Yerçekimi olmasa ne olurdu?

Araştırma
Yerçekimi dalgası son günlerde herkesin dilinde. Hepimiz yerçekimi kuvvetini hissediyoruz. Yukarı sıçradığımızda yere düşmemizin nedeni bu kuvvettir. Peki yerçekimi kuvveti olmasaydı ne olurdu? Fizik ...
EMOJİLE

Yerçekimi dalgası son günlerde herkesin dilinde.

Hepimiz yerçekimi kuvvetini hissediyoruz. Yukarı sıçradığımızda yere düşmemizin nedeni bu kuvvettir.

Peki yerçekimi kuvveti olmasaydı ne olurdu?

Fizik kuralları bize bunun mümkün olmadığını söylüyor. Ama insanlar bu fikri araştırmaktan geri durmuyor.BBC Dergi’nin haberi..

Yerçekimsizliğin vücuda etkileri

Birçok uzmanın ortak aklına dayanarak, yerçekiminin birden ortadan kalkması halinde başımıza gelecekleri tahmin edebiliriz.

NASA’da astronotu fizikçi Jay Buckey, yerçekimsizliğin insan vücudunu nasıl etkileyeceğini animasyonla anlatmıştı.

Buckey, dünyadaki yerçekimine uyum sağlayan vücudumuzun, uzay istasyonu gibi farklı bir ortamda değişikliğe uğrayacağını belirtiyor.

Bu ortamlarda astronotların kemik yoğunluğu ve kas gücünün kayba uğradığı ve denge duyularının değiştiği tespit edildi.

Ayrıca bilinmeyen nedenlerden dolayı yerçekimsiz ortamda kandaki kırmızı kan hücrelerinin sayısında azalma olduğu, bir tür “uzay kansızlığı” oluştuğu gözleniyor.

Bağışıklık sisteminin zayıfladığı, yaraların daha uzun sürede iyileştiği belirtiliyor. Yerçekiminin farklı olduğu ortamda uyku düzeninin de bozulduğu görülüyor.

Bunlar uzaya yapılan kısa diyebileceğimiz yolculuklar sırasında gözlenen değişiklikler.

Yerçekimsiz büyümek

Peki yerçekimi olmayan bir ortamda doğup büyüdüğümüzü varsayarsak ne olur? Kaslar, kemikler, denge sistemi, kalp ve kan dolaşımı gibi yerçekimine bağlı gelişen sistemler ne hale gelir?

Böyle bir ortamda insan vücudunun farklı gelişme göstereceğini söylemek yanlış olmaz.

Buckey buna, bir kedi üzerinde yapılan deneyden örnek veriyor. Kedinin bir gözü doğumdan itibaren bantla sürekli kapatılıyor.

Bunun sonucunda kedinin o gözü kör olmuştu. Çünkü kedinin o gözünde, hiçbir görsel bilgi ulaşmadığı için beyindeki görme merkezine bağlayan bağlantılar gelişmemişti.

Vücudun diğer bölümlerinin de benzer bir tepki vereceği tahmin ediliyor. Kalp, kaslar ve kemiklerin karşı koyacağı bir yerçekimi olmaması halinde organlarımız büyük ihtimalle farklı gelişirdi.

Fakat yerçekimsiz ortamların, insan gelişimi üzerindeki uzun vadeli etkilerinden daha acil kaygı nedenleri de vardır.

Uzaya fırlamak

İngiltere’deki Portsmouth Üniversitesi’nden gökbilimci Karen Masters, yerçekimsiz ortamın dünya üzerindeki fiziksel etkilerini ise şöyle sıralıyor:

Dünya, tıpkı bir ipe bağlı olarak başınızın üzerinde çevirdiğiniz bir cisim gibi hızla dönmektedir. Yerçekimini ortadan kaldırmak, ipi bırakmakla aynı şeydir. Dünya üzerine yapışık olmayan her şey, atmosfer, okyanuslar, göller, nehirler uzaya fırlayacak, uzayda kaybolacaktır.

Yerçekimsizliğin bir süre sonra dünyayı parçalaması ve bu parçaların uzayda dağılması da söz konusu elbette.

Güneş de aynı kaderi paylaşacaktır. Onu bir arada tutacak yerçekimi olmaksızın, merkezindeki yoğun basınç büyük bir patlamayla dağılmasına yol açacaktır.

Atom çorbasına dönüşmek

Evrendeki diğer gezegenlerde de benzer gelişmeler gözlenecektir. Fakat onlar çok uzak olduğu için patlama ışıklarının bize ulaşması çok zaman alacaktır.

Sonunda evrenin hiçbir yerinde madde topakları kalmayacak, her şey bir atom ve molekül çorbasına dönecektir.

Bu senaryo, evrenin işleyişi bakımından yerçekiminin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Yerçekimi, evrende düzeni sağlayan dört temel güçten birini oluşturuyor.

Diğer üç güç de onun kadar önem taşıyor. Elektromanyetizm, güçlü ve zayıf nükleer güçler olmasa atomlar bile parçalanırdı.

Fakat yerçekimi bunlar arasında herkes tarafından en çok bilineni. Belki de bu nedenle yerçekimsizlik teorileri bu kadar fazla ilgi görüyor. Belki de bu nedenle,yerçekimi dalgalarının keşfi, hiçbirimizin yaşantısını doğrudan etkilemese de bu kadar çok heyecan yarattı.