Marmara Üniversitesi Mediko Sosyal Birimi‘nden Uzman Psikolog Elif Yazar, isim koymanın sadece çocuğu adlandırmak olmadığını belirterek, "Ebeveynler, çocuklarına verdikleri isimle nasıl bir çocuk olacağını da hayal ediyor. Anne ve babanın çocukla ilgili neyi idealize ettiğini de gösteriyor" dedi. Büyük kentlerde anne ve babaların ‘farklı’ isim koyma telaşında olduklarını ifade eden Yazar, şunları söyledi:
"Kentlerde, ayrı, benzemez, biricik isimler bulma telaşı yaşanıyor. Bu da anne ve babaların çocuklarının diğerlerine benzemeyen, herkes gibi olmayan, özel bir yere koyma çabasını gösteriyor. Ayrıca anne ve babalar çocukla ilgili gelecek planlarını yaparken, farkında olarak ya da olmayarak kendi yaşamlarında gerçekleştiremedikleri ideallerini de simgeleştirebiliyor. Bir takım değerleri direk olarak koyduğu isimle çocuğa yansıtıyor."
DEDE VE NİNELERİN İSİMLERİNİ KOYMA GELENEĞİ YOK
Günümüzde artık eskiden olduğu gibi ‘dede’, ‘nine’lerin isimlerini koyma eğiliminin yok olduğunu da ifade eden Yazar, giderek modernleşen dünyayla birlikte insanların artık daha bireysel yaklaşım içinde olduklarını söyledi. "Bu nedenle de daha önceki yıllarda gelenek olan dede, nine isimlerini koymaktan kaçınıyorlar" diyen Yazar, daha modern isimlerin tercih edildiğini söyledi. Verilen ismin çocuğun kişiliğini geliştirmesinde etkili olabileceğine de dikkat çeken Uzman Psikolog Elif Yazar, sözlerine şöyle devam etti:
"Mesela isimler, Mert, Yiğit, Korkmaz gibi gücü simgeleyen çocuklar, kişiliklerini isimleriyle özdeşleştirebilirler. Bu da kişilik gelişimine katkı sağlayabilir. Ayrıca ilk bakışta isimle bazı şeyler dikkat çekebilir. Çok farklı isimler, hiç rastlanmayan isimler daha çok hafızada kalır."
KİTLESEL PSİKOLOJİ ETKİLİYOR
Bir dönem çocuklara Deniz, Ulaş, Devrim, Özgür, Kaan, Alparslan, Atilla gibi isimler verildiğini de hatırlatan Elif Yazar, o dönemde anne ve babaların geleceğe ilişkin görmek istedikleri dünyayla ilgili düşüncelerinin yansıması olduğunu belirtti. O anda yaşanan toplumsal olayların isim konarken etkili olduğunu söyleyen Yazar, "Kitle psikolojisi de isim konmasında etkili olabiliyor" diye konuştu. Kişinin ismini değerli hale getirmesinde kendiyle barışık olmasının etken olduğuna dikkati çeken Yazar, "Eğer kişi kendi isminden memnun değilse, karşı tarafta böyle algılar. Kişi ismini kendisi değerli hale getirir" dedi.
YILLARA GÖRE İSİMLER DEĞİŞİYOR
Nüfus İstatistikleri verilerine göre 1980-1990 arasında Merve, Büşra, Emre en çok beğenilen isimler olarak bebeklere kondu. 2000-2006 yıllarında ise İrem, Furkan, Emirhan en çok tercih edilen isimler arasında yer alırken, 2006 yılında Arda, erkek isimleri arasında ilk sırada yer aldı. 2008 yılının moda isimleri arasında ise Yağmur, İrem ve Arda yer aldı.Verilere göre, göre, hiç modası geçmeyen isimler arasında Mehmet, Ahmet, Mustafa, Ali, Hüseyin, Hatice, Emine, Ayşe, Zeynep ve Fatma yer aldı.
Günümüzde çocuklarının isimlerinin farklı olması için arayış içine giren anne ve babalar, Peren (ülker yıldızı), Erce (er gibi olan), Dilmen (güzel söz söyleyen), Püren (ince yaprak), Artun(ortanca kardeş), Bige (evlenmemiş, çocuğu olmayan), Belin(korku), Talia (şans), Bengi(sonsuz, ebedi) gibi isimleri tercih ediyor. Aleyna, İlayda, İlçim, Alara, Bilun, Lerzan, Delfin, Erem, Bade, Balca, İzgi, Alçin, Arsu, Balkın, Beliz, Su, Renk, Ege, Ada, Naz, Dirim, Deren, Ceren isimleri de son yılların gözde olan
isimleri arasında yer alıyor.
Öte yandan Türk Dil Kurumu’nun ‘Kişi Adları Sözlüğü’, internet ortamında hizmet veriyor. Anne ve babalar bebeklerine verecekleri isimleri Türk Dil Kurumu’nun resmi internet sitesinden araştırabilirler. 3 bin 612 kız, 7 bin 230 erkek olmak üzere toplam 10 bin 842 kişi adının bulunduğu Kişi Adları Sözlüğü’nün şu anda deneme amaçlı olarak kullanıldığı belirtiliyor. Sözlükte araştırılan isimin kökeninin Arapça, Farsça ve Türkçe’den gelip gelmediği, anlamı, kız ya da erkek ismi olup olmadığı belirtiliyor. Sözlükte ayrıca araştırılan ismin benzer isimleri de yer alıyor.