Google’ın yeni sözleşmesi ne anlama geliyor?

İnternet
ENGİN DİNÇ’İN HABERİ  Son günlerde sosyal paylaşım ağları, insanlarının kişisel bilgilerin güvenilirliği açısından daha sık tartışılır hale geldi. Hatta dün Ulaştırma, Denizcilik ...
EMOJİLE

ENGİN DİNÇ’İN HABERİ 

Son günlerde sosyal paylaşım ağları, insanlarının kişisel bilgilerin güvenilirliği açısından daha sık tartışılır hale geldi. Hatta dün Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, “Sosyal paylaşım ağları, istihbarat örgütü haline geldi” diyerek bu konunun önemine değindi.

Tam bu noktada son günlerin aktüel gündemi Google’ın yeni sözleşmesini hatırladık. Google’ın yeni uygulamasıyla, bu firmanın servislerini kullanmak için ortak bir sözleşmeyi kabul etmemiz gerekiyor. Bu sözleşmede, Google’ın sizin bilgisayarınıza veya mobil cihazınıza bir uygulama yerleştirirek, sizin kişisel birtakım verilerinize ulaşma imkanı sağlayabileceği de belirtiliyor. Ayrıca Google, sizin kişisel verilerinizi izniniz dışında kullanmayacağını belirtiyor ancak bunun ne oranda yapılabileceği akıllarda soru işareti olarak duruyor. Google’ın yeni uygulamasıyla akıllarda oluşan soru işaretlerini Bilişim Uzmanı Avukat Gökhan Ahi’yle konuştuk.

GOOGLE ESKİDEN YAPTIĞI ŞEYİ AÇIK AÇIK YAPACAK

Google’ın yeni sözleşmesinin ne gibi bir içerik taşıdığını sorduğumuz Avukat Gökhan Ahi; yeni sözleşmeyi şöyle anlattı:
“Eskiden beri Google tüm arama sonuçlarını, lokasyon bilgilerini, noktadan noktaya mail iletişimi gibi bir çok şeyi kaydediyor. Bunu vermiş olduğu hizmet dolayısıyla yapmak zorunda. Amerika’da değil Türkiye’de de kurulmuş olsaydı 5.651 No’lu kanun gereği bu kayıtları tutmak zorundaydı. Sorun tutmuş olduğu bu kayıtları, birileriyle paylaşıp paylaşmamaları ve ne şekilde tutacağı şeklindeydi. Kendisine sivil toplum örgütlerinden ve Amerika’daki bir çok kuruluştan tepki geldi. “Bu bilgileri tutuyorsun, ama bu bilgileri nasıl tutuyorsun? Şeffaf ol” dediler. Kamuoyuna yeteri kadar bilgi ver şeklinde tepkiler geldi. Google, bu yüzden yeni sözleşmesini yazdı. Zaten eskiden yapıyorum dediği bir şeyi açık açık yapacak. Aslında bunun dışında yeni bir gelişme yok.”

VERİLERİN KAYDEDİLMESİ YENİ BİRŞEY DEĞİL

Sözleşmeyle, kişisel verilerin reklam içerikli veya başka bir amaçla kullanıcıların izni dışında paylaşılması ihtimali olduğunu ve Google’ın kullanıcılarının bilgisayar ve mobil cihazlarına birer uygulama göndererek daha fazla bilgi alabilme yetkisi istediğini, bunun ne anlama geldiğini sorduğumuz Avukat Gökhan Ahi, şunları söyledi: 
“Bu uygulama dediğiniz şey, bütün sitelerin göndermiş olduğu, kullanıcıların alışkanlıkları, sitede kalma süresi gibi kullanıcı deneyimini iyileştirmeye yönelik şeyler. Bu programların bir zararı yok. Ama ben kişisel bilgim konusunda çok hassasım, bilgilerim sağda solda yayılmasın diye bu konuda paronoya yapan insanların, zaten interneti hiç kullanmamaları lazım. Çünkü interneti kullandığınız zaman şunu bilmelisiniz ki; hangi siteye girdiniz, çıktınız, ne kadar kaldınız, hangi browserları kullandığınız bir yerlerde kayıt ediliyor. Bu yepyeni bir şey değil.
 
Kullanıcı bakımından baktığımızda ise kullanıcılar; girmiş olduğum site beni tanısın, alışkanlıklarıma göre bana ürün versin, sevmediğim değil, sevdiğim şeyleri bana sunsun ister. Kullanıcının tercihine bakarsak yapılan işler tamamen ticari, güzel işler gibi gözükebilir. İşin kişisel yanına baktığımızda sıkıntı var. Bu kadar verinin toplanması, konuların derlenmesi acaba 3. kişilerin eline geçer mi, kullanılabilir mi gibi kaygılar var. Bu kaygıları Google dahil hiç bir kurum giderebilmiş değil.”

BİRÇOK SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜNÜN MÜDAHALESİYLE GOOGLE BİRAZ DAHA ŞEFFAF OLABİLİR

Google’ın bu yeni sözleşmesine ABD’de bir kesim ile AB Komisyonu ve Türkiye’de TİB’in bir takım itirazlarını olduğunu, bu itirazların ne derece dikkate alınacağını sorduğumuz Avukat Gökhan Ahi, “Şu anda en büyük servis sağlayıcı Google’dır. Bunun en büyük olması internet içindeki bir takım trendleri istediği gibi düzeltme, değiştirebilme, manipüle edebilme hakkını da veriyor. Bu bir hak mıdır? Değildir. Güçlü olan tarafın kurallarını dayatabildiği bir ortamdır. Sonuçta bu bir internet hizmetiyse, AB de buna itirazlarını sürdürse, Google bu itirazları dikkate alacak ama yine de kullanıcı çokluğundan dolayı ve belirleyici rolünden dolayı kendi bildiklerini okumaya devam edecektir. Bu konuda Google’da bir iyileştirme olacağını zannetmiyorum. Belki biraz daha şeffaf olabileceğini ortaya koyabilir.” diye konuştu.

GOOGLE’IN ELİNDEKİ BİLGİLERİN FBI VE CIA’E VERİLMEDİĞİ İDDİA EDİLEMEZ 
 
Google’ın elindeki verilerin Wikileaks örneğinde olduğu gibi, istihbarat örgütlerinin, başka birtakım şirketlerin ya da hackerların eline geçmesi veya bu verilerin kötü amaçlı kullanımına karşı ne tür tedbirler almaları gerektiği şeklindeki sorumuza Avukat Gökhan Ahi, şu cevabı verdi:
“İnsanların izleyecekleri tek bir yol var; kişisel bilgilerini vermeden bu servisleri kullanmaya devam etsinler. Bunun dışında her işlemin kaydedildiğini söylememe gerek yok. Google kaydetmese bile zaten Türkiye İletişim Başkanlığı (TİB) kaydediyor. Türkiye’deki TİB yasalarımız gereği, servis sağlayıcılar bu verileri kayıt altına alıyor. En başta kendi devletimiz bunu kayıt altına alıyor. Google’ın bugün elindeki bilgiyi tüm dünyada CIA ve FBI ile paylaşmadığını kimse iddia etmiyor. Bu bilgiler mutlaka paylaşılıyor, çünkü Amerikan kanunları var. Google Amerikan kanunlarına göre kurulmuş bir Amerikan şirketi. Amerika’nın da Vatanseverlik Yasası (Patriot Act) denilen bir yasa var. Bu yasa; orada servis sağlayıcıların gerektiğinde Amerika’ya hizmet için istihbarat kurumlarıyla bilgi paylaşması zorunluluğuyla ilgili. Bu bilgilerin FBI VE CIA’in elinde olmadığını kimse iddia edemez. İstediği zaman bu bilgileri kullanabiliyor, toplayabiliyor.

Burada ülkeler çözüm bulur mu? Avrupa Birliği şöyle bir şey çözüm bulmayı öngördü. AB, üye ülkeler içindeki firmaları uyararak; “Cloud computing” yani “bulut bilişim” tarzı depolamalarınızı AB içindeki firmalarla yapın, ABD şirketleri veya Google’la yapmayın. Yoksa ben sizin gizliliğinizi koruyamam,  bunun için şimdiden uyarıyorum” dedi. ABD şirketlerine ve Amerika’ya karşı daha zayıf olursunuz uyarısını verdi.  Ama buna AB içerisindeki şirketler ne kadar uyar, bulut bilişim içindeki tercihlerini fiyat mı belirler, AB politikaları mı belirler yoksa daha iyi hizmet kalitesi mi belirler, bunu bilemiyoruz… Ama şu an görünen o ki, kimse kolay kolay ABD menşeili Facebook, Google, Microsoft ya da Apple’dan kolay kolay vazgeçeceğe benzemiyor.

NE KADAR TEKNOLOJİ İSTİYORSANIZ O KADAR GÜVENDE DEĞİLSİNİZ

Sonuç olarak şunu söyleyeyim; ne kadar teknoloji istiyorsanız, kişisel verileriniz o kadar güvenlikte olmayacaktır. Kişisel verilerime önem veriyorum, güvenlikte olması gerekir diyorsanız o oranda teknoloji kullanmayacaksınız. İnsanlar özel hayatlarını çok deşifre etmemeli. Eğer stratejik önemde iş yazışmaları varsa bunu Google’la değil, şirketler bunu kendi mail sunucu çözümleriyle halletmeliler. Kendi bünyelerinde bulunan veya Türkiye içinde yabancı şirketlerle işbirliği içinde olmayan yerli bir firmayla bu sorunu halletmeliler ama onda bile bir güvence yok. Kişiler de, Google servislerini kullanırken, özel hayatlarına ilişkin bilgilerini çok fazla bu servislerle ilişkilendirmesinler… Başka yapacak bir şey yok…”

on5yirmi5