Türk Halkı “İran Edebiyatı”ndan Habersiz

İliskiler
Haber: Hüseyin Güneş İran İstanbul Başkonsolosluğu ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi işbirliğiyle Çağdaş İran Edebiyatı üzerine bir panel ve İmam Humeyni eserlerini çeviren ve yayınlay...
EMOJİLE

Haber: Hüseyin Güneş

İran İstanbul Başkonsolosluğu ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi işbirliğiyle Çağdaş İran Edebiyatı üzerine bir panel ve İmam Humeyni eserlerini çeviren ve yayınlayanlara ödül töreni düzenlendi. Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Başkan Yardımcısı İrfan Çalışan ve İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşesi Mahmud Sıtkızade’nin selamlama konuşmalarıyla açılan ve İstanbul Üniversitesi emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Kanar’ın oturum başkanı olduğu panelde, Çağdaş İran Edebiyatı her yönüyle irdelendi.

Prof. Dr. Mehmet Kanar’ın Çağdaş İran Edebiyatı’nın Türkiye’deki durumunu kapsayan sunumunun ardından, İslam Devrimi sonrası İran Edebiyatını Prof. Dr. Mustafa Çiçekler nesir açısından, Prof. Dr. Ali Güzelyüz ise şiir açısından değerlendirdi. Panelde son olarak, geçtiğimiz yıl divanı, Mesih Nefesli Aşk adıyla Kaknüs Yayınları tarafından Türk okurunun ilgisine sunulan, İmam Humeyni’nin edebî ve irfanî yönü, Doç. Dr. Rahman Moshtag Mehr tarafından katılımcılarla paylaşıldı.

Panel sonrasında Türkiye’de İmam Humeyni’nin eserlerini çeviren ve yayınlayanlar için ödül töreni düzenlendi. İmam Humeyni’nin ‘Mesih Nefesli Aşk’ kitabının çevirmenleri Ali Güzelyüz ve Halit Toker’e, yayıncısı olan Kaknüs Yayınları’na ve yaklaşık 20 yıldır İmam Humeyni’nin eserlerinin yayınını yapan İhsan Yayınları’na ödülleri verildi.

Katılımcılar on5yirmi5.com’a Çağdaş İran Edebiyatı ve İmam Humeyni’nin eserleri hakkındaki düşüncelerini dile getirdiler.

İran edebiyatının dünya çapında bir önem olduğunu söyleyen İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Kültür Ataşesi Mahmud Sıtkızade, şunları söyledi: “İran edebiyatı genel olarak söylersek derin bir edebiyat,  İran’ın uygarlığı ve eski tarihine dayanan bir edebiyattır. Dünya çapında tanınmış olan bir edebiyat ve dünya halkını ilgilendiren bir edebiyat… Birleşmiş Milletlerin giriş kapısında yazan bizim Sadi’nin şiiridir. Diyor ki; İnsanoğlu hepsi bir ve bir Allah yaratmış; eğer bu insanlardan biri herhangi bir sebepten üzülürse tüm insanlık üzülür. Tüm insanlığın üzülme sebebi olabilir. Yani bu insani bir duygudur ve İran edebiyatı budur. İnsanlığı ilgilendiren dünya çapında bir edebiyattır. Eski yani klasik İran edebiyatı Türkiye’de tanınmış Sadi, Firdevsi, Hayyam, Hafız… Bizim meşrutiyetten sonra İran edebiyatında sanki bir devrim/deprem olmuş gibi altüst olmuş. O çağdaş edebiyatımızdan Türk halkı habersiz… Bizim bu oturumun adı da Çağdaş İran Edebiyatı paneli. İran edebiyatını, çağdaş ve modern edebiyatını özellikle İran İslam devriminden sonraki edebiyat konusundaki değişimleri Türk halkına anlatmak amacıyla düzenledik.”

İmam Humeyni’nin siyasal fikirlerinin yanı sıra edebi ve irfanî yönünün de bilinmesi gerektiğini dile getiren Mahmud Sıtkızade şunları söyledi: "Devrimden sonra İmam Humeyni’nin eserleri üzerine birçok kişi ve kurumlar çalışmaktalardı. Şunu söylemek gerekiyor ki; İmam Humeyni’nin düşünceleri İran sınırlarında kalmamış tüm İslam dünyasını ve dünyayı ilgilendirmiştir. İmam Humeyni’nin herkesin bildiği gibi siyasi ve dini yönü daha belirgindir ama onun irfanî edebi yönünü kimse bilmiyor. Şimdi bu doğrultuda bunları halka anlatmak için çalışıyoruz. Kaknüs Yayınları’ndan çıkan İmam Humeyni’nin divanı ‘Mesih Nefesli Aşk’ kitabı çok titizce yapılmış olan bir tercümedir. Prof. Dr. Ali Güzelyüz  ve Halit Toker tarafından tercüme edilmiştir. Ve şiirden şiire çevrilmiş. Daha önce İmam Humeyni’nin şiirlerinin bir kısmı, şiirden nesre çevrilmiş ama bu kitabın özelliği hem şiirlerin hepsi şiirden şiire çevrilmiştir. Kitapta Farsça ve Türkçe şiirler karşılıklı yer alıyor. Bu kitapla belki İmamın irfanî ve edebi yönünü belirlemek için bir adım atılmış oldu.”

Çağdaş İran Edebiyatı’nın Türkiye’deki basımı ve çevirileri konusunda yaşanan sıkıntıları İstanbul Üniversitesi emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Kanar ise şunları dile getirdi: "Sadece tarafsız olan ve edebiyat açısından bakan yayınevleri çeşitli diziler açtılar. Yayın sırası o kitaplara veya yazarlara çok zor geliyor. Sadece Sadık Hidayet’in eserlerinin Türkçe’ye kazandırılması 10-11 sene sürdü. Şimdi de Sadık Şubeyn’in eserlerinin yayını devam ediyor. Sadece bir romanı çevrildi, gerisi hala duruyor. Fars edebiyatında bir mahpus edebiyatı var. Bu mahpus edebiyatın İran’daki kurucusudur kendisi… Onu çeviren kişiye diğer kitaplarını çevirttiremiyoruz. Çünkü yoruldum diyor; ama başkasının alıp çevirmesi lazım. Sıradan yayınevlerinin değil kurumsallaşmış yayınevlerinin bu işe el atması lazım…”

İmam Humeyni’nin eserlerini yayınlayan Kaknüs Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Muhammed Çiftçi duygularını şu ifadelerle dile getirdi: “Ödül için tabiî ki söylenecek bir şey yok. Onların ince düşüncesiyle alakalı… Bize düşen sadece davete katılmaktı.  Buradaki toplantının sebebi, İran edebiyatından çok İmam Humeyni’nin Türkçeye çevrilmiş kitapları üzerindeydi. Kaknüs Yayınları olarak bizim İran tarihi, klasik edebiyatı ve bugünüyle alakalı yirmiden fazla kitabımız var. Türkiye’nin komşuları ve Osmanlı coğrafyası bizi yakından ilgilendiği için, İran edebiyatı mümkün olduğu kadar nitelikli yayınlar yapmak istediğimiz bir sahadır.

Benim İran’a ilk gezim 1994 yılında oldu. O zaman 20 gün kadar kalmıştım İran’da. Birçok şehri gezip birçok yere konuk oldum. Açıkçası ilk gezi sırasında İran’la, komşumuz olan bir ülkeyle olan münasebetlerimizde -halk bazında- siyasi olarak batı medyası ve batı halkının bakış açısını aşamayan bir komşuluk ilişkimizin olduğunu görmüştüm. Bize bu divanın yayınlaması teklif edildiğinde, bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüştük. Çatık kaşlı Humeyni fotoğrafları ve portrelerinin olduğu ve ortalıkta dolaştığı; astığı astık kestiği kestik bir imaj çizilen İmam Humeyni, divan edebiyatının bütün kalıplarını, aşkı, şarabı ve meyhaneyi bir metafor olarak kullanan bir şair idi aynı zamanda. Humeyni’nin açıkçası hem mistik hem de edebi yönlerinin sergilenmesi; farklı bir Humeyni imajının olması açısından bu eserin çok faydalı olduğunu düşünüyorum.”

on5yirmi5.com