Mayınlar endemik bitkileri korudu

Araştırma
Suriye sınırına yaklaşık 60 yıl önce güvenlik gerekçesiyle yerleştirilen mayınlar, Şırnak’tan Hatay’a kadar mayınlı alandaki tarihi eserlerin yanı sıra özellikle endemik bitki türlerinin k...
EMOJİLE

Suriye sınırına yaklaşık 60 yıl önce güvenlik gerekçesiyle yerleştirilen mayınlar, Şırnak’tan Hatay’a kadar mayınlı alandaki tarihi eserlerin yanı sıra özellikle endemik bitki türlerinin korunmasını sağladı.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi (BKİ) ve Harran Üniversitesinin (HRÜ) ortaklaşa yürüttüğü “Alt Bölge Hazırlama Projesi” kapsamında 6 ilde yapılan çalışmada, toplam mayınlı alanın 23 bin 347 hektar ve 734 kilometre olduğu belirlendi. Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında bölgede tarihi eserlerin yanı sıra endemik bitki türleri de tespit edildi.

GAP BKİ Başkanı Sadrettin Karahocagil, HRÜ ile yürüttükleri proje çerçevesinde söz konusu bölgede tarihi eserlerin yanı sıra endemik bitki türleri tespit edildiğini belirterek, mayınlı arazilerle ilgili gerekli tüm çalışmaların tamamlandığını ifade etti.

Mayın temizleme işi için Suriye’deki savaşın bitmesini beklediklerini dile getiren Karahocagil, şöyle konuştu:

“Şırnak’tan Hatay’a kadar bütün mayınlı arazileri tanımladık, fotoğrafladık ve haritalandırdık. Değerli varlıkları araştırdık. Kültür ve turizm varlıklarını, madenleri, petrol alanlarını, organik tarım yapılabilecek alanları belirledik. Yıllardır kullanılmadığı için mayınlı alanlarda  endemik bitkiler kendini korumuş. Ayrıca organik toprak var, çok fazla kültür varlığı var. Asıl amacımız oradaki yapıyı korumak olacak, özellikleendemik bitkilerin olduğu yerlerde koruma bantları oluşturmayı düşünüyoruz.”

Mayınlı arazileri tarıma açarken nasıl bir model izleyecekleri yönünde çalışma yaptıklarına işaret eden Karahocagil, “Bu arazilerin hepsini tarıma açacak değiliz ancak organik tarım açısınından da burayı değerlendirmek istiyoruz” dedi.

HRÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Akan da söz konusu alanda milattan önceki dönemde buğday, arpa, mercimek, nohut, bezelye, fasulye, burçak, keten, zeytin, üzüm, yer fıstığı, incir gibi bitkilerin üretilmeye başlandığını söyledi.

Mayınlı arazilerde yüzyıllardır aranılan ama bulunamayan bitkilerin izine rastlandığına işaret eden Akan, “Mayınlar bir nevi endemik bitkileri korumuş” dedi.

Akan, bölgede son yıllarda tarım alanlarının artması, yerleşim noktalarının genişlemesi nedeniyle bitkilerin ve doğal yaşam alanlarının tahrip edildiğini dile getirdi.

Bu durumun özellikle endemik bitkiler açısından endişe verici olduğuna dikkati çeken Akan, “Bununu önüne geçmek için mayınlı bölgelerdeki alanların korunması gerekmektedir. Bölgede bulunan ve nesli tehlike altındaki binbirdelik otunun (Hypericum capitatum) mutlaka korunması ve tohumlarının gen bankalarına iletilmesi gerekiyor” dedi.