Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu en çok ana muhalefet partisi CHP tarafından dile getirildi ve üzerlerinde şüphe bulunan 4 Bakan’ın istifa etmesi gerektiği söylendi.
Ancak bu operasyonda üzerinde “örgüt lideri” şüphesi bulunan bir isim, Eski Taşdelen Belediye Başkanı Hüseyin Avni Sipahi, CHP tarafından Beşiktaş ilçesi belediye meclis üyeliğine aday gösterildi ve seçildi.
Sipahi’nin soruşturma sürecinde avukatlığını, 30 Mart’ta yüzde 76 oyla CHP’den Beşiktaş Belediye Başkanlığı’na seçilen Murat Hazinedar yapmıştı.
Hazinedar, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül’ün kontenjanından aday gösterildi ve aynı zamanda da Sarıgül’ün avukatlığını yapıyor.
Soruşturma dosyası ve polis fezlekesinde Sipahi üzerindeki suçlamalar özellikle bu 4 bakandan biri olan Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve oğlu Oğuz Kaan Bayraktar ile olan ilişkisi üzerine inşa edilmişti.
Hüseyin Avni Sipahi Al Jazeera’nin sorusu üzerine suçlamaların asılsız olduğunu ve dava sürecinin devam ettiğini açıkladı. Bu kişilerle ilgili ticari bağlantısı olup olmadığı sorusuna; “Ticaret yapmak suç değil “ yanıtını verdi.
Örgüt liderliği suçlaması
Sipahi, TOKİ grubu olarak bilinen eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ın da gözaltına alındığı soruşturma kapsamında şüpheliler arasında.
Hüseyin Avni Sipahi, 17 Aralık Yolsuzluk soruşturması kapsamında önce gözaltına alındı daha sonra mahkeme tarafından serbest bırakıldı.
Soruşturma dosyasında ve eski Bakan Erdoğan Bayraktar ile ilgili hazırlanan fezlekede Hüseyin Avni Sipahi, suç örgütü liderliği ile suçlanıyor.
Bayraktar ile yakın ilişki
Soruşturma dosyasında, Ali Ağaoğlu’nun, Maslak 1453 projesinin yanı sıra başka projelerindeki usulsüzlüklerin de göz ardı edilmesi ve haksız kazancını daha da artırmak amacıyla Eski Taşdelen Belediye Başkanı Hüseyin Avni Sipahi liderliğindeki Çevre ve Şehircilik Bakanlığında odaklanan suç örgütüne müracaat ettiği belirtiliyor.
Abdullah Oğuz Bayraktar ile birlikte örgüt lideri olmakla suçlanan Sipahi’nin, herhangi bir resmi kimliği bulunmamasına rağmen eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile samimi ilişki içerisinde olduğu iddiaları dosyada yer alıyor.
Erdoğan Bayraktar ile Sapihi’nin telefon görüşmelerinin yer aldığı dosyada, Erdoğan Bayraktar’ın, kendisine zaman zaman müracaat eden kişileri Sipahi’ye yönlendirdiğinin tespit edildiği iddia ediliyor.
İşadamlarının Bayraktar ile görüşmesini sağlıyor iddiası
Soruşturma dosyasında Bayraktar ile Sipahi’nin sık sık bir araya geldiği ve bu görüşmelerde Sipahi’nin, “suç örgütü” olduğu iddia edilen oluşuma müracaat eden bazı inşaat şirketi sahibi işadamlarının Erdoğan Bayraktar ile görüşmesini sağladığı iddia ediliyor.
Soruşturma dosyası ve fezlekede ‘Hüseyin Avni Sipahi liderliğindeki suç örgütünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığındaki etkinliğini kullanarak…’ başlığı altında örgütün işlediği iddia edilen suçlar üç madde halinde yer alıyor.
1-Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ihalelerini kazanan bazı inşaat şirketlerinin projelerindeki usulsüzlüklerine göz yumulması veya projelerini yapacakları arsaların imar planlarının istedikleri şekilde hazırlanmasını sağladıkları,
2-Yerel idareler tarafından (İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyeleri) onaylanmayan veya onaylanması mümkün olmayan imar plan değişikliklerini bazı yöntemler kullanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetki alanına soktukları, sonrasında ise kamu kurumlarındaki örgüt üyeleri aracılığıyla ayrıcalıklı bir şekilde kişiye özel imar planları hazırlattıkları,
3-Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurullarına gelen plan tadilatı dosyalarına müdahale ettikleri, kurullarda görevli komisyon üyelerine baskı yaparak yönlendirerek, RÜŞVET vererek, veya gerçeğe aykırı rapor düzenleyerek korunması gerekli tescilli yapıların bulunduğu arsaları, doğal sit alanlarını ve yeşil alanlar ile Boğaziçinde koruma altına alınan alanları imara açtırdıkları tespit edilmiştir.
“250 bin TL borç istedim”
Mahkeme tarafından ‘yurtdışı çıkış yasağı’ konularak serbest bırakılan Sipahi Ağaolu firmasında danışman olarak çalıştığını söyledi ve savunmasını şu şekilde yaptı;
“İsnat edilen suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Nüfus ticareti, rüşvet ve suç örgütüne katılmaya yönelik suçlamalarla alakam yoktur. Birinin nüfuzunu kullanmam söz konusu değildir. Rüşvet ile ilgili olarak benim arkadaşım O. U’dan 250.000 TL borç para istedim. Benim yeğenim Eray Arda’ya O.U’yu ara bana vereceği parayı şoförüm Davut’a teslim etsin dedim. Oğuzhan da parayı şoförüme verdiğinde teslim aldığını ilişkin makbuz istiyor. Şoförümde o parayı aldığına dair makbuzu veriyor. Yeni benim adıma TOKİ’den yapacağı işlerin takibi için giderken polis çeviriyor, bu parayı görüyor. Sonra şöförüme herhangi bir müdahale de bulunmuyor ancak sonradan anlıyoruz ki şoförümü takip ediyor ve TOKİ’ye bu parayı rüşvet olarak verdiği veya aldığı düşüncesinde bulunuyor.”
Mahkeme, Sipahi’ye daha önce verdiği yurtdışı çıkış yasağını kaldırdı. Sipahi hakkındaki soruşturma halen devam ediyor.