Dostça Tartışabilmenin 10 Yolu

İliskiler
Dünya üzerinde iki insanın her konuda daima uzlaşması ve birbirlerini anlaması mümkün değildir. Böyle olsaydı hayat son derece sıkıcı olurdu. Tartışmalar esnasında yıpranmaya veya haince muamele görme...
EMOJİLE

Dünya üzerinde iki insanın her konuda daima uzlaşması ve birbirlerini anlaması mümkün değildir. Böyle olsaydı hayat son derece sıkıcı olurdu.

Tartışmalar esnasında yıpranmaya veya haince muamele görmeye gerek yoktur. İlişkiye zarar vermek yerine güçlendirmesine yardımcı olacak dostça kavga edebilmenin esasında neler olduğuna bakın! İşte Psikolog Yasemin Yeşilyaprak’ın önerileri…
 
Korkuya Gerek Yok: Çatışmalar bazı zamanlarda normal ve hatta sağlıklıdır. Aranızdaki farklar birbirinizden öğrenebileceğiniz şeyler olduğunun da göstergesidir. Çatışmalar bize yol gösterici ve ne yönde gelişmemiz gerektiğini gösterebilirler. Ne yönde büyümeye ihtiyacımız olduğunu işaret ederler.
 
Birbirinize Değil Konuya Odaklanın: Dostça kavgalar konuya odaklanır. Bununla başa çıkmak için problemleri, birbirinizi incitecek şekilde yeni problemler üstüne eklemeden çözmeniz önemlidir. En sert tartışmaları kişisel tarafa çekmeden tartışılan konu üzerinden sürdürmek davamızın haklılığı ve anlaşılırlığı üzerinde olumlu etkiler yapacaktır. Karşı tarafın agresyon algılamadan direnç geliştirmesini engeller ve dinlenmemizi sağlar.
 
Saygıyla Dinleyin: İnsanlar bir şey hakkında güçlü hissettiklerinde onları dinlemek önemlidir. Saygılı biçimde dinlemek dinlenen kişinin duygularını sözlü olarak veya dikkatinizi ona yönelterek onun duygularını kabul ettiğiniz anlamına gelir. Bu birisine böyle hissetmemelisin demek olmamalıdır. Saygılı bir şekilde dinlemek ve duygularını anlamak diğer kişinin sizin tarafınızdan anlaşıldığını hissetmesine izin vermenizdir.
 
Yumuşak Konuşun: Bağıran birisi normal ses tonu ile konuşana göre daha az dinlenir. Maalesef, eşler arası iletişimde sese vurgu katıldığında, sesler yükseltildiğinde veya çok konuşulduğunda karşı tarafın dinleyeceği yanılgısı yaşanıyor. Eşiniz bağırarak konuşuyor olsa bile ona tekrar bağırarak cevap vermeniz gerekmiyor. Alçak sesle konuşmak kişilerin sese tepki vermek yerine konuya odaklanmalarını mümkün kılar.
 
Savunucu Değil, Meraklı Olun: Masum olduğunuzu veya haklı olduğunuzu saldırarak, etrafı kırıp dökerek savunmaya kalkışmanız kavgayı körükler. Gerilimi yükseltmek yerine eşinizden daha fazla bilgi ve ayrıntı talep edin. Diğer kişinin şikâyetlerinin mutlaka bir temeli vardır. Bunun ne olduğunu anlamaya çalışın.
 
Özel Durumları Sorun: "Her zaman" ve “Asla” gibi genellemeler sizi hemen hemen hiçbir yere ulaştırmaz ve genelde de doğru değillerdir. Eşiniz bazı şikâyetlerde bulunduğunda ondan böyle genellemeler yerine durumu daha net ve özel olarak belirtmesini isteyebilirsiniz. Böylelikle onu daha iyi anlamanız da mümkün olacaktır. Siz de şikâyetlerinizi eşinize ifade ederken genellemeler yerine ne söylemek istediğinizi net olarak belirtmek için elinizden gelenin en iyisini yapın.
 
Anlaşma Noktaları Bulun: Çatışmaların içinde hemen her zaman anlaşmaya ulaşılacak noktalar vardır. Ortada bir sorun olduğunu kabul etmek bile olsa ortak bir payda bulmak, çözüm bulmak için çok iyi bir başlangıçtır.
 
Önce Seçeneklere Bakın: Beraber ahenkli bir çalışma başlarsa anlaşmazlıklar biter. Kibarlıkla teklif sunmak ya da beraber çalışmak için alternatif teklifler yapmak, ve yapılan teklifleri dikkatle göz önüne almak saygı görmenizi sağlar.
 
Kabul Edebilmelisiniz: Ufak kabuller durumu değiştirebilir. Küçük kabuller büyük uzlaşmaları getirebilir. Uzlaşma yüzde elli elli gitmeniz anlamını taşımaz. Uzlaşmak demek zaman zaman 60 a 40, hatta bazen 80 e 20 anlamındadır. Tarafların ne oranda kabullendikleri değil iki tarafın da işine yarayacak çözümler bulmaları önemlidir.
 
Barışa Şans Verin: 68 yıldır evli yaşlı bir kadın kocasıyla beraber evlendikleri gün bir kural koyduklarını, bu kuralın asla küs yatmamak olduğunu söylüyor. İlişkinin esenliğinin tartışmayı kazanmaktan daha önemli olduğuna karar vermek önemlidir.
 
İkisinden birini tercih etmek zorunda kaldığımızda şu soruyu kendimize sormamız gerekir:
"Haklı olmayı mı seçeceğim, mutlu olmayı mı?" Haklı olmak her zaman insan olarak ihtiyaçlarımıza karşılık olmayabilir."

Haberler