terimlere uygun bir şahsiyet ve adım adım yakaladığı başarı hikâyesine örnek bir iş adamı…

İnternet Kurulu Başkanı, Türkiye e-dönüşüm Danışma Kurulu Başkanı, TOBB Telekomünikasyon Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı, TEDER Başkanı, C5Elektronik Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Eskrim Fed. Yönetim Kurulu Üyesi olarak iş hayatını sürdüren başarılı iş adamı Serhat Özeren, UzmanAbi’ye konuştu. Özeren,  modemlere, ADSL bağlantısına şifre konulması konusunda önemli açıklamalar yaptı.  Şifrelerin kesinlikle komşu veya arkadaşlarla paylaşılmaması gerektiğini vurgulayan Özeren, bu konuda ciddi uyarılarda bulundu. 

Özeren’le iş ve özel hayatını, başarı hikayesini ve gündeme dair merak edilen konuları ele aldık.

İşte Serhat Özeren’in sorularımıza verdiği cevaplar:

Sayın Özeren, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? İnternet Kurulu Başkanı, Türkiye e-dönüşüm Danışma Kurulu Başkanı, TOBB Telekomünikasyon Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı, TEDER Başkanı, C5ElektronikYönetim Kurulu Başkan Vekili ve Eskrim Fed. Yönetim Kurulu Üyesi olarak çok yönlü görev ve çalışmalar yapıyorsunuz? Anlatacağınız çok şey var elbette ama okuyucuların tanıması açısından neler yaptınız ve bugünlere nasıl geldiğinizi merak ediyoruz doğrusu…

İzmirliyim. İTÜ Uçak Mühendisliği’ni kazanana kadar da İzmir’de yaşadım. 1984 yılında başladığım İTÜ Uçak Mühendisliği’ni de 1989 yılında bitirdim. Üniversitedeyken de bilgisayara özel bir ilgim vardı. Kimi zaman dersleri asarak, kimi zamansa uykumdan çalarak program yazıyordum. Mezun olduktan sonra da bu ilgimi kaybetmedim ve bu alana yönelmeyi tercih ettim.

O dönem İstanbul’da Beşiktaş’ta oturuyordum. Lever’de çalışan bir ağabeyimize bir gün “Ben de sizinle çalışabilir miyim” diye sordum. Müracaatta bulundum. Ancak ilk görüşmemde eleman ihtiyaçları olmadığını söylediler. Ben de bu konuda ısrar ederek “Benim paraya ihtiyacım yok, burada bir şeyler öğrenmek istiyorum müsaade edin gelip, gideyim” dedim. Onlar da bana ‘akşamları gelebilirsin’ dediler. 3 ay boyunca akşamları gidip sabaha kadar orada çalıştım. Bir gün bir back-up kartuşunun fabrikaya götürülmesi gerekiyordu. ‘Ben götürürüm’ dedim ve benim hayatımın en önemli dönüm noktalarından olan Lever’deki çalışma hayatım başlamış oldu.

1994 yılında Lever’den ayrılarak Erenet’i kurdum. Bilişim sektörüne Outsource hizmet vermeye başladık. Outsource hizmetinde oldukça hızlı bir şekilde büyüdük. Türkiye’de ki birçok öncü kuruluşla çalışmaya başladık. Ardından yeni şirketler ve işbirlikleriyle büyüme sürecimiz devam etti.

Sizin de söylediğiniz gibi TEDER’in kurulmasıyla STK’lar ile olan ilişki sürecim hızlandı. STK’lar Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli. Bu süreçte İnternet Kurulu’nda başkan adaylığım gündeme geldi ve Kurul’daki üyelerin de desteğiyle 2010 yılında İnternet Kurulu Başkanlığı’na seçildim. 

“Para istemem diye işe girdi 15 milyon dolarlık patron oldu” haber başlığını okuduğumuzda doğrusu bizler de bu başarını sır noktalarını merak ettik? Nasıl bir strateji uyguladınız?

Yaptığınız işi sevmek her şeyin başında geliyor. Eğer işinizi severek yapıyorsanız önünüze çıkacak engeller, zorluklar da sizin için sadece teferruat hatta işin tuzu biberi oluyor. İş hayatı açısından bakarsanız stratejiler önemlidir ancak en büyük strateji işinizi iyi ve doğru yapmaktır.

Birçok kişi üniversite okuyup iş bulamamakta… Sizlerin engin tecrübelerine dayanarak gençlere nasıl bir yol izlemelerini tavsiye edersiniz?

Günümüzde insanların istek ve talepleri de farklılaştı. İmkânlar açısından bakarsanız bizim gençlik yıllarımıza göre çok daha fazla imkân gençlerin ellerinde. Bu imkânların başında internet geliyor. İnternetin doğru kullanımı gençler için çok büyük avantaj. Eskiden bilgiye ulaşmak gerçek anlamda zordu. Şimdi küresel düzeyde bir bilgisayar ekranından her türlü bilgiye, her türlü fırsata ulaşmak mümkün… Gençler gelecekteki değişimi iyi gözlemlemeli ve bu değişime göre pozisyon almalılar. Bilişim sektörü geleceğin sektörü ve burada elde edecekleri deneyimler ve bilgi birikimi onlar için gelecekte çok faydalı olacaktır.

Bu kadar görevi bir arada yönetmek zor olmuyor mu?

Her görevin kendi içinde zorlukları var. Ancak az önce söylediğim gibi bir işi severek ve doğru yapıyorsanız o işten aldığınız zevk paha biçilemez ve tüm zorlukları ve yorgunlukları size unutturuyor. Bizim işimiz mikado oyunu gibi. 41 tane çubuğu birbirine değdirmeden almaya çalışırsınız. Bizim sektörümüzde de işler bu boyuttadır. Birçok parametreyi yönetmek zorludasınızdır. Bu sebeple koordinasyon ve zaman planlaması çok önemli… Güçlü ekiplerle çalışıyoruz. İnsan kaynaklarına çok önem veriyoruz. Bunların bileşkesinde de görevlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.

Siz de ailesini ihmal edenlerden değilsiniz inşallah?

Öyle olmadığıma inanmak istiyorum. Aslında hayatta her şeyin başı ölçüdür. Aileniz, arkadaşlarınız, özel meraklarınız ve işiniz. Bunlara ölçülü bir şekilde zaman ayırmanız gerekmektedir. Eşit demiyorum çünkü ölçü de her zaman eşitlik yoktur. Ölçüyü iyi ayarladığınızda hayatınızın her anında mutlu olabilirsiniz. Bunu yapabilmek gerçekten güç… Bazen başka öncelikler öne çıkabiliyor. Ama mutlaka ne olursa olsun ölçülü hareket etmek gayreti içersindeyim.

Son günlerde dünyanın birçok ülkesinde özellikle devlet kurumlarının internet sitelerine yapılan saldırıların artmasını neye bağlıyorsunuz?

‘İnternet gerçek hayatın bir izdüşümüdür’ diyoruz hep. Gerçek hayatta nasıl hırsızlıklar, saldırılar veya suçlar işleniyorsa, internette de bunu görmeye başladık. Bu artıştaki temel etken artık internetin birçok insanın hayatına girmiş olmasına bağlamamız gerekir. Artık ticaret, iş hayatı, sosyal hayat hatta etkinlikler bile internet üzerinden yapılıyor. İnternetin bu kadar yaygınlaşması ve hayatımızın bir parçası haline gelmesi bu işlerden illegal fırsat üretmek isteyenler için yeni bir alan demek. Ne yazık ki bizler de bu süreci yaşıyoruz. Ancak bu değişim süreci de beraberinde yeni kuralları, yeni etik kodları ve yeni çözümleri beraberinde getiriyor. Devlet kurumları da bu değişime ayak uydurmak zorunda… Ancak devlet dediğimiz zaman çok büyük bir mekanizmadan bahsediyoruz ve bu geçiş süreci tabi ki biraz da yavaş ilerliyor. Zamanla yaşanan acı tecrübeler de olsa devlet kurumları da bu konudaki önlemlerini ve farkındalıklarını artırıyor.

Türkiye’deki resmi kurumlar nasıl bir yapıyla korunuyor? Sızma ve saldırılara karşı ne gibi önlemler alıyorsunuz?

Bu konuda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, TÜBİTAK gibi kurum ve kuruluşların yoğun çalışmaları var. Her yıl kamu kurum ve kuruluşları ile özel şirketlerin katıldığı Siber Güvenlik Tatbikatı gerçekleştiriliyor ve kurumların siber güvenlik anlamında eksik yönlerini görmeleri hedefleniyor. Diğer taraftan siber güvenlik ile ilgili eğitim ve farkındalık çalışmaları da yürütülüyor.

Modemlere, ADSL bağlantısına şifre koyarak, komşu veya arkadaşlarla bile şifrelerin paylaşılmaması yönünde bir uyarınız olmuştu? Neydi aslında orada anlatmak istediğiniz detay?

Bu konuda aslında basit bir örnekten yola çıkıyoruz. Siz evinizin kapısını açık bırakıp ya da anahtarı komşunuza bırakıp bir tatile çıkıyor musunuz? Bu soruya verdiğiniz cevabın aynısı internet için de geçerli. Kablosuz modemlerde şifre kullanmamak ya da şifrenizi başkalarıyla paylaşmak da riskleri beraberinde getiriyor. Şifrenizi verdiğiniz kişinin ya da açık bir ağa giren kişinin suç işleyip işlemeyeceğini bilemezsiniz. Bu durumda riskleri üzerinize almış oluyorsunuz. Bu konuda yaşanmış birçok acı örnek de var. Herhangi bir suç işlemediği halde başkası ile paylaştığı şifresi veya açık kablosuz ağı yüzünden mahkemelik olan suçlu konumuna düşen hatta itibarını kaybeden birçok insan mevcut.

İnternet kullanımının daha iyi algılanabilmesi için toplum daha doğru nasıl eğitilmeli?

Toplumun tüm kesiminin bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor. Bu da ancak eğitimle mümkün… Bu konuda bilgi sahibi olan her bireye görev düşüyor. En yakınımızdan başlayarak yapılması gerekenleri, alınması gereken önlemleri aktarıyor olmalıyız. Kamu kurumları bu konuda farkındalık ve eğitim çalışmalarını 7’den 77’ye genişletmesi gerekiyor. İnternet sürekli gelişen ve kendini yenileyen bir mecra bu yüzden her zaman bilgiye açık olmalıyız. Yeni nesil bu konuda bilgi sahibi ve bu da Türkiye gibi nüfusu genç olan bir ülke için büyük bir avantaj. Aynı şekilde orta ve üst yaş grubunu da internet konusunda bilgilendirebiliyor olmamız gerekiyor. Gerek özel şirketlerin gerekse kamu kurumlarının bu konuda yaptıkları önemli sosyal sorumluluk projeleri de var. Bunların sonuçlarını yakın bir gelecekte elde etmeye başlayacağımıza inanıyorum.

Ailelerin çocuklarıyla olan iletişimiyle paralel olarak internetin kullanımı için nasıl bir eğitim modeli olarak sunulmalı?

Eğitim en başta aileden başlıyor. Daha sonra okulda devam ediyor. Çocuklarımıza bu süreçte internetle birlikte yaşamayı öğretmeliyiz. Çocuklarımızı gerçek hayatta nasıl tehlikelerden koruyorsak internette de bunun olabileceğinin farkında olmalı ve buna göre eğitim vermeliyiz. Örneğin ebeveynlerin çocukların internetteki nefret içeren içeriklerden korunmaları için özen göstermeliyiz. Filtre yazılımların kullanılması ya da devletin bu konuda sağladığı ücretsiz güvenli internet profillerinden faydalanılması gerekiyor. Çocuklarımızla her yaşta açık ve olumlu bir iletişim kurmalıyız. İnternette yaşadıklarını, yaptıklarını bizimle paylaşmasını sağlamalıyız. Çocuklarımız internetteyken onlarla birlikte olmalıyız. İnternet kullanımıyla ilgili aile içinde kurallarımızı oluşturmalıyız. Herşeyden önce ebeveynler olarak internet kullanımında çocuklarımıza örnek bir model oluşturmalıyız.

Youtube yasası ne durumda? Uyar-kaldır seçeneği konuşuluyordu?

Bu yasa çalışması devam ediyor, umarım kısa bir süre içersinde TBMM genel kuruluna gelir. Bu düzenlemeden sonra internetin ülkemizde gelişmesine çok katkıda bulunacağına inanıyorum.

UzmanAbi.com