Çocukta “özgüven” gelişimi!

Çocuk
  Çocuğunuzun Özgüvenini Geliştirin  Özgüven; kendi yeteneklerine ve kendi benliğine olan güven duygusudur. Özgüveni olan bir çocuk kendini değerli görür, yeteneklerinin ne olduğunu bilir, s...
EMOJİLE

 

Çocuğunuzun Özgüvenini Geliştirin

 Özgüven; kendi yeteneklerine ve kendi benliğine olan güven duygusudur. Özgüveni olan bir çocuk kendini değerli görür, yeteneklerinin ne olduğunu bilir, sınırlarını bilir, hayatta karlaştıklarıyla baş etmeyi bilir ve kendiyle barışık olur.

 Yeni doğmuş bir bebek henüz kendinin ve hayatın farkında değildir fakat hemen ilk günlerden itibaren içgüdüsel olarak bebek kendini geliştirmeye hazırdır. İlk yıllardaki anne-baba-çocuk arasındaki ilişki çocuğun kendine değer verme konusunda etkilidir. Anne baba çocuğa destek olur, yardım eder ve her gelişim aşamasına değer verirse çocuğun özgüven gelişimine yardımcı olurlar. Sevgi dolu yetiştirilen bir çocukla bazı nedenlerden dolayı daha az sevgi ve ilgi gören bir çocuğun kendine değer verme gelişimi farklıdır.

 Çocuk yaklaşık bir yaşından itibaren bir birey olduğunu keşfediyor. Kendini tanımaya başlıyor ve hem kendine hem çevresine güven duymayı öğreniyor. İlk yıllarda çocuk kendi benliğinin farkına varıyor. Bu farkındalık ‘nasıl görünüyorum’ la başlıyor. Yavaş yavaş vücudunu tanıyor ve neler yapabileceğini öğreniyor. Kendini başkalarından ayırmayı öğreniyor. Kız-erkek ayırımını, çocuk-yetişkin ayırımını ve insanlar arasında daha birçok şeyin ayırımını öğreniyor. Farkındalık bu şekilde ‘nasıl görünüyorum?’ dan ‘neler yapabilirim?’ ve ‘neler yapabiliyorum?’ a doğru gelişiyor. Bu aşama okul öncesi döneme denk geliyor ve çocuğun farkındalığı kendi yaşadıklarıyla birlikte tamamen gelişiyor. Yavaş yavaş hisleri ve fikirleri ortaya çıkıyor ve içsel farkındalığa yöneliyor. Artık ‘nasıl görünüyorum?’ ve ‘neler yapabiliyorum?’ dan çok ‘nasıl hissediyorum?’ sorusuna cevap arıyor.

 Çocuğun yaşı ilerledikçe çevrenin onları nasıl değerlendirdikleri de kendi benliğinin oluşumunda rol oynuyor. Çocuk çevresindekilerin kendini yargıladığını görüyor ve bunun kendi yaşanmışlığıyla ve fikirleriyle aynı olmadığını görebiliyor. Çevrenin bu yargıları çocuğun kendi benliğinin oluşumunu çok etkiliyor. Bu etkinin derecesi çocuğun karakterine de bağlı, kimi çocuk çevresindeki tepkilere ve değerlendirmelere karşı daha hassas oluyor ve umursuyor, kimi çocuk daha az umursuyor. Aynı zamanda çevre tepkisinin derecesi de çocuğun karakterine bağlı. İçedönük, utangaç bir çocuk dışadönük bir çocuğa göre daha az tepkiler ve değerlendirmeler alır. Bu durumda içedönük bir çocuk daha az tepki aldığı için (pozitif olarak), kendini ifade etme konusunda çok fazla desteklenmemiş oluyor, o zamanda istem dışı olarak çocuktaki farkındalık ve kendi benliği negatif yönde gelişebiliyor.

 Bu dönemde çocuk çevresindekilerin beklentilerine göre de davranıyor. Arkadaşlığın önemi ve çocuğun bir grup içinde (arkadaş grubu) yer alması artıyor. Çocuk bu durumda çevresinden (arkadaşlarından) aldığı değerlendirmelere göre davranıyor. Bu çocuk için kafa karıştırıcı olabiliyor, çünkü arkadaşları tarafından kabul gören bir davranış anne baba tarafından kabul edilmeyebiliyor. Bazı anne babalar çocuklarının çekingen olmasını kabul ederler, fakat aynı çocuk başka yetişkinlerden daha atılgan olması gerektiği tepkisini alabilir. İşte, çevresinden aldığı bu farklı tepkiler arasında çocuk kendi benliğini ve farkındalığını oluşturmaya çalışıyor.

Özgüven Nasıl Desteklenir?

 Kendini değerli görmesi: Çocuğun özgüveninin iyi gelişmesi için öncelikle kendini iyi hissetmesi ve kendiyle barışık olması gerekiyor. Çocuğa değer vererek ve çocuğun gelişimine destek olarak çocukların kendilerini iyi hissetme konusunda ailelerin büyük katkısı oluyor.

 Beklentilerin yaşına ve seviyesine uygun olması: Ailelerin beklentilerinin çocuğun gelişim düzeyine uygun olması çok önemli. Eğer beklenti düşükse ya da hiç yoksa çocuk kendisini geliştirmesi için desteklenmemiş olur. Çocuk ‘nasıl olsa ailem bana beklentilerini yerine getiremeyeceğim için güvenmiyor ‘ diye düşünür ve kendini hafife alınmış hisseder. Kendinin bir şeyler yapması çok önemli, çocuk kendi başına bir şeyler yaptıkça ve anne babadan ona güvendikleri hissini alıkça o zaman o da kendine güvenmeye başlar. Anne babaların yüksek beklentileri çocuğun öğrenme hevesini ve motivasyonunu düşürür ve bu da çocuğun kendine güvenmemesini sağlar. Anne babalar çocukları üzerinde beklentilerinde biraz istek içinde olabilirler. Bu beklentileri yerine getiremediği zaman az bir hayal kırıklığı da yaşayabilir çocuk. Bu hayal kırıklığı onu öğrenmesi için teşvik edebilir. Bazen de çocuğa daha yapamadığı şeyler konusunda ya da cesareti olmadığı konularda destek olmak ve yüreklendirmek gerekir. Yapamadığı bir şeyi ya da yapmaya cesareti olmadığı bir şeyi artık yapabildiği zaman özgüveninin oluşması için çok iyi oluyor. Ama genel olarak anne babanın istekleri ve beklentileri uygulanabilir ve ulaşılabilir olması gerekir. Sonuç olarak çocuğun özgüveninin oluşması için zihinsel becerileri düzeyinde, motor becerileri düzeyinde ve duygusal becerileri düzeyinde destek olmak gerekiyor.

 Huzur ve güven duyması: Çocuğun özgüveninin gelişmesi için; yetiştiği ortamın güvenli olması, kayıtsız şartsız sevgi ortamı olması, düzenli ve belirgin sınırları olan bir ortamın olması, yerinde düzeltmelerin, yönlendirmenin ve desteğin verildiği bir ortamın olması (burada ödüllendirme kullanılabilir), hislerinin tanındığı ve kabul görüldüğü bir ortamın olması, birey olduğunu bildiği ve özel ihtiyaçlarının karşılanacağı bir ortamın olması önemlidir.

 Davranışlarla örnek olunması: Anne baba olarak çocuğa örnek olmak gerekiyor. Özgüveni tam bir anne baba bunu çocuğa yansıtır. Bu tabii ki özgüveni daha az bir anne babanın çocuğa yardımcı  olamaz anlamına gelmiyor fakat böyle anne babaların özgüvenlerini yansıtmaları için hangi konularda kendilerinden eminlerse o konuları öne çıkarmaları gerekir. Anne babaların hataları olsa bile bunu çocuğa itiraf etmekten çekinmemek gerekir. Özgüven aynı zamanda eksik yönleriyle baş edebilme ve bir şeyleri yapamayacağını söyleyebilme, bunu itiraf etmeye cesaretinin olması anlamına da geliyor.

 Çocuğun pozitif yaklaşımı özgüveni için çok önemli. Eğer anne babalar çocuklarına güvenirlerse çocukta kendine güvenir ve öğrenmeye, yapmaya daha cesaretli olur. Başka çocuklarla kıyaslamamak bu durumda önemli oluyor. Her çocuğu kendi çerçevesinde ve kendi imkanları dahilinde değerlendirmek gerekiyor. Çocuğun kendini bir birey olarak görmesi için imkan vermek gerekiyor.

 Seçim yapmaları için fırsatlar verilmesi: Anne babalar çocuklarına seçim yapmaları için fırsat vermeliler ve (küçük) hedefler belirlemelerine ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmalılar, kendi seçimlerini yaşamalarına izin vermeliler. Eğer gerçekçi olmayan bir hedef varsa çocukta, anne baba olarak bunun gerçek dışı olduğunu anlatmak (ve göstermek) gerekir. Bunu kabul etmek çocuk için zor olsa da, gerçekten yapamayacağı bir şeyi görüp kabul etmesi gerekir.

 Sorumluluk verilmesi: Çocuklara kendi başlarına bir şeyler yapmaları ve keşfetmeleri için imkân vermek gerekir. Bu durumda yanlış yaptıkları zaman bunları fark etmeleri ve sorumluluk almaları önemli oluyor. Gereken yerlerde yönlendirme yapmada fayda var. Özellikle çocuk için zor olan ‘görevlerde’ anne babanın yardımı ve yönlendirmesi çocuğa iyi gelecektir. Bağımsız ve sorumluluk sahibi olması gelişerek oluşan bir durum olduğu için yönlendirme yapmak gerekir. Bunu yapmak için çocuk ilk olarak yönlendirilir, bazı şeylerin nasıl ele alınacağı öğretilir, başaramadıkları yerde bunun açıklaması yapılır ve yavaş yavaş yardım etme azalır.

Anne ve Babalar Çocuklarının Özgüveni Konusunda Belirleyici midir ?

Anne babaların tabii ki çocuklarının özgüveni konusunda etkileri var. Ama başka faktörlerde özgüvenlerini geliştirme konusunda etkilidir. Çocuğun kendi doğası, kapasitesi, başkaları tarafından aldığı tepkiler, değerlendirmeler, destek ve çocuğa sağlanan olanaklarda çok önemli. Yani anne babalar çocuklarının özgüveninin oluşumu konusunda etkili ama belirleyici değil./aktüelpsikoloji