TWITTER ve Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinin siyasiler tarafından da kullanılması tartışılırken; Başbakan Tayyip Erdoğan, yılbaşı ekinde yayınlamak üzere teknoloji konusunda kendisinden görüş isteyen International Herald Tribune Gazetesi’ne bir makale gönderdi. İletişim araçlarından, “çalışma arkadaşlarının da katkılarıyla ” yararlandığını anlatan Erdoğan makalesinde Herald Tribune’ün yönelttiği, “Teknoloji hayatımızın her yanını kaplıyor. Bu yeni gücü nasıl yorumluyorsunuz? Sizi heyecanlandırıyor mu, yoksa korkutuyor mu” sorularının yanıtlarına yer verdi. International Herald Tribune yılbaşı eki için Başbakan Erdoğan’ın dışında teknoloji konusuyla ilgili 25 kişiden daha görüş istedi. IHT’nin görüş istediği 25 kişi arasında Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, ABD eski başkanları Bill Clinton ve George W. Bush, Fransız first lady Carla Bruni, SSCB’nin son lideri Mihail Gorbaçov, görevinden yeni ayrılan Obama’nın yakın çalışma arkadaşı Rahm Emanuel ve eski ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice gibi isimler de yer alıyor. Derginin yazı istediği diğer isimlerden dikkat çekenler ise ünlü yönetmen Woody Allen, yazarlar Yasmina Reza ve Arundhati Roy.
İşte o yazı…
Gözdeki ışığın yerini tutmaz
Özellikle bilişim teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmeler, en karmaşık iletişim süreçleri üzerinden işleyen siyaseti de derinden dönüştürüyor. Günümüzde siyasiler kitlelerine ulaşmak için teknolojiyi daha fazla kullanıyorlar ancak, yaygınlaşan teknoloji insan etkileşimini zayıflatıyor. Bir zamanlar yüz yüze iletişim, afiş el ilanı, broşür, gazete ve dergi gibi basılı malzemeler ile radyo ve televizyon bileşik ortamında şekillenen siyaset, bugün artık cep telefonları, internet ve bunların türevleri ve melezleri üzerinden kendine yeni mecralar buluyor.
Böylesine yayılan, genişleyen ortamın da sığlaşması kaçınılmaz gibi görünüyor. Biz işte bu sığlaşma ve yüzeyselleşme tehlikesine karşı, halkla sıcak teması, insan insana, yüz yüze teması önemsiyoruz. Bazılarının "modası geçmiş" saydıkları geleneksel iletişim biçimleri, bizim siyasal etkinliklerimizin merkezinde yeralmaya devam ediyor. Bunun, evrensel insani değerlerin ve temel ilkelerimizin korunup geliştirilmesi açısından da çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Şüphesiz, biz de, gelişen iletişim teknolojilerinin imkanlarından en iyi şekilde yararlanmak için, elimizden geleni yapıyoruz. Ama dediğim gibi geleneksel insani değerlerimizi, teknolojinin baş döndürücü hızı ve çeşitliliği içinde kaybetmemek için yüz yüze iletişimden kopmamak gerektiğini de hiç unutmuyoruz. Ben şahsen, kitlesel ve bireysel iletişim araçlarından, çalışma arkadaşlarımın da katkılarıyla, en yüksek düzeyde yararlanmaya çalışıyorum. Ama bundan 12 yıl önce el yazısıyla, yazdığım/cevaplandırdığım binlerce mektup nedeniyle, gerek ülkemde gerekse yurtdışı gezilerimde karşıma çıkan binlerce mektup arkadaşımı, onların gözündeki ışığı gördükçe, hiç bir elektronik ilişkinin, bu insan sıcaklığını taşımaya yetmeyeceğini düşünüyorum.