Karayılan’dan CHP’ye ve Meclis’e çağrı

Olaylar
Murat Karayılan, çözüm sürecinde TBMM komisyonunu desteklerken, Meclis’in tatile girmemesini çalışmasını önerdi. PKK yöneticisi Murat Karayılan çekilmeye ilişkin “Şimdi henüz başlangıcında...
EMOJİLE

Murat Karayılan, çözüm sürecinde TBMM komisyonunu desteklerken, Meclis’in tatile girmemesini çalışmasını önerdi.

PKK yöneticisi Murat Karayılan çekilmeye ilişkin “Şimdi henüz başlangıcındayız. 2-3 gün geçti. Bize yansıyan fiilen engelleyici, herhangi bir durum söz konusu olmamıştır. Müdahale olursa tabii ki süreç tıkanır” dedi. Karayılan, teröristlerin çekilmesini fırsat bilip karakol, baraj gibi tesisleri yapılmasına karşı çıkarken tüm süreçlerden sonra tam silahsızlanmanın mümkün olabileceğini kaydetti. Murat Karayılan teröristler çekilirken devletin yol, karakol, baraj yapmasını eleştirdi, TBMM çözüm komisyonu ve CHP’lilerin de imzaladığı “aydınlar bildirgesine” verdi.

CHP’NİN SÜRECE DAHİL OLMASINI İSTİYORUZ

Güven verilmesi tabi ki önemli. Sivil toplum örgütlerinin bunun içinde olması gerekir. Dünyada da örnekleri var. Komisyondan söz etmişken parlementoda CHP’den devam edelim. Tartışmalı diğer bir konuda bu mesele. Komisyona CHP neden vermedi, çekinceleri vardı, MHP de bu komisyona üye vermedi. Tartışmalar halen devam ediyor. Ancak geride bıraktığımız günlerde CHP’den 30 milletvekili de içinde bulunduğu solda duran 114 aydın; ‘’Barış İçin Özgürlükçü Demokrasi Bildirgesi’’ yayınladır. ‘’Süreci destekliyoruz’’ dediler. CHP’nin durduğu noktaya, bu bildiriyi nasıl yorumluyorsunuz?

Her şeyden önce bildirge tabi ki önemlidir. Şunu belirteyim, biz hiçbir zaman zaten CHP’yi tümden devre dışı kılan bir yaklaşımı uygun görmedik. Bakın, demin Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu’na ilişkin bazı şeyler söylendi. Biz aynı yaklaşımı CHP için de öngördüğümüz için CHP’nin sürece dahil olması gerektiğini düşünüyoruz. Yaklaşım nedir? Yani biz tümden geçmiş ile hesaplaşan, geçmişin sorunlarını kapatan değil, netleştirerek gideren, yaralarını saran bir anlayışı taşıdığımız için CHP’nin de bu sürece dahil olmasını önemli görüyoruz. Neden? Çünkü CHP inkar siyasetinin başından bu yana sorumlu bir güç olarak bulunmuştur. Bu bence CHP için de önemli bir durum. Şimdi CHP 20. yüzyılın bakış açısıyla yapılmış olan bir takım uygulamaların 21. yüzyılda da takipçisi mi olacak, yoksa “onlar o tarihte yapılmıştır, bunun özeleştirisini vermek gerekir, biz bugün yeni Türkiye’de daha çağdaş bakış açısıyla yeni Türkiye’nin inşasında yer almak istiyoruz” mu diyecek? Bundan önce CHP’nin ve CHP çizgisinin geleceği açısından da önemli bir husustur.

CHP’yi geçmişiyle yüzleşmeye mi çağrıyorsunuz?

Bizim bu konudaki Kemalizm’e dönük eleştirimiz önemlidir. Pozitif bir eleştiridir. Dönüşüme açık bırakan bir eleştiridir. CHP’nin bir kere bunu doğru anlaması lazım. “CHP bu sürece dahil olmalı, günahıyla sevabıyla o da bu helalleşme sürecinde bulunmalıdır” diyoruz. Hem CHP için bu gerekli, hem de tarihsel arka planını netleştirmek bu konudaki sorunları gidermek için ve bu temele dayalı kalıcı bir barışı inşa etmek için bu gereklidir. Bu noktada CHP içerisinde bazı süreci destekleme eğilimleri kuşkusuz önemli. Ama ben geneli için önemsiyorum. Sadece bir grubu değil. CHP bir kere şunu bilmeli; Kürt toplumu örgütlü bir toplumdur. Kürt sorununun Önder Apo üzerinde çözümüne karşı olması gerçeği görmemektir. Bu biçimiyle Kürt toplumunu karşısına alması kendisi için çok hatalı bir şeydir. Dikkat edin CHP giderek Kürt toplumunu karşısına alan çizgiyi izliyor.

CHP ALEVİ TOPLUMU İÇİN NE YAPTI?

Kürt toplumu, Alevi toplumu.

Evet, ona da geleceğim. Yer yer mesela istifalar oluyor. Aynı şekilde Alevi toplumu açısından da CHP aynı şeyi yaşıyor. CHP bu kadar Alevi kitlesine dayanmış olmasına rağmen, Alevi inancının özgürlüğü için ne gibi bir projeyi yaptı? Bayağı, kaba, ulusalcı, devletçi bakış açısını sürdürme dışında fazla bir şey yapmadı. Dolayısıyla bu kendileri için önemli. Şimdi detayına girmek istemiyorum, fakat Kürt-Türk halklarının barışını sağlayacak olan tek güç, en önemli güç Önder Apo gücüdür. Bu anlamda AKP hükümetinin süreci İmralı üzerinde Önderlik üzerinde götürme tutumu çok doğru, yerinde ve isabetli bir tutumdur. CHP bunu görmüyor. Önderliğin bu toplum üzerinde o kadar etkisi var. Sorunu çözecek bir irade söz konusu. Bunu dıştalayan bir hedef ve yaklaşımla yerini belirleyemez. Çünkü süreç ilerleyecek, ilerledikçe de kamuoyunun desteği artacak. Kimse taktik yapmıyor. Herkes aklını başına alsın; yeni Türkiye kurulacak, yeni Türkiye inşa edilecek. Bu Türkiye’de Kürtler dahil Aleviler dahil herkes özgür olacak. Özgürlük ve eşitlik tesis olacak. Bundan geri duran kaybedecek.

Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşürse yararlı olur diyenler var. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?

Bizim siyasetimize göre CHP de dahil olmalı o da devletin en güçlü muhalif gücü. Biz de sorunu devletle çözmek istiyoruz. Bu anlamda CHP’nin dahil olması bizce doğru. Yapacakları görüşmeler olursa bizde katılmalarını istiyoruz.

Yarar görür müsünüz?

Yararı şudur; Kürt inkarı önemli bir konudur. Kürt inkarı nedir? Büyük bir yalandı. Kürtler bu topraklarda binlerce yıldır var. Kendine ait kültürü, kendine ait geçmişi ve tarihi vardır. Dili ve kültürü var. Fakat bunlar inkar edildi. Bu büyük bir talihsizlik ve yanlıştır. Sonra bu inkarı 90 yıl boyunca sürdürmek bir yalandır. Yalan İslamiyete göre, Alevi inancına göre en büyük günahtır. Fakat bugüne kadar bu yalanla devlet yürütüldü. Fakat bu çok şeye neden oldu, trajedilere yol açtı. Buna son vermek gerekiyor. Kürt inkarına son vermek önemli bir olaydır. Buna herkes dahil olmalı. Gerçeği gören ve toplumsal gerçeği doğru okuyan, dönemin ve sürecin ruhunu doğru okuyan herkes Kürt inkarına son verme sürecine dahil olmalı. Bu konu çok önemlidir. Bu konuda yaşanan süreç bana göre devindirici olacak ve her şeyi beraberinde değiştirecektir. Toplumu özgürleştirecektir. Özgürleşmiş bir toplumda herkes eşit ve özgür yaşama olanağına kavuşacaktır. Her inanç grubunun, her mezhebin ve her etnisitenin Türkiye demokratik ulusu kimliği altında özgürce yaşama ve bu anlamda demokratik modernitesini oluşturma sürecine dahil olma şansı ve imkanı yaratılmış olacaktır. Bu açıdan önemlidir.

ÖLÜMÜ GÖZE ALIN GELİN DİYEMEYİZ

Biz hiç kimseye “her şeye rağmen ölümü de göze alın, ölerek gelin” diyemeyiz. Hiç kimse de bunu bizden isteyemez. Bu açık bir şeydir. Öyle bir tehdit falan da değildir. Orada bir konsept konulmuştur. O konseptin bir maddesidir. Müdahale olursa tabii ki süreç tıkanır. Onu demek istiyoruz. Ve aslında herkese bir uyarıdır. Aynı zamanda güçlerimize de bir uyarıdır.

SURİYE KESİNLİKLE OLMAZ

Çekilenlerin Batı Kürdistan’a (Suriye) gidişleri diye bir şey kesinlikle olmaz. Çünkü Batı Kürdistan kendini örgütlemiş, mevcut durumda on bin civarında silahlı gücü var. Öyle bir şey olmaz. Orası öyle güçlerimizi çok kaldırabilecek düzeyde bir coğrafyaya sahip değildir. Coğrafyası ovadır, düzdür. Bizim arkadaşlar bir kere orada hareket edemezler. Dağda yetişmiş bir gerilla ovaya indiğinde kendini çıplak hisseder, rahat edemez. Farklıdır, oranın gücü zaten orası için yeterli hale gelmiş bulunuyor. Kendileri de bunu açıklıyor, öyle bir durum yok. Biz açıkladık nerede kalacağımızı, zaten üs alanlarımız vardır buralarda.

SİLAHSIZLANMAYA GİDER

Bize sorulanlardan biri de gerilla silahsızlanacak mı? Bu bir süreç işidir. Şimdi silahsızlanmadan bahsediyorlar. Evet, nihai olarak bu süreç oraya gider. Fakat izlenmesi gereken aşamalar var ve bu bir süreçtir. Eğer bu süreç izlenilirse tabii ki bu güç giderek tümden silahları devre dışı edecek bir programa sahiptir. Ama bu “hemen gitsinler, orada tehdittirler, yok orada bilmem silahsızlanmalı,” sözleri beylik sözleridir, sorunu kavramama ve ciddiyetinin farkında olmamadır.

İLK GRUPLAR BİR KAÇ GÜNE KADAR ULAŞIR

Şimdi bakın. 8 Mayıs itibarıyla güçler harekete geçti. Muhtemelen birkaç gün sonra ilk gruplar Medya Savunma Alanları’na ulaşır. Ve bu pürüzsüz gerçekleşirse ve herhangi bir engelleyici tutum olmazsa süreci hızla bitirmek istiyoruz. Yani ne olur ne olmaz gibisinden bir sürece yayma yaklaşımı söz konusu değildir. Bunun için böyle tarih belirlemek, gün vermek (bitişi anlamında) pek doğru değil. Biz aslında bu süreci mümkün mertebe hızla bitirmek istiyoruz. Örneğin, eğer bir engelleyici şey olmazsa ilk ay çok yoğun olur. Ama şimdi sürekli keşif uçakları dolaşıyor. Gerilla keşif uçağı altında yürümez. Gerillada keşif uçağına karşı tedbirler vardır. Keşif uçağı öyle her şeyi görseydi zaten kimse orada yaşayamazdı. Havadır yani, öyle her şeyi görmüyor. Hareket halindeki güçleri açık arazide görebilir. Gerilla da o tür bir pozisyona girmez. Yani keşif uçaklarının dolaştırılması otomatikman hareketin durdurulmasıdır. Keşif uçağı dolaştı mı gerilla durur. Çünkü eğer keşif altında yürürse bir nevi iradesini karşı tarafa teslim etmiş olur. Karşı taraf isterse gelip bulabilir. Gerilla kendisini bu pozisyona koymayacaktır, kendi kendini savunma temelinde yürüyecektir. Eğer karşı taraf hep gözetliyorsa ve hep diyelim havadan ve karadan gözetleyecekse ona göre pozisyon alır. Diyelim ki gözetliyorsa hareketini durdurur veya yana sarkar veya işte araziye uyar.

APO BAZI BİRİMLERLE GÖRÜŞTÜRÜLMELİDİR

Önder Apo’nun bizzat bir takım birimlerle ilişkilenme olanağının yaratılması, bu sürecin pratikleşmesini bizim açımızdan daha da rahatlatır. Bunun gibi şeylerden bahsediyoruz.

CHP’NİN SÜRECE DAHİL OLMASINI İSTİYORUZ

Geride bıraktığımız günlerde CHP’den 30 milletvekili de içinde bulunduğu solda duran 114 aydın; ‘’Barış İçin Özgürlükçü Demokrasi Bildirgesi’’ yayınladı. ‘’Süreci destekliyoruz’’ dediler. Biz hiç bir zaman zaten CHP’yi tümden devre dışı kılan bir yaklaşımı uygun görmedik. CHP’nin sürece dahil olması gerektiğini düşünüyoruz. CHP bu sürece dahil olmalı, günahıyla sevabıyla o da bu helalleşme sürecinde bulunmalıdır diyoruz.

MECLİS UZUN TATİL EDİLMEMELİDİR

Bu aşamada Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt sorunun gündemde olduğu ve çözüm sürecinin tartışmada olduğu ve yine birbiriyle çakışan iki husus ki bu durumla birlikte anayasanın da gündemde olduğu bu dönemde bizce de meclisin fazlaca uzun bir tatil yapmaması gerekir. Eğer Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in de böyle bir eğilimi varsa doğrudur.
 

Rota Haber